Tam bir hafta önce bugün; geçtiğimiz cuma yayımlanan “Adalet istiyorum” başlıklı yazımın ardından, Cumartesi sabahı şöyle bir mesaj buldum e-posta kutumda:
“Keşke söylediklerimi tam okuyabilseniz veya anlayabilseniz. Eşkıyanın ve teröristin BİLE onuru ve şerefi olur 3 sivil yavrumu şehid edenler....... Diye devam eder sözlerim. Yapmayın bunu kul hakkıdır günahtır. Bizim abdestimiz sağlam....”
İmza:
-Tahmin ettiğiniz üzere- Nihat Zeybekçi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Ekonomi Bakanı yani.
***
Bu köşede bahse konu olan herkes gibi Zeybekçi’nin de “cevap hakkı” baki; bunu engellediğim, “kin, nefret, düşmanlık hisleriyle, sadece karalama maksadıyla” yazdığım ve cevabını/açıklamasını kararttığım, sansürlediğim düşüncesine kapılmasın diye geç de olsa aktarmak istedim yukarıdaki cümleleri size. Zira takip eden birkaç gün içinde yazmadığım; sonraki birkaç günde de Balyoz Davası’nın yeniden yargılamasının yapıldığı salondan bildirdiğim için paylaşamamıştım. Üzerimde “kul hakkı” kalmasın!
***
Sayın Zeybekçi;
Öncelikle belirtmek isterim ki abdest durumunuz beni hiç mi hiç alakadar etmez!
Sağlam mı, değil mi; var mı, yok mu bilmem. Bilmek de istemem. Hangi dine inandığınız, inandığınız dinin emir ve yasaklarına uyup uymadığınız sizden başka kimseyi ilgilendirmez.
Dolayısıyla, keşke doğruluğunuzu/haklılığınızı yahut yanlışlığımı/haksızlığımı ispat için Allah ile aranızda kalması kâfi olan bilgileri kullanmasaydınız.
***
“Kul hakkı” evet günahtır; en büyük günahtır ve fakat kimin günahkâr olup olmadığı Allah’ın takdiridir.
40 bin insanın katlinden mesul bir caniye ceza yerine ödülü uygun bulanlar mı; yoksa katledilenlerin kemiklerini sızlatmamak için çırpınanlar mı “kul hakkı”yla çıkacak huzura; onu Allah bilir!
***
“Okuyamadığım ve anlayamadığım” hükmü verdiğiniz için bilgilendirmek isterim;
Okula başladığım yıl, Hayrabolu Doğanbey İlkokulu 1A sınıfında elması ilk kızaran öğrenci bendim; endişelenmeyin heceleyerek, kekeleyerek değil, söylediklerinizi sular seller gibi okuyabilirim. Çünkü o elmadan sonra sınıfın kırmızı ve beyaz kurdelelerin de ilk sahibiyim!
“Anlayabilme” mevzuna gelince...
Yap-boz tahtasına dönen eğitim sisteminin yegane değişmezi “paragraf soruları” sağ olsun; “anlayışlı/kavrayışlı bireyler” olarak yetiştik sınav maratonunda nefesimiz kesilmesin diye!
Demem o ki; okudum Sayın Zeybekçi;
Şehitlerimize “ciğerparemiz” dediğinizi de okudum, ciğerparelerimizi katledenlere “hain” dediğinizi de... Kesmeyeyim, dediğiniz gibi sözlerinizin devamını da ileteyim:
“Bunu yapanlar da bu milletin birliğine, dirliğine, vatanına, bayrağına, maneviyatına, bağımsızlığına, bütün kutsal değerlerine, insanlığa ve insanlık onuruna kast eden hainlerdir. Bunların insanlıkla bir alakası olamaz. Teröristin bile bir gururu olur. Teröristin bile bir onuru olur. Ama emanet diye bir şey vardır. O coğrafyadaki kardeşlerimize emanet edilerek şehirde sivil olarak, savunmasız bir şekilde dolaşan yavrularımıza hain şekilde saldırıp, onları şehit eden hainler terörist olacak kadar onurlu bile değildir.”
Ee?
Makbul hale mi geldi şimdi?
Benim için değil. Terörü mü aşağıladınız siz şimdi, onuru mu?
“Sözlerim maksadını aşmış” deseniz anlardım; olur insanlık hali, dilin kemiği yok ki.
Velakin dediğiniz dedikse benimki de öyle;
Siz “teröristin BİLE onuru olur” diyorsunuz diye; stratejisi kumpas olan, pusu olan teröre/teröriste onur atfedecek, yahut atfedilmesini normalleştirecek, sindirecek, hazmedecek, hazmettirecek değilim!
Taş gibi oturdu içime.
***
Siz belki -muhalifiz ya- her gün, hadi bir gaf, hadi bir laf diye ellerimizi ovuşturarak beklediğimizi düşünüyorsunuz ajanslardan gelen haberlerin sıralandığı ekranların karşısında.
“Son dakika” yazınca gözlerimiz parlıyor sanıyorsunuz belki;
-Hıh, şimdi düşecek kalemimize biri!
Öyle değil.
Ondan değil.
Bu feryatlar, figanlar kalp yarasından.
Ciğerlerimiz sökülüyor sanki; canımızdan can kopuyor; bugün Ayşe Teyze’nin evladıysa yarın benim belki... Geleceğimizi gömerken her gün kara toprağa, sanıyor musunuz ki “siyaset” umurumuzda?
Ne demek “terörist olacak kadar onurlu bile değiller”?
AKP’li bir bakan değil de bir CHP’li de söylese, bir MHP’li de söylese değişmez tepkim yine:
Hem onursuzlar, hem teröristler, hem şerefsizler; üçü bir arada bu modeller.
Zannettiğiniz gibi batırmak için değil, teröristleri dümene yanaştırmayın, su alan delikleri kapayın, gedikleri onarın diye yazıyoruz;
Çünkü bu gemide biz de yaşıyoruz.
