Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Terör Çağı

Çağımızın salgın hastalığı terörün çözümüne ilişkin siyasi partilerden elle tutulur bir proje yok. CHP son kurultayında bir nevi PKK nın talebi olan "eşit yurttaşlık"ı getirerek kurucusu olduğu cumhuriyet ilkelerine ters düştü. Merhum Türkeş'in "6 ay hazırlık 6 ay da operasyon ile bir yıl da terörün kökünü kazırız" sözlerinin üzerine yeni bir şey koyamayan MHP kendi iç meselelerine kapanarak bağlanan umutları söndürüyor. MHP den yeni çözüm yöntemleri gelmeyince Hakan Ağabeyim dayanamayıp kalemi eline almış.

"Sevgili kardeşim yaşadığımız döneme "Terör Çağı" demek sanırım yanlış olmaz. Başka isimler de verebiliriz ama en yakışanı bu isim diye düşünüyorum.

Coğrafi konumu ve geçmişte dünya politikasında aldığı başat roller nedeniyle Türk milleti hep büyük bedeller ödemiştir. Anadolu; bu büyülü, tütsülü mukaddes toprakları vatan yapmak da çok zor oldu korumak da. Her dönem uyanık, dinç ve dinamik olmak gerekti, bu vatanda yaşamak için. Bugün saldırılara karşı daha da temkinli ve hazır olamak zorundayız.

Çağımızın vebası, "Terör" aynı zamanda Orta Doğu'ya bitişik ve enerji kaynaklarının akış yollarında olduğumuz için bizim de en büyük sorunumuz olmak için hiç de zorlanmadı. Hele bir de devrin güçlü ülkelerinin (bazen adı Rusya bazen Fransa, İngiltere, Amerika oldu bunların) yüzelli yıldır kaşıdıkları bir yara var ki, işte söz konusu O sorun olunca, Türk Devletlerinin hafif bir ihmali başına büyük dert olarak döndü her daim. Kürt sorunu!

Biz Türk Milliyetçileri bu soruna kürt sorunu demedik. Çünki kürt bizim için bir sorunun adı değildi. Tıpkı Laz'ın, Çerkes'in, Arap'ın Gürcü'nün sorun olmadığı gibi. Ama bugün geldiğimiz noktada adına ne dersek diyelim karşımızda Türkiye Cumhuriyetinin en büyük sorunu olarak karşımızda duruyor. Kaçamayız ve aslında çözümü için de tam da bize ihtiyaç var. Bu sorunu biz çözeriz.

Akademik çalışmalar, maalesef siyasi amaca hizmet etmek üzere her siyasi hareketin tercih ettiği, istediği gibi kullanılmaktadır. Yani kardeşim, biz artık kürtler benim kardeşimdir desek de demesek de fark etmez. Artık kimse tarihi, antropolojik gerçekleri ve kültürel bağları aramıyor. Bunlarla ilgili gerçek araştırılmalı ve gerçeklerin aydınlığa çıkarılması için gerekli bilimsel çalışmalar yapılmalı ama bu bataklık kuruduktan sonra.

Şimdi ne yapmalı? İşte soru bu!

Bence yapılması gereken ilk şey, kürtleri hem Sosyalist hareketlerin hem de siyasi İslamcı hareketlerin tekelinden, sömürüsünden kısacası ellerinden acilen kurtarmak gerekmektedir. Evet kardeşim kürtlerin sorunu acilen Ülkücü hareketin ve onun siyasi partisinin, MHP 'nin sahiplenmesi gereken bir sorundur.

Bu sorunu kimlik sorunu olarak gören ve artık gerçekten bir sorun olarak yaşayan, kendini kürt sayan bu devlete bağlı ya da bağlı olmayan (Çünki 12 Eylül sonrası ve özellikle son onbeş yılda genç kürtler Siyasi islamcı ya da Sosyalist hareketlerin yarattığı bölücü zehirli havanın dışında bir hava soluyamıyorlar) vatandaşlarımız ile kendini Türk olarak kabul edip bu sorunu vatanına ve geleceğine yönelik en hayati sorun olarak kabul eden genç Türk insanı arasında büyük bir uçurum yaratılmak üzeredir. Bırakın köyünde kasabasında yaşayıp devlatlarını şehid veren mütevazi eğitimli Türk insanını, iyi eğitimli Ülkücülerde de dahi sorunun yarattığı bir bıkkınlık ile asla ama asla akla gelemeyecek şeyleri apaçık tartışmaya kadar varan bir kirli hava yaratılmıştır. Bu sorun başka türlü çözülemezmiş(!) gibi bir yaklaşımla Federatif yapıdan, eyaletten, ayrılmaktan bahsetmek sıradanlaşmıştır.

Gerçek olmayan gerçeğe!! dönüştürülmüş ve gerçek artık dile getirilemez hale gelmiştir.

Bu sorunu çözmek hiç de zor değildir. ilk adım kürt kardeşlerimize sahip çıkmakla atılacaktır.

Alparslan Türkeş'in cümlesiyle bitireyim; "...Ben ne kadar Türk'sem O da o kadar Türk, O ne kadar kürt ise ben de o kadar Kürt'üm!.."

Doğru söze ne denir..

Yazarın Diğer Yazıları