Tecavüzlerle yüzleşmek!
Mezhep, etnisite, demokratik açılım derken gerçek toplumsal sorunlar toplumun suratına tokat gibi inmeye başladı. Yoksulluk ve işsizlikle birlikte kriminal vakalarda görülen artış endişe vericidir. Sosyal huzursuzluk, ahlak ve insanlık dışı davranışlar görmezlikten gelinemeyecek aşamalara ulaşmıştır. Bu bağlamda bir ilköğretim okulunda okuyan 7-8 kız öğrenciye yıllardır tecavüz edildiğine ilişkin haberler medyanın gündemine düşünce ortalık karıştı. Bu arada olayların faili olan tecavüzcülerin değil de bunu haber yapan medyanın protesto edilmesi de ilginçtir. Bu olayın şoku henüz atlatılmamıştı ki birden bire aynı bölgeden iki küçük çocukla ilgili bir başka taciz olayı daha medyaya düştü. Bu arada diğer bölgelerden de bu tür tecavüz olayları bir bir sökün etmeye başladı.
Üstüne üstüne gitmek!
İğrenç, aşağılık ve tüyleri diken diken eden bu tür olaylarla ilgili yayın yasağı getirilmesi anlaşılır. Ancak bu olayların ve faillerin afişe edilmesi de toplumsal değerler bakımından zorunluluktur. Pisliğin üstünü örtmek, görmezlikten gelmek ya da unutmak son derece yanlıştır. Aksine bu olaylara teşebbüs edenlerin toplum vicdanında mahkûm edilmesi tekrarını engellemek için şarttır.
Ancak bu tür olaylar iki ucu pis bir sopaya benzer. Mutlaka sopayı uygun yerinden tutmak gerekir. Bu tür olaylarla ilgili olarak yapılan haberlerde özensiz davranmak “kaş yapayım derken göz çıkarmak” gibi bir sonucun ortaya çıkmasına da neden olabilir. Bu bakımdan olayı toptancı bir anlayışla ele almak yanlıştır. Olayın bir il ya da bölgeyle ilgilendirmek ise yanlış üstü yanlıştır. Bu tür olaylar her ilde, yerde ve her an meydana gelmektedir. Bir farkla ki olayların bazıları duyulmakta bazıları ise üstü kapatılmakta ve unutulmaya terk edilmektedir. Bu tür olayların üstünü örtmek, görmezlikten gelmek ya da onlardan kaçmak yerine üstüne üstüne gitmek gerekir. Tarihle, geçmişle “yüzleşelim” diyenler için bu bulunmaz bir fırsattır. Bu nedenle bu tür olayları geçmişe ait hikayeler olarak nitelendirmemek gerekir.
İktidar tedirgin olmamalı!
Başbakan Erdoğan, bir yıl önce yaşanan tecavüz olaylarının basında yer almasına tepki göstererek, “Bu gazetecilik değildir. O ilimiz ve adı geçenlerle ilgili psikolojik yıkımlara neden olur” şeklinde bir değerlendirmede bulundu. Başbakan’ın haklı olduğu taraf elbette vardır. Ancak bu olaya “kol kırılır yen içerisinde kalır” mantığıyla yaklaşmak da doğru değildir. Çünkü sorunu çözebilmek için öncelikle sorundan haberdar olmak gerekir. Bir belediye başkanı da bu tecavüz olayı ile ilgili olarak “Bu çocuk oyunudur. Biz konuyu kapattık” türünden garip bir açıklama yapmıştır. Her şeyin üstünü açan bu tür başkanların tecavüz olayının üstünü “kapattık” demesi de ilginçtir.
Türkiye, son yıllarda iyice sorunlarından kopuk bir ülke haline gelmiştir. Bu nedenle ülkeyi güdümlü gündeminden çıkararak gerçek sosyal sorunları ile yüz yüze getirmek iktidarı tedirgin ediyor. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik, haksızlık ve sefalet gibi sorunlar yalnız ekonomik değil aynı zamanda sosyal sorunların da kaynağıdır. Maddi düşkünlük ile ahlaki düşkünlüğün baş başa gittiği eskiden beri bilinmektedir. Elbette tecavüz ve cinayet olaylarını yoksulluk ve yoksunluğa indirgemiyoruz. Ülkede yaşanan ortamın insanları suç makinesi haline getiren bir yönünün bulunduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Ayrıca Türkiye’de bütün dikkatler üst yapıya yoğunlaştığı için alt yapıyla ilgili konular yeterince ciddiye alınmamaktadır. Bu yüzden iktidar bu olayların afişe edilmesinden tedirgin olmamalıdır.