Türkiye-İsrail ilişkileri geriliyor!
Davos sonrası “İsrail’in Türkiye’ye daha çok ihtiyacı var” diyerek ilişkilerin bu süreçten fazla etkilenmeyeceğini iddia edenler yanılmaktadır. Gelişmeler, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek gerildiğini ve olumsuz bir sürece girildiğini göstermektedir. Nitekim İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı, İsrail’i suçlayan Türkiye’nin uzun yıllar önce Ermenilere dünyanın en büyük katliamlarından birini yaptığını öne sürerek, aynı politikanın bugün de Kürtler üzerinde sürdürüldüğünü iddia etti. İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı, İsrail’i Filistin topraklarını işgal etmekle suçlayan Başbakan Erdoğan’ın ülkesinin Kıbrıs’ın kuzeyini on yıllardır işgal ettiğini iddia etti.
Generalin, konuşmasını uluslararası temsilcilerin bulunduğu bir ortamı özellikle seçerek yapması da ilginçtir. Türkiye bu küstah suçlamaları “kabul edilemez” olarak nitelendirerek, İsrail’e nota verdi. Genelkurmay Başkanlığı da İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı’nın yaptığı konuşmaya ilişkin basında yer alan bazı sözlerin “Gerçekleri saptıran, maksadını aşan, talihsiz, hiçbir şekilde kabul edilemez, bulunduğu görevin yetki ve sorumluluklarıyla bağdaşmayan ve en önemlisi de iki ülke arasındaki milli menfaatlere zarar verebilecek boyutta ifadeler olduğunun değerlendirildiğini” bildirdi.
İsrail: Üstümüze gelmeyin!
İsrail basını ’Erdoğan, Peres’i azarladığında bile Türk Büyükelçi’yi çağırmadık’ dedi. İsrail Dışişleri, İsrail Büyükelçisi’nin Dışişleri’ne çağrılmasını “Bu tavrı not ettik” diye cevaplamıştır.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada ise ‘generalin iddiaları onun şahsi görüşü’ olarak nitelendirilmiştir. İsrail ordusunun biz “kurumsal olarak bu görüşte değiliz” demesi diplomatik bir manevradır. Bu tür çıkışlar durup dururken yapılmaz, onlara bu tür konuşmalar yaptırılır. İsrail, Türkiye’ye karşı birileri bunları söylemelidir diye düşünmüştür. Bu kapsamda da görev bu generale verilmiş olabilir. İsrail “Gelmeyin üstümüze, geliriz üstünüze” demiş olmaktadır.
Davos’ta yaşananların ardından Yediot Ahronot gazetesinde; İsrail’in Türkiye’ye zarar verme imkânlarından bahseden bir makale kaleme alınmıştır. Bu yazıda İsrail’in Türkiye’ye zarar verme yetenekleri irdelenerek şunlar yazılmıştı: “Günümüzde Kürtler, Ermeniler, Rumlar, ABD ve Avrupa var. Sizin dükkân bizimkine nazaran kırılıp dökülecek daha fazla eşya ile dolu.” İsrailli generalin konuşmasını bu bağlamda görmek gerekir.
Stratejik uyuşmazlık!
İsrail, bölgede Türkiye ile stratejik uyuşmazlık koduna girdiğini düşünmeye başlamış olabilir. Ülkeler birbirleriyle stratejik uyuşmazlık koduna girdiklerini anladıklarında birbirlerinin çıkarlarına zarar vermek için her yolu denerler. Ancak bunu görünür yöntemlerle yapmaz ve uyguladıkları stratejilerde de bunu açıkça ifade etmezler. Bu tür karşıt stratejiler iki ağzı keskin bıçak gibidir, bu bıçağın görünen taraflarından daha çok görünmeyen tarafları keser. Bu durum, dost olarak kabul edilen bir hasma karşı dolaylı ve örtülü taktikler uygulamayı zorunlu kılar.
Bu bağlamda düşünüldüğünde İsrail’den Türkiye’ye yönelik tehdit ve şantaj içeren yarı resmi çıkışların boyut ve yöntem değiştirerek önümüzdeki günlerde de devam edeceği düşünülmelidir. Bu bağlamda İsrail’in, Türkiye’deki istikrarsızlığı kışkırtmak için eline geçen her imkânı değerlendireceği hesaba katılmalıdır. Yapılacak iş yeni İsrail sürprizlerine hazırlıklı olmaktır.