Trabzonspor'un yeni transferi Pepe'nin hayat öyküsünü Turgay Beşyıldız yazdı
Turgay Beşyıldız / YENİÇAĞ
Türk futbolunun efsane isimlerinden merhum Metin Kurt demişti: "Futbol oynayacaksam halka yakın olurum. Bu yüzden sol kanattayım."
Trabzonspor’un yeni transferi Nicolas Pepe ama onu herkes ‘Nico’ diye tanır. Siz de onu görürseniz ‘Nico’ diye seslenin. O da, taraftarına yakın olmak için Bordo Mavililer’in eski ilk milli oyuncusu Ali Kemal Denizci gibi, halka yakın oynuyor sağ kanatta…
İsmi Pele’yi çağrıştıran Pepe, 29 Mayıs 1995'te annesi Bayan Pepe ve babası Papa Celestin'in, kuzey-orta Fransa'daki Mantes-la-Jolie komününde doğdu.
Nicolas Pepe, mütevazı bir kökenden ve fakir bir aile geçmişinden geliyor. Aslen Fildişi Sahillerinden... Fransa'da doğmuş olmasına rağmen ailesi daha iyi bir yaşam aramak için, 1990'ların ortalarında, Afrika’dan ata toprağından bir çok Afrikalı gibi, Fransa'ya göç eden Fildişili göçmenlerinden...
Başkent Paris'e yerleştikten sonra, Pepe'nin ailesi uygun işler aramak zorunda kaldı. Babası Celestin, annesi kahya olurken, kendisi hapishane de buldu ama gardiyan olarak!
Nico'yu doğduktan sonra, Mantes-la-Jolie komününde büyüdü. Daha sonra, erken yaşta babası, bölgede bir işe girdikten sonra batı Fransa'daki Poitiers'e göç etmeye karar verdiler. Kuzeydoğu Paris'te büyürken; O, oyuncak yerine futbol topunun peşinden koşmayı seçti.
Ne bilsin, 24 yaşına geldiğinde İngiltere Premier Ligi’nin topçuları! Arsenal yani; kendisi için 80 milyon Euro bonservis bedeli ödeyecek. Bilse sanırım küçük dilini yutardı.
Okul hayatına başladığında 6 yaşındayken, bir gün erkek öğretmeni kendisine şu soruyu sordu’’ Nicolas, hayatta ne yapmak istiyorsun?’’ Nico hiç düşünmeden yanıtladı, "Büyüdüğümde profesyonel bir futbolcu olmak istiyorum". Bu cevap şekli ile, Nico'nun çok kararlı olduğunu o an asla düşünemeyen öğretmenini şaşırttı. İlerleyen günlerde de öğrencisine ona destek oldu.
Pepe'nin devam eden futbol tutkusu, seçmelerini başarıyla geçtiği ve yerel Fransız kulübü Stade Poitevin ile resmen başlamıştı. Kulübün o zamanki üst düzey takımında, Fransız beşinci kademe liginde oynamaya ilk kez start verdi.
Kulübün teknik ekibi, onun topa olan yeteneği karşısında hem şaşırdı, hem sevindi. Gençlik seviyesindeki etkileyici performanslarına rağmen, Nico'nun tutarsız olduğu veya bazı durumlarda tembel olduğu yönünde düşünceler vardı. Bu nedenle, kimse ona fazla yaklaşmadı, fazla da yüz vermedi. İlk takımında düzenli olarak formunu koruyunca, kendine karşı olan düşünceleri de yavaş yavaş değiştirmeye başladı.
Ailesi geçim için ekonomik bir mücadele verirken, en büyük hayali annesini, babasını ebeveynlerini, bu sıkıntıdan kurtarmaktı. Aslında ipler sihirbaz olmasa da onun elindeydi. Daha doğrusu ayaklarındaydı!
PEPE’NİN ŞÖHRET BASAMAKLARI VE ONA İLK AŞK!
Bu Afrikalı çocuk Nicolas Pepe'nin performansı, Poitiers'i 2012-13 futbol sezonunda küme düşmekten kurtaran 3-1'lik bir galibiyet elde etmesine, yardımcı olmada etkili olduğu için tırmanış gösterdi. Aslında o yıllarda bir Fildişili futbol dehasının, hikayesinin fragmanları başlamıştı bile. Kod adı: "Nico".
Bu başarı ona Batı Fransa'da bulunan bir futbol kulübü olan ve şu anda Batista Mendy’in de transfer edildiği Fransa’nın Ligue-2 ekiplerinden Angers'ten bir teklif getirdi. Bu ilk ciddi teklifti. Bu, Nicolas Pepe için bir başlangıçtı.
Bleacher ReportsSpor Yönetmeni Luis Campos, Nicolas’ın oynadığı bir maçı izleyince, her şey o gün başladı. Sportif Direktör Luis Campos'un Nicolas Pepe'nin potansiyelini fark ettiği gün; Nicolas Pepe'nin yükselişinin başladığı gün oldu.
Eski Real Madrid scoutu, rakip takımın bir oyuncusunu seyretmek için orada olmasına rağmen, Pepe'yi gördüğü andan itibaren, ne izlemeye geldiği oyuncuya ne de başka bir oyuncuya döndü. Bu onun, verdiği bir röportajda, Pepe’nin futboluna olan ilk aşkının başlangıcıydı sanırım.
Real Madrid’ in eski scout ekibinden de olan Campos, özellikle Pepe’nin 82. dakikada attığı golde; "Ona çabucak aşık oldum." sözünü France Football web sitesine söylemişti. Pepe'yi yeterince gördükten sonra, Lille'nin yeni sahibine Fransız-Fildişili yıldızı satın almasını söylemeye karar verince, Nico için şöhretin tozlu, çakır dikenli yoluna çıkılmıştı artık…
Pepe, 21 Haziran 2017'de Orléans ile kiralık bir sezon geçirdikten sonra, OSC Lille'e katıldı. Müthiş temposu Lille'i, Avrupa'nın en yıkıcı kontra atak takımlarından biri haline dönüştürdü.
Yakışıklı görünüme sahip olan Nico'nun, olası gizli aşkı da, aslında dram ve ilginçlik içermediği için, medyanın gözünden kaçan bir aşk olarak değerlendirilmiştir çoğu zaman! Nico hızlı, sprinter ve çabuk düşünen bir zekaya sahip olarak bilinir. Sosyaldir, iletişimcidir çoğu insan gibi eğlenmeyi sever.
Nico'nun başarısında aslında, ebeveynleri ve aile üyelerinin payı büyük olduğu söylenir. Örneğin babası, oğluna daha iyi bir gelecek sağlamak için her şeyini feda etmiş biri olarak bilinir.
Aslında Nicolas'ın babası da Celestine Pepe, bir zamanlar profesyonel olmayı başaramayan ve bu içine dert olan bir futbolcuydu. Kendi başaramadığı işi, oğlunun başarması onun için gurur vericiydi. Küçük oğlunun bir kariyeri olması için Hapishane amirliğine yükselen görevini o yılarda artık bırakmaya karar vermişti. Celestin, oğluna yakın kalabilmek için bir futbol eğitmeni olarak lisans almaya kadar gitmiş biriydi üstelik. Pepe, ailesiyle birlikte aslında yalnız büyüyen bir çocuk değil idi. Kardeşlerinden biri olan Kwame ile de çok zaman geçirmişti.
Transfer Marketler de, Nicolas Pepe'nin şu anda 17 milyon Euro olan mevcut pazarı, 38 milyon Euro değerinde olduğu dönemlerde oldu ama bu gerçek, onu son derece gösterişli bir yaşam tarzına dönüştürmedi. Yaşam tarzını çok değiştirmedi.
Üstelik Afrikalı oyuncular arasında, futbol tarihinde en yüksek bedelle transfer yapan futbolcu unvanını halen elinde tutuyor. Arsenal’e 4 yıl önce LOSC Lille’den, 80 milyon Euro bonservis bedeli ile gelmişti.
MÜSLÜMAN OLAN PEPE VE ‘’BİP BİP’’
En çok Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Dubai çölünü ziyaret etmekten, gezmekten hoşlanan
Nico, dinini şık bir şekilde sergilemeyi seven Müslüman bir futbolcu…
Pepe'nin diğer saldırgan oyuncular ile oynadığı takımın for hattında, Jonathan Bamba ve Jonathan Ikone ile sahadaki ilişkisi, bu üçlüye o dönem takma ad kazandırmıştı "Bip Bip".
Bu takma ad, Looney Tunes adlı çizgi film serisinden Road Runner'ın Fransızca olan adıymış!
Pepe, ilerleyen dönemlerde US Orleans, LOSC Lille, OGC Nice formalarını da giymişti. En son yine Arsenal’e dönen Nico, antrenörler tarafından kendisine görev verilen mevkiler bir tarafa, en çok sağ kanatta oynamayı tercih ediyor.
Trabzonspor’un yabancı futbolcu tarihinde 179’ncu olan bu Afrikalı Fransız! Dilerim Abdülkadir Ömür ile o bölgede iyi bir ikili oluştururlar.
Nico, diğer yeni transferlerle ve takım arkadaşlarıyla, yarın sabah Trabzonspor Tesisleri’nde Bordo Mavililerle ilk idmanına çıkacak. Futbolun en iyi yaşlarından olan 28’in de, yeniden ‘’Ben Pepe’’yim.’’ demek istiyorsa, artık top onda!