Türk akademisinde Suriyeli istilası!
YÖK’ün resmi verilerine göre, 2022-2023 Eğitim-Öğretim döneminde Türkiye’de toplam 3 bin 69 yabancı uyruklu öğretim elemanı bulunmakta.
Bunların 1293’ünü kadınlar, 1776’sını ise erkekler oluşturuyor!
Bunların 177’si İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi’nde, 126’sı İstanbul Üniversitesi’nde, 95’i Başkent Üniversitesi’nde, 74’ü Boğaziçi Üniversitesi’nde, 67’si İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, 56’sı Gaziantep Üniversitesi’nde, 54’ü Hacettepe Üniversitesi’nde, 53’ü İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde, 43’ü Erciyes Üniversitesi’nde, 32’si İstanbul Medipol Üniversitesi’nde, 30’u Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde, 29’u Çukurova, Dokuz Eylül Üniversitelerinde liste böyle uzuyor gidiyor!
Hemen hemen her üniversite bünyesinde yabancı uyruklu öğretim elemanı çalışıyor!
İşletme Fakültesi’nde çalışan da var, İletişim Fakültesi’nde de!
İlahiyat Fakültesi’nde çalışan da var, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde de!
Hatta ve hatta üniversitelerin rektörlüklerinde çalışanlar dahi var!
Bilimsel anlamda yetkin, alanında söz sahibi isimlere söz söylediğimiz yok.
Elbette hangi dine, hangi ırka, hangi millete tabi olduğuna bakılmaksızın bilim uğruna istediği yerde ve kurumda çalışabilir bir bilim insanı.
Ancak bu isimlerin çoğu öğretim görevlisi konumunda!
Az olmakla beraber aralarında araştırma görevlileri de var!
Uyruklarına bakalım bir de isterseniz!
Akademisyenlerin bazılarının uyrukları ise şöyle:
Suriye Arap Cumhuriyeti: 257 akademisyen, bunların 144’ü öğretim üyesi, 117’si doktor öğretim üyesi, 17’si doçent, 6’sı ise profesör!
İran İslam Cumhuriyeti: 433 akademisyen, bunların 187’si öğretim üyesi, 206’sı doktor öğretim üyesi, 21’i doçent, 15’i profesör.
Afganistan İslam Cumhuriyeti: 18 akademisyen
Azerbaycan Cumhuriyeti: 253 akademisyen
Bangladeş Halk Cumhuriyeti: 16 akademisyen
Cibuti Cumhuriyeti: 1 akademisyen
Filistin Devleti: 40 akademisyen
Hindistan Cumhuriyeti: 30 akademisyen
Irak Cumhuriyeti: 76 akademisyen
Kamerun Cumhuriyeti: 2 akademisyen
Kenya Cumhuriyeti: 1 öğretim üyesi
Moritanya İslam Cumhuriyeti: 1 akademisyen
Nijer Cumhuriyeti: 28 akademisyen
Pakistan İslam Cumhuriyeti: 44 akademisyen
Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti: 1 araştırma görevlisi
Tacikistan Cumhuriyeti: 1 araştırma görevlisi
Uruguay Doğu Cumhuriyeti: 1 öğretim görevlisi
Yemen Cumhuriyeti: 23 akademisyen
Kadrolar yoğunluklu olarak öğretim üyesi!
Genel olarak baktığımızda Suriyeli akademisyen sayısındaki artış Suriye iç savaşıyla paralel olarak artış gösteriyor!
Yani diğer ülkelerden gelen akademisyenlerden farkları, göç dalgasıyla beraber Türkiye’ye gelmeleri!
Hatta 2022 yılında 392 olan Suriyeli akademisyen sayısı, 116’ya düştü diye bir haber vardı!
Bu akademisyenlerin uyruklarına göre çalıştıkları birimler bazında ise istatistiksel bir veri yok!
Bizim ülkenin gençleri ise 4 yıllık lisans eğitiminin üstüne ALES sınavına hazırlansın, YDS’ye hazırlansın fırsatını bulabilirse yüksek lisans programına girmeyi başarsın!
En az 2 yıllık yüksek lisans eğitiminin üzerinden yine sınavlara çalışsın ve yine fırsatını bulursa onca torpilli arasında şansı yaver gitsin ve doktora programına kayıt olsun, 4 yılda burada okusun!
Yazarken kolay, okurken kolay, söylerken kolay ancak toplamda baktığınızda, koskoca 22 yılını eğitim hayatıyla geçirsin, sonrası mı?
Ankara’da dayı lazım adama!
Ankara’da dayın yoksa bir üniversitede kadro bulup çalışmak hayal!
İstediğin kadar yetkin ol, istediğin kadar bilimsel üretimin olsun, Ankara’da dayın yoksa açsın!
Daha öncede yazmıştım!
Gencin kendi isteği üzerine bazı bilgilerini veremeyeceğim ama 33 yaşında bu genç. Türkiye’de sayılı gencin girmeyi başardığı ODTÜ’de çift anadal yapıyor. Yani iki bölüm birden okuyor.
ODTÜ ve Hacettepe Üniversiteleri''nde iki farklı yüksek lisans programını bitiriyor. Daha sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’nde doktora yapıyor. Normal bir ülkede bu gencin derhal üniversitede akademisyenliğe başlaması gerekirken asgari ücretle iş arıyor bu gencimiz Türkiye’de.
Bu gencimiz girmesi bile zor olan bu okullarda kim bilir ne zorluklarla okudu. Daha önce de yazmıştım hatırlarsınız.
Şanslı kesim içindeyse devletten burs almıştır o da en yüksek 3825 TL zaten. Ohooo bu parayla sağlık sigortasını da ödemiştir, kirasını da ödemiştir. Üstüne birikim yapıp kenara köşeye altın falanda atmıştır kesin!
Bu ülkenin sayılı insanları arasında yer alan bir gencimiz asgari ücrete bile razı olduğu bir iş arıyor. Yahu bu gence insan iş vermeye utanır.
İşte Türkiye’de binlerce Türk genci bu durumda, ama elin Suriyelisi, İranlısı, Cibutilisi geliyor benim ülkemde yabancı kontenjanından akademisyen oluyor!
Bu ülkede Türkler garip oldu derken boşuna demiyoruz!