'Tek parti devleti ile mücadele ediyoruz'..
Siyaset “böcek” tartışmasına kilitlendi. CHP’yi yakından takip eden arkadaşım Refika Karabacak ile birlikte dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıl sonu değerlendirmesi mahiyetindeki kahvaltılı basın toplantısına icap ettik. Kahvaltı öncesi sohbetlere de sonrasında Kılıçdaroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlarda da “böcek” hakimiyeti vardı.
Kılıçdaroğlu gelmeden CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ile ayak üstü kısa bir süre sohbet ettik. Koç, “Başbakan’ı kim dinliyordur” sorusunu çok çarpıcı yanıtladı;
“Başbakana içerde ve dışarıda kim talimat veriyorsa, talimatların yerine getirilip getirilmediğini takip için onlar dinliyorlardır.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “böcek”, “kuvvetler ayrılığı”, “derin devlet” ağırlıklı sorulara verdiği cevaplardan şöyle bir başlık cümlesi çıkarabiliriz;
“Başbakan dinleme olaylarında failleri çıkartmak zorunda. Olayı kapatırsa Uludere, Afyon patlaması gibi olur. Devlet ile AKP bütünleşmiş durumda. Tek parti devleti ile mücadele ediyoruz.”
Geçelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun sorularımıza verdiği
yanıtlara;
ODTÜ olayı
Bazı rektörlerin sadece Başbakanın gözüyle görüleni onun söylemi ile değerlendirmeleri kabul etmiyoruz. Onlar üniversitenin görüşü değil, AKP’nin atadığı rektörlerin kendi görüşleridir. Eğer bir ülkenin Başbakanı bir üniversiteye 2 bin 500 polisle giriyorsa; siz bir düşman ülkesine mi giriyorsunuz?.. Ama üniversitelerin OTDÜ’de yaşanan olayları sadece Başbakan’ın gözüyle söylemiyle görmelerini doğru bulmuyoruz. Onlara da zaten üniversite hocası demek doğru değil. Bana söyler misiniz onlara hangi çağdaş ülkede rektör deniyor? Eğer siz bir olayı tüm ayrıntılarıyla bilim adamı kimliğiyle tahlil edemiyorsanız kimse kusura bakmasın ama sizin akademik diplomanız bile tartışılır.
Böcek-dinleme-derin devlet
Yasadışı dinlemeleri yasal hale getiren uygulamalar var. Türkiye’de bazı gazetecilerin telefonları sahte isimler kullanılarak yargıdan karar alınarak dinlenmiştir. Soru1; Dinlendiğinden şikayet eden sayın Başbakan buna ne tür tepki verdi. 2; Yargıcı kandıran kamu görevlileriyle ilgili bugüne kadar AKP Hükümeti ne yaptı?.. Yasa dışı dinlemeler bir ülkenin Başbakanını dinleme noktasına geldiyse bu da vahim bir olaydır.
Başbakanın derin devlet konusundaki düşüncesini netleştirmesi gerekiyor. Eğer derin devlet; devletin bütün sırlarının yasal ortamlarda görüşülmesi yasal kurumlarla tartışılması ise bu her ülkede var. Ama siz devletin gücünü kullanarak yasa dışı organizasyonlara destek veriyorsanız ve bunu derin devlet olarak adlandırıyorsanız bu doğru değildir. Şimdi sayın Başbakan ile ilgili dinlemeyi hangi derin devlet yapmıştır?
Bu başka bir Uludere’dir. Bir ülkenin Başbakanı dinleniyor ve bunu da getiriyor derin devlete bağlıyor, yabancı ülkelere bağlamıyor. Sayın Başbakanın oturduğu konutun etrafı yol geçen hanı değil herhalde. Ama bütün korumalara rağmen birileri Başbakanı dinliyorsa, Başbakan bundan haberdar oluyorsa failleri çıkarmak zorundasınız. Olayı kapatırsa o da başka bir Uludere veya Afyon patlaması gibi olur.
CHP’nin dinlenmesi, Baykal’a komplo, MHP- kasetler
Bize gelen bilgiler resmi kurumlardan; CHP’nin yöneticilerinin dinlendiği yönündeydi. Ben başbakan olsaydım bu komployu çoktan açıklardım.Komployu yapanların hepsini yargının önüne çıkarmış olurdum.
“Kürt sorunu”,
CHP’nin yol haritası
Bu sorunun çözümü için toplumsal uzlaşma gerekiyor. Yüzde 1’in bile çok önemi var. Parlamentoda bu sorunun çözümü için mutlaka komisyon kurulacak.
Dış politika
Bana AKP’nin izlediği politikalardan hangisi en vahimi diye sorarsanız; dış politikadır. Dış politikada bütün kazanımlarımızı 2012’de çöp sepetine attık. Kesinlikle Dışişleri Bakanının o koltuktan ayrılması gerekir. Kendisine çapsız dediğim için alınganlık göstermiştir. Kullandığım en hafif deyimdir o. Sözde oyun kurucuyduk biz oyuncak
olduk.
Darbe yasalarının
temizliği
Başbakanın samimi olduğuna inanmıyorum. Darbe yasalarından nemalanan insanlar darbeye karşı olamaz. Gelsinler CHP’ye adam gibi söylesinler, burada açıkça söylüyorum her türlü desteği veririz yeter ki siz darbe yasalarını değiştirin.
Uludere Komisyonu:
Bu soruşturmanın zamana yayılıp unutturulma gibi hedefi olduğuna inanıyorum.
Yeni anayasa
(uzlaşma komisyonu)
Masadan kalkmak gibi bir niyetimiz yok. Anayasa çalışmalarında aceleci olmamak gerekiyor.
AKP ve CHP oy oranı
arasındaki fark
AKP yerini korumuyor oyları düşüyor. Biz AKP ile rekabet içinde değiliz. Biz AKP devleti ile rekabet içindeyiz. Vali onun emrinde, kaymakam onun emrinde, deftardar onun emrinde, vergi dairesi müdürü, rektör onun emrinde. Biz tek parti devleti ile mücadele ediyoruz. Artık devlet ile AKP’yi ayrıştıran bir tablo yok ortada. Bütünleşmiş bir tablo var. Bir tek parti devleti var karşımızda. Bunu yaşantımızın her alanında görüyoruz.
Rahatsız olduğu
ifadeleri var mı?
Oturup düşünmem lazım. Ama şundan rahatsızım. Siyasette bir düzey olmalı. İnsanlar kızabilirler. Ama siyasetçinin öfkesini sınırlaması lazım. Bu konuda Türk siyasetinin başarılı bir sınav verdiğini söyleyemem.
Kemal Kılıçdaroğlu “bahtsız bedevi” tartışmasını da “olmaması gereken olay” olarak değerlendirdi. CHP Genel Başkanı, partisi içinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için süren yarış konusunda gelen soruda “kamuoyu yoklamaları yapıyoruz” diyerek renk vermemeyi tercih etti. Kahvaltılı toplantının finali ise CHP’nin dış gezi programı ve Ocak ayındaki Çin gezisi hatırlatılarak yapıldı. Kılıçdaroğlu, “ABD’ye de gidecek misiniz” sorusuna, “davet gelirse gideriz” diye cevap verdi.