Tezkere: Suriye mi?.. İran mı?.. Tampon bölge mi?..

Uçağımız düşürüldü olmadı. Mermiler attılar olmadı.
Akçakale’ye top mermisi düştü, 5 vatandaşımız hayatını kaybetti..
Birileri elinden geleni ardında bırakmadı ve beyzbol sopasının kafalarının üstüne inmekte olduğunu görenler tarihi(!) fırsatı yakaladı.
Hükümetin “yabancı ülkelere” asker gönderme yetkisini içeren tezkere geçti. Suriye’ye askeri harekat olabilir mi?.. Öncelikle şu soruların yanıtlarının verilmesi lazım:
* Suriye’deki kaos ve karmaşık ortam belli. Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’ye girerse vuracağı hedef belli mi?
* Asker, hedef belli olmadan sınır ötesi harekat yapar mı?
* Esad’ı vurmaya gidersek, direnişçilerle birlik görüntüsü vermiş olmaz mıyız?
* Suriye sınırından girdiğiniz anda elinde silah olan sivil kıyafetli çok çeşitli gruplarla karşı karşıya kalacaksınız. Kime ateş edeceksiniz?
* Suriye’nin düşürdüğü iddia edilen savaş uçağımız olayında da görüldüğü gibi; elektronik harp sistemimizde birçok sorun ve eksiklik var. Rusya’nın Suriye’ye bu alanda verdiği destek ortadayken olası bir harekatta uçaklarımızın patır patır düşürülmesini göze alabilecek misiniz?
* GES Komutanlığının MİT’e devredilmesinden sonra bir gözü kör ve kulakları sağır edilen Genelkurmay Başkanlığı, bölgede aktif askeri üsleri olan Rusya ile baş edebilecek güçte mi?
Tezkerenin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi esnasında ve daha sonra birçok askeri yetkili ile görüştüm. Suriye’ye sınır ötesi harekat düzenleme taraftarı kimseye rastlamadım. Herkes oyunun farkında.  “Siyasi iradenin”  ABD ile nasıl bir tezgahın içine girdiği açıkça görülüyor ve de söyleniyor.
Bütün bu sorular ortadayken akla ne geliyor? Tampon bölge tezgahı..
Arap ülkelerinde askeri ataşelik yapmış eski Milli Savuna Bakanlığı Genel Sekreteri emekli kurmay albay Ümit Yalım’dan aldığım Büyük İsrail projesi ile ilgili yukarıdaki haritaları dikkatlice inceleyin.
Ümit Yalım’ın izahından; “ABD yönetimleri tarafından bütün dünyaya Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak tanıtılan ve bölgede Özgür Kürdistan kurulacağını belirten proje, aslında Büyük İsrail Projesi (BİP)dir (Resim-1). BİP Projesi iki safhadan oluşmaktadır. Projenin birinci safhası 3 İsrail Projesi’dir. Bu safhada, mevcut İsrail Devleti 1’inci İsrail olarak kabul edilmiş ve Irak’ın kuzeyinde 2’nci İsrail Devleti ile Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunu kapsayacak şekilde 3’üncü İsrail Devleti’nin kurulması planlanmıştır. Ayrıca bu safhada, 1’inci İsrail ile 2’nci İsrail Devleti’ni birleştirmek  maksadıyla Suriye üzerinden bir koridorun açılması da planlanmıştır (Resim-2). Projenin ikinci ve son safhasında da 1’inci, 2’nci ve 3’üncü İsrail Devleti’nin birleştirilerek Büyük İsrail Devleti’nin kurulması hedeflenmiştir (Resim-3).”
Acaba, bu tezkere vasıtasıyla, hedef koridorun ucunu TSK’ya tutturmak mı? Ahmet Davutoğlu’nun sinsi planlarının üstünden gaza gelip, hükümdarlığını resmen ilan etmek için her türlü maceraya gözü kapalı dalan Tayyip Erdoğan’ın başımıza daha neler saracağını hep birlikte göreceğiz. Eğer gözler görmez olmadıysa!..
Bu arada tezkere görüşmeleri sırasında Meclis’teki halet-i ruhiyeden de biraz bahsedeyim. Mebusların üstüne tam anlamıyla savaş havası çökmüştü. CHP, tezkerede nasıl oy kullanacağını belirlemek üzere grubunu kapalı topladı. Erdoğan’ın buna zaten ihtiyacı yoktu. Devlet Bahçeli de sadece grup başkanvekilleri ile kısa bir toplantı yaparak tezkereye destek oldu.
Yani milletin iradesi ve kaderi hala liderlerin iki dudağı arasında...
Ha!.. Aklıma bir soru daha geldi. Acaba tezkerenin içindeki  “yabancı ülkeler” ibaresinin altında İran da var mı?..

Yazarın Diğer Yazıları