Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Türk Ocağı mahkemede...

Asırlık Türk Ocakları'nın, asli görevini bir kenara bırakıp şahsi kaprisler yüzünden mahkeme kapılarında kendi üyeleri ile didişmesi ne kadar acı... Bu acıyı yüreğinde hissetmeyenin Türk Milliyetçisi olmasından şüphe duymak da hakkımız olsa gerek.

Türk Ocakları'nın faaliyetlerine katılıp, elimizden geldiğince destekleme gayretlerimizi bu sütunlara taşıdık. Başta Konya Türk Ocağı olmak üzere şubelerin olağanüstü gayretlerini yazıp, takdirlerimizi beyan ettik. Geçtiğimiz yıl Türk Ocakları Genel Merkezi kongresindeki anlamsız uygulamayı eleştirdiğimiz gibi, Ocağın kimsenin tapulu malı olmadığını, hakkaniyet ölçülerinde Türk Milletine hizmet amacını gerçekleştirmesi gerektiğine dikkat çekmiştik. Ankara'da yıllarca Türk Ocağı Başkanlığı yapan değerli büyüğümüz Türkan Hacaloğlu'na reva görülen kapatma girişimi mahkemeden döndü. Ancak genel merkez, çalışan, üreten, vatandaşla irtibat kurup Türklüğün var oluş davasını anlatan şubelere karşı neredeyse savaş açmış. 10 Ocak Pazar günü kongre yapacak olan Ankara Türk Ocakları'nın kongrenin iptali için yine adliye koridorlarını aşındıran genel merkeze yargıdan tokat gibi cevap geldi. Ve Pazar günü Ankara Maltepe'deki Türk Ocağı şubesi genel kurulunu yapıp yoluna devam edecek.

Sadece Ankara değil. Faaliyetleri ile İstanbul sınırlarını aşıp Marmara-Trakya bölgesinde gecelerini gündüze katıp, üniversitelerdeki gençlerden, esnafa, işçiye, kadınlara kadar teşkilatlanan Maltepe-Türk Ocakları'nın bizzat takdir ile tanık olduğum faaliyetlerini sakıncalı gören genel merkez, Maltepe'yi de mahkemeye vermiş. Gebze, Manisa ve Nevşehir için de kapatma kararı alarak dernekler yasasını ihlal ediyor. Maksatlarını anlamak mümkün değil. Mahkeme evrakını incelediğimizde şaşırıyoruz. Aklıma ister istemez Türk Ocaklarının emekliler lokali olmasının ötesinde faaliyet yapmasının istenmediği geliyor.

Türkiye'nin içinde bulunduğu şu ortamda Türk Ocakları'nın yurt genelinde şubeler açarak Türk Milletinin uyanışına vesile olmak yerine mevcut şubeleri kapatmaya kalkışması hangi mantığa dayanıyor bilmem. Bildiğim ve tanık olduğum, yanlış hesabın Bağdat'tan olmasa da mahkemeden dönüşüdür. Nitekim mahkeme Türk Ocakları'nın en son gerçekleştirdiği 43'üncü genel kurulunu iptal etti. Bir bakıma yönetimin yetkisi sona erdi. Değerli okuyucularımıza bu konuyu hatırlatmakta fayda var. Türk Ocakları Genel Merkez yöneticileri koltuklarını koruyabilme amacıyla tüzüğe aykırı olarak eş, dost, akrabalardan oluşan 76 tabii delege yazmıştı. Siyasi partiler ve dernekler yasalarına göre delege seçim ile belirlenir. Nitekim Nevşehir Türk Ocağı delegesi Ömer Ay, genel kurulda tüzüğünün 12'nci maddesinin değişimi için önerge verip, hukuka aykırı maddenin değişimini istemişti. Ancak kabul edilmedi. Mahkeme iç hukukun bitmediğini tüzük değişimi gerçekleşmesi için sürecin devam ettiğine hüküm vermiş. Şimdi Ömer Ay ile beraber arkadaşları tüzük değişikliğini sağlamak için mahkeme kararı aldırıyor. Bu arada kongre iptal edildiği için, yetkisiz olan yönetim yerine kayyum atanması ve kayyumun gerçek delegelerle kongreyi gerçekleştirmesi söz konusu.

Halka rağmen siyaset yapılamayacağı gibi Türk Ocağı'na gönül vermiş fedakâr üyelerine rağmen o genel merkezde kalmak da zor. Tam da MHP'de olağanüstü genel kurul için imzalar toplandığı sırada Türk Ocakları'nın benzeri durumda olması da hiç tesadüf değil. İşi ehline teslim etmek en iyisi... Asırlık Türk Ocağı'nı bu hale getirenler umarım yaptıkları hatadan geri dönme erdemini gösterirler. Kavgalı eve gelin de, misafir de gitmez. İnsan, insanın aynasıdır. Türk Milliyetçilerini temsil eden bu güzide kuruluşların bir an önce sağlıklı yönetimlere kavuşarak asli görevlerini yerine getirmesini arzu ediyoruz. Hepsi o kadar.

Yazarın Diğer Yazıları