Türkiye’nin turizm sektörü, nitelikli personel bulma ve tutma konusunda uzun süredir zorluk çekiyor. Bu sorun, Avrupa’daki korona virüs kriziyle birlikte daha da büyüdü. Kaliteli hizmet ve müşteri memnuniyeti için kalifiye eleman ihtiyacı artarken, bu elemanların maaşları da yükseliyor. Bu da sektörün maliyetlerini yükseltiyor ve rekabet gücünü azaltıyor. Avrupa’daki işletmeler ise Türkiye’deki kalifiye elemanlara cazip teklifler sunarak onları kendi ülkelerine çekmeye çalışıyor.
Avrupa’da hizmet sektörü, korona virüs salgını nedeniyle daralma yaşıyor. Bu durum, Avrupa’da turizm personeli açığına yol açıyor. Avrupa ülkeleri, bu açığı kapatmak için Türkiye’nin turizm sektöründeki kalifiye iş gücünü hedef alıyor. Türkiye’deki turizm öğrencileri ve mezunları, Avrupa’daki işletmelerden gelen cazip tekliflere ilgi gösteriyor. Bu teklifler, onlara dünya pazarını tanıma ve deneyim kazanma fırsatı sunuyor.
Turizm fakültesi öğrencileri, yurt dışında çalışma fikrine olumlu bakıyor. Mezuniyet sonrası sektörleriyle ilgili uluslararası bir vizyon edinmek isteyen öğrenciler, yurt dışından gelen teklifleri değerlendiriyor. Ancak, öğrencilerin çoğu Türkiye’de çalışmayı tercih ettiklerini de söylüyor. Gençler, Türkiye’nin turizm sektöründe ve mutfak kültüründe gelişmiş olduğunu düşünüyor. Ancak, Avrupa’dan gelen teklifler çok cazip olduğu için reddetmek zor oluyor. Öğrencilerin kariyer planlarında Avrupa uzun vadeli bir hedef değil. Onlar, Avrupa’da kazandıkları deneyimleri Türkiye’ye getirmek istiyorlar.
