Türk Devriminin Devrimci Türkleri
Türk adı, tarihin gündemine devrimlerle gelmiştir” der Doğu Perinçek. Doğru der. Devrimlerinin en büyüğünü bu ulus Atatürk’ün öncülüğünde gerçekleştirdi. Dünya “Türk Devrimi” diyor buna.
Müslüm Ulusoy, bu devrime yüreklerini koyanları, yani “Devrimci Türkler”i yazmış 610 sayfalık bir kitapta (Asya-Şafak Yayınları).
Devrim yıllarının ayrıntılı tarihi olan bu kitabı okuduğumuzda; önder, örgüt ve öğreti üçlüsünün en yetkin bileşimini bulunca devleşenleri, olmazı oldurup, yıkılmazı yıkıp, yapılmaz sanılanı, ülkü aşkıyla, el ve gönül birliğiyle ve kararlılıkla yapan mangal yüreklileri görüyoruz, tanıyoruz, tanışıyoruz onlarla.
Sonra çelişmeler, çekişmeler, ayrı düşmeler, algısı, çapı, bilgisi, ufku yetmeyenler oluyor. Başkaldırılar, ayaklanmalar, ayıklanmalar oluyor. Ve bütün bunlara karşın, bin bir mihnet ile bitirilen gül gibi, dikenine de katlanarak devrimcilerin elinde büyüyen, katmerleşen bir Cumhuriyet var. O büyüdükçe küçülenler, küçüldükçe alçalanlar da oluyor.
Ve Atatürk... Ne idi, ne oldu, ne yaptı, neye karşı yaptı, nasıl yaptı, yaptı da ne oldu?
Müslüm Ulusoy, bunların hepsinin yanıtını veriyor bu kitapta.
Birkaç önemli başlık vereyim yerimin yettiğince, ötesini merak edenler alsınlar bu kitabı, bilgilenirler, güçlenirler, içlenirler.
-Churchill, Atatürk’ün öldüğünü duyunca “Artık Türkiye’ye kredi açabiliriz” dedi.
-Casus İzzettin’in itirafları: Dersim İsyanı’nda Fransız-İngiliz parmağı var.
-Şeyh Said 1914’te de isyan etmiş, sonra kuyruğu sıkışınca Ruslara sığınmıştı.
-Mustafa Kemal’in “Baba Eftim” dediği Ortodoks Türk “Papa Eftim” ... Kurtuluş Savaşındaki hizmetleri... Atatürk, Türk dostu bazı Rumları mübadele dışı tutmuştu, bundan pişman değildi. Fakat Hıristiyan Türkleri Yunanistan’a gönderdiği için pişmandı.
27 Mayıs Bir Devrimdir
27 Mayıs, devrimler sıralamasında alt sıralarda yer alıyor Cüneyt Akalın’a göre. Hikmet Kıvılcımlı’nın 27 Mayıs’ın devrimsel çapı hakkındaki benzetmesi ise oldukça ilginç ve anlamlı: “Kediye göre budu”.
Kaynak Yayınları arasından çıkan “27 Mayıs Bir Devrimdir” adlı kitabının önsözünde Cüneyt Akalın şu yorum ve çözümlemeleri yapıyor: “27 Mayıs kendine özgü bir devrimdi, bir büyük altüst oluşa yol açmadı, kendi çapında sonuçlar doğurdu. Yakın tarihimizde bıraktığı iz, öncelleriyle, yani Anadolu Devrimiyle, II.Meşrutiyet’le kıyas kabul etmez. 27 Mayıs, olsa olsa onları izleyen küçük bir halka olarak değerlendirilebilir.
Bu tespiti yapmak, belki 27 Mayıs’ı büyütmez, ama inkârcılığa da prim vermez.
(...) 27 Mayıs, bir devrimdir. Bu kitap, yaşanan olayları anımsatarak tarihe tanıklık etmeye çalışacak.”
Sayın Akalın, bu tanıklığını hakkıyla yapmış. Yerimizin yettiğince, başlıklar aktaralım bu tanıklıktan:
-27 Mayıs’ı hazırlayan ekonomik nedenler: 4 Ağustos 1958 devalüasyonu, dolar 2,80’den 9 TL’ye çıktı. İhtilalden sonra, Maliye Müsteşarı Sait Naci Ergin “Hazinenin elinde sadece 85 milyon var” dedi.
-1961 Anayasasından “6 ok” dışlandı. Milliyetçilik ise, Temsilciler Meclisi’nin CHP güdümlü üyelerinin oylarıyla 3 kez reddedildi. Cemal Gürsel ve Suphi Karaman’ın çabalarıyla 9’a karşı 11 oyla güç bela Anayasa’nın başlangıç bölümüne konulabildi. MBK’nın CHP eğilimli üyeleri milliyetçiliğe karşı oy verdiler.