Türkiye için, yeni proje
Tarafsız Cumhurbaşbakan Erdoğan, Meclis’te konuşurken, önderliğindeki AKP iktidarı, dış politikada kafaları karıştırmaya devam ediyor. Düşünün; tarafsızlıkları böyle olursa, taraflısı, milletin başına ne sorunlar açar. Tüm konuların birbirine bu kadar karışması, iktidarında, ne yapacağını tam olarak bilmediği ve ne tarafa döneceğine karar veremediği, her şeyi, eline yüzüne bulaştırdığı, anlamına geliyor. AKP iktidarının IŞİD’e tü kaka derken el altından, bu terör örgütüne yardımcı olduğu, artık sır değil. Yedi düvel, bu konuda AKP’nin tutumunu biliyor. Terör örgütünün, kentlerimizde örgütlenmesinin tek sorumlusu, iktidar.
Ancak gözden kaçan; her ne kadar Batı dünyası, AKP iktidarına ihtiyaç olduğunu tekrarlıyorsa da, güvenmediklerini saklamıyor. Hatta Batı başkentlerinde bu nokta, açık açık vurgulanıyor. Aslında, tam anlamıyla bir çapulcu ordusu olan, IŞİD’in kullandığı savaş taktikleri ve stratejik alanları ele geçirme çabaları, olayın göründüğü kadar basit olmadığını gösteriyor. Belli ki oynanan bir satrançta, usta oyuncuları olmayan ve dışarıya karşı ezik liderleri ile Türkiye, bu oyunda ancak bir piyon.
Üzüntüm, tıraşlayıp polis gücüne çevirdikleri askeri birliklerimizi de, bu oyunda harcamaya çalışmaları. 40 bin evladımızın katilleriyle pazarlık yapanlar, bir 40 bin gencimizi daha feda etmiş ne yazar. Onlar kendi oğullarını, raporlarla askerden kaçırıp, gemicikler sahibi yapıyor, askere giden gençlerimizin kanı dökülmüş umurlarında mı? Benim anlayamadığım, bu tezkereye MHP’nin, neden olumlu oy vereceği. Tezkerede iki önemli nokta var.
Biri, askere sınır ötesi görev vermek. İkincisi de, yabancı kuvvetlere izin vermek. ABD’nin kara gücü göndermeyeceğini Başkan Obama açıkladığına göre, MHP bu yabancı gücün, kim olduğunu biliyor olmalı. Ben bilmiyorum da merak ettim. Gelecek olan yabancı güç Yunanlılar mı, yoksa PKK’lılar mı, göreceğiz. Ancak bu tezkereye, kim olumlu yaklaşırsa, sonucuyla da, onlar mahkûm olacak. Beni korkutan, bundan daha önemli şeyler.
Bu arada Washington’da, garip şeyler oluyor. Türkiye ile ilgili, sizlerin göremeyeceğiniz, ancak sonuçları ile sonra muhatap olacağınız, ilgi çekici gelişmeler. Geçmiş deneyimlere dayanarak, Türkiye için endişeliyim. Durumu biraz açmak gerekirse; 12 Eylül 1980 darbesi ardından, Türkiye’ye sevk edilen Amerikalı görevli konusunda, inanılmaz bir artış var. Ne zaman Washington’dan, Türkiye’ye yönelik bir proje veya plan uygulamaya konsa, bu konuda, hedef ülkeye, bir dizi görevli gönderilir. Projenin önemi ve zorluğu, gönderilen görevli sayısı ve türü ile ortaya çıkar. Zaten bunun ilk işareti, yeni atanan Büyükelçi Bass’ın itimatnamesini sunma dönemi olan bir iki ay bile Ankara’ya eski bir Büyükelçiyi maslahatgüzar olarak göndermelerinden belliydi.
Son günlerde Washington’dan Türkiye’ye gönderilmeye hazırlanan görevli sayısı, akıl almayacak boyutlara ulaştı. Ben bu sayıya, son 30 yıldır, ilk kez çıktığını görüyorum. Bunun da Türkiye’de önümüzdeki dönemde yeni ve büyük boyutta bir oyunun sahneye konacağı işareti olduğuna inanıyorum. Bu düzeyden veya sayıdan biraz daha azı Kenan Evren’in darbesi ardından, göreve gönderilen emekli Amerikan Büyükelçisi Morton Abramowitz dönemindekinden biraz daha fazla. Abramowitz baba Bush döneminde 1989’da Ankara’ya gönderildi. Daha önce Reagan tarafından atanmış bir iş adamı Hupe büyükelçilik yaptı.
Ne demek istediğime açıklık getireyim. Türkiye’de Amerikalı görevli akımı ne zaman artsa, ülkede birçok şey kökten değişti. Mesela Abramowitz dönemi tamamen Turgut Özal iktidarını kapsar. Anlaşılan, Erdoğan’ın Başbakanlığı da bırakmadığına tanık olduğumuz şu günlerde, ABD veya ABD yanlısı gruplar, Türkiye’de köklü bir değişime hazırlanıyor. Bu değişim, en tepeden en geniş ağa kadar olabilir. Ayrıca Türkiye’yi ekonomik bir felaketin beklediğini bir ekonomist olmayan ben bile görüyorsam, varın anlayın en hafifinden başımıza gelecekleri.
Yazıya başlarken, başta da yazdığım gibi, Çankaya’daki, Meclis’te konuşuyordu. Konuşmayı takip edince, sanki güvenoyu isteyen, yeni hükümetin başı konuşuyor gibi geldi bana. İnsanın sabırla, büyük bir hırs ve kini gizleyerek yapılan bu konuşmayı dinleyebilmesi için, yüreğinin çok geniş olması gerekiyor. Neyse, genel olarak, bu kışın Türkiye için kolay olmayacağı açık. Amerikan doları, dünya borsalarında düşerken, Türkiye’de zıplaması, ekonominin her yönünü etkileyeceğe benziyor.