Türk Ocakları Kongresi
Çanakkale Zaferi’nin mimarı olan Türk Ocakları, Cumhuriyeti kuran iradenin ta kendisidir. Türk Milliyetçiliğinin gelişimi ve Türkiye’de vatanseverliğin kaynağını oluşturan Türk Ocakları’nın, ne yazık ki son yıllarda bazı genel merkez yöneticileri hükümetin değirmenine su taşır hale geldi. Bazıları diyorum çünkü genel merkez yöneticilerinin büyük bölümünü tanırım. İyi niyetlerinden asla şüphe duymam. Ancak, ülkemizin bölünme eşiğine geldiği sırada Türk Ocakları’nın yüz yılı geçen tarihine yakışmayan suskunluğu, pasifliği tüm mensuplarının yüreğini kanatıyor. Bugüne kadar hizmeti geçmişlere saygıda kusur etmek bize yakışmaz. Ocaklılık ahlakına asla uymaz. Lakin, Türkiye’nin kültür seviyesinin en yükseğinde bulunan Türk Ocakları artık beklentilere cevap veremiyor. Yurdun çeşitli yerlerindeki şubelerin yoğun gayretine rağmen yorgunlukları, yılgınlıkları her halleri ile belli olan genel merkez ağırlığı taşıyamaz hale gelmiş. Türk Ocakları gönüllülük ilkesi ile çalışır. Faaliyetleri gönüllüler tarafından yürütülür. Gönüllülük heyecan ve üretim esasına bağlıdır. Gönlünde Türklük heyecanı azalmış, hizmet aşkı pörsümüş, hükümet ile ilişkilere zeval gelmesin anlayışı ön plana çıkmışsa oradan ne proje çıkar ne de net tavır! Bu durumda ısrarla görevde kalmak, makamı işgal etmek yerine mevcutların, kendilerinden daha iyi yapabilecek bir ekibe görevi devretmesi gerekir. Bu taleplerimizi defalarca uygun lisan ve üslupla Türk Ocakları genel merkez yöneticilerine ilettik. Bazı arkadaşlarımız olağanüstü güzel projeler hazırlayarak faaliyetlerin gelişiminde görev almak istediler. Her seferinde sudan sebeplerle gerçekleşemedi. Yılın belli günlerinde anma toplantıları, yazılı açıklamalar, dergi yayını ile her şeyin yerine getirildiğine dair kanaat oluşturuldu. Her şey para demek değildir. Para kaynağı olmadığı için faaliyetlerin gerçekleşemediğine dair bahanelerin ardına sığınmanın anlamı yok. “Yapamadık.. Beklentileri yerine getiremedik.. Bizden daha iyi yapabilecek bir ekibe gönül rahatlığı ile emaneti teslim edelim” demesini beklediğimiz dostlarımız ilan edilen kongre tarihi ile beraber telaşa kapılmışlar. Yüreğinde Türklük ve milletine hizmet aşkı olan binlerce Ocaklı yıllardır Türk Ocaklarının başına “Ak Sakalımız. Hocaların Hocası Prof. Dr.Mustafa Kafalı” nın getirilmesi için çaba sarf etti. Kafalı Hocam ise gençlerin önünü açıp, genç kadrolara şans verilmesini isteyerek ısrarlı teklifleri geri çevirmişti. Ulu çınar Kafalı Hoca, fikren en gencimizdir. Onun bilgi ve tecrübesine erişebilmek çok zordur. Bu zor günlerde Kafalı Hocamızın etrafında bütün Türk aydınları birleşerek Türk Ocakları’nın hak ettiği seviyeye yükselmesi zorunludur.
Türk Ocakları kongresine yönelik bu çalışmalar esnasında Türk Ocağı geleneğine yakışmayan bir tutumla karşılaşmak gönüllerde onulmaz yaralar açtı. Genel Başkan adaylığını açıklamak için Türk Ocağı binasında bir saatlik yer tahsisi talep eden Hocamıza “uygulamalarımızda böyle bir durum yok” cevabı veren genel merkez yöneticilerini kınıyorum. Tüm Türk Ocaklıların Hocası olan Kafalı’ya reva görülen bu tutum, mensupları tarafından hoş görülmediği gibi affedilmeyeceği kanaatindeyim. Unutulmasın ki Türk Ocaklıların Kafalı Hoca’ya hayatlarının her safhasında vefa borçları vardır. Türk Ocakları merkezi ve şubelerinde yüzlerce konferans verip, doyumsuz sohbetlere katılan bilge çınar, kendisine yapılan bu haksızlığa rağmen, Ankara, Türk Ocağı Caddesi’ndeki genel merkez binası önünde 12 Nisan Cumartesi(bugün) günü saat 11.00’de basın açıklaması yaparak adaylığını açıklayacak. 19 Nisan 2014’de Ankara Ticaret Odası Salonunda gerçekleşecek seçimler için hazırlıklarını sürdürecektir.