TİKA’dan MİT’e
MİT’in istihbarat zafiyetinin üzerine sünger çekildi. Lafa gelince dünyanın askeri ve ekonomik alanda en önemli ülkesindeki dinleme rezaleti günlük, sıradan bir vaka olarak algılanmaya başlandı. Muz cumhuriyetleri diye tanımlanan ülkelerde bile böylesi zafiyetlerin faturası çok ağırdır. Sorumluları ile beraber hükümetin istifası gerçekleşir. Ama aynı ülkelerde gazeteciler uçakta o utandırıcı fotoğrafı çektirmedikleri gibi bunu manşete çıkarıp yalakalıkta sınır tanımamazlık yapmazlar.
Pazarlamacılık ve bezirgânlık arasındaki farkı fark edemeyenlerin TİKA’nın açılımından bile haberdar olmadığını ifade etmiştim. Ankara büromuzun acar muhabirleri birkaç saatlik araştırmadan sonra TBMM’deki milletvekilleri dâhil sözde strateji uzmanları ve gazetecilerin çoğunun “Türk Kalkınma ve İşbirliği Ajansı”nın adı ve görevlerini bilmediğini tespit etti.
Kuruluşu esnasında heyecanlanmıştık. Yurt dışı seyahatleri öncesi TİKA’ya uğrayıp, son gelişmelerle ilgili bilgi alma gayretlerimiz hep hayal kırıklığına uğramıştır. Özellikle Türk Devlet ve Topluluklarına yönelik oluşturulan TİKA’da söz konusu ülkelerle ilgili masalar vardır. O masalarda uzman kimlikli memurlar çalışır. Ödenekleri de diğer devlet kurumlarına nazaran dolgundur. Yurt dışında en güzel şehirlerde en pahalı bürolar kiralanır, personele de döviz ile maaş verilir. Lakin söz konusu personelin kahir çoğunluğu büro ile konutları arasında mesailerini tamamlar.
Matbu evrakları Ankara’ya ulaştırma dışında iş yapmaz. Resmi toplantı ve davetlere katılıp diplomatik reverans dışında araziye inmezler. Birkaç yıl önce Moldova’ya gidip bizim Hıristiyan Türklerin yaşadığı Komrat ve Çadır kentlerini görmek isteyen dostuma, Gagavuz diyarına uzun süredir uğramadığımı belirttim. Ancak TİKA’ya uğrayıp Moldova masasından son durumu öğrenebileceğini ifade ettim. Birkaç gün sonra elinde 6-7 yıl önce basılmış broşürler ile on yıl öncesine dayanan ekonomik - sosyal rapor ile geldi. İşte böyle ciddi işler yaparlar. Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Kazakistan’da da durum farklı değil. Hemen yanı başımızda KKTC’de TİKA’nın gerçekleştirdiği projeleri aradık, bulamadık. Yıllardır KKTC’nin içme suyu ve elektrik meselesini çözemeyen TİKA Somali’de reklâm yapmanın ötesine geçebilmiş değil. Dilerseniz internetten TİKA’ya dair bilgileri indirebilirsiniz.
Bütün olumsuzluklara rağmen kurumun içinde son derece iyi niyetle çalışıp didinenler de var. Ancak bürokrasi hazretlerine tosladıkları için gerçek anlamda icraat yapamazlar. Başbakan Erdoğan’ın “harcatmam” dediği MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı TİKA’da çalışırken tanıdım. AKP’nin iktidarıyla beraber TİKA Başkanlığına getirilen Fidan’dan umutluydum. “Ağabey” dediği ortak dostlarımız övgü ile bahsediyorlardı. Bazı sohbetlerde önerilerimi söylediysem de kulak arkası yapıldı. TİKA Başkanlığında herhangi bir iz bırakamayan Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığına getirilmesine doğal olarak muhalefet etmiştim. Nitekim yanıltmadı beni. Koskoca istihbarat teşkilatının içine düştüğü duruma baktığımızda istifa seçeneğini bekleyenleri yanılttı o kadar.
Uçakta fotoğraf çektirenler bu işe çok içerlemişler. “Ahh” diyorlar Hakan Fidan keşke TİKA’dan önce MİT’in başına gelseydi neler neler yapardı...
İç çekişleri ile “harcatmama” kararını açıklayan Erdoğan’a temenna çakıyorlar. Ne âlâ memleket... TİKA’nın olağanüstü çalışmalarına MİT’in strateji harikaları eklenince necip milletimiz bayram ediyor. Eskiler kel başa şimşir tarak diye boşuna söylememişler.