Taşnak kafası
Geçtiğimiz gece Ali Kırca klasiği Siyaset Meydanı’nı izledim. Radikal’den Hürriyet’e terfi eden Nuray Mert, tarihçi Prof. Dr. Ergun Ayvaz, Ermenistan’dan da kilise görevlisi Harutyun Filyan ve Azerbaycan milletvekili Ganire Paşeyeva vardı. Hani Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “ortalığı karıştırmakla” itham ettiği hanım milletvekillerinden biri olan Paşeyeva. Son yıllarda yakından takip ettiğim Ganire Paşeyeva gibi TBMM’de keşke üç beş bayan milletvekili olsa diye gıpta ettiğimi de söylemeliyim. Ganire hanım taşıdığı misyonun farkında olmakla beraber sadece ülkesi için değil, bütün Türk coğrafyasına ve hatta dünya kadınlarına örnek gösterilmelidir.
Kırca’nın daveti üzerine ülkemize gelen, gerçekten ilginç bir kişi. Kilise görevlisi olduğunu söyleyen Filyan’ın Türkçesi neredeyse kusursuz. Dedeleri Kahramanmaraşlıymış babası İskenderun’da doğmuş, anlattığına göre Hatay’ın Türkiye’ye katılmasından sonra Beyrut’a gitmişler. Ermenistan’a yerleşmişler. İddiaların arkasında durduğunu söylerken belge olarak zamanı geldiğinde ortaya çıkarılacağını söyledi. Sakin üslubu Nuray Mert’in desteği Ali Kırca’nın pasları ile durumu idare etmeye çalışıyordu. Ruhundaki güzellik yüzüne yansıyan Ganire Paşayeva muazzam bilgi donanımı ve elindeki belgelerle kelimenin tam anlamıyla Filyan’ın canını okudu. 1915 olaylarının Türkiye’yi ilgilendirdiğini, dolayısıyla Azerbaycanlı Paşayeva’nın sözde soykırım iddialarına cevap verme hakkı olmadığını söyleyen Nuray Mert’e mim koyarken, Filyan’a attığı pasın Taşnak golü olarak geri dönüşünü de okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Kırca ve Mert, Filyan’a barışın sağlanması için işgal edilen topraklardan peyder pey çekilmenin ne zaman başlayacağını sorunca Filyan’ın içindeki Taşnak taraf kabardı. “Toprak kan ile alınır asla geri vermeyiz. Türkiye ister sınırı açsın isterse soykırımı tanısın. Aldığımız toprakları geri vermemiz söz konusu dahi olamaz” dedi. Türkiye’yi anavatanı gibi görüp sevdiğini ve her fırsatta gelip gezdiğini söyleyen Filyan’ın bu sözünü duyunca hemen Ünal babayı hatırladım.
Annesinin gözü Ermenilerce çıkarılan Ünal İnanç, her fırsatta Ermeni ile Taşnak’ın birbirinden ayrılmasını ifade ederken harika da bir fıkra anlatır. Uzayda yeni bir gezegen bulan bilim adamları, çeşitli ülkelerden oluşan heyeti bu gezegene yollar. Uzay mekiğinden bir bir inenler kendi inançları doğrultusunda bayrakları dikecektir. İngiliz “Yaşasın büyük Britanya ve Kraliçe” sözleriyle bayrağını diker. Rus “Yaşasın Büyük Rusya ve Çarımız” der. Türk, Alman, Fransız, İtalyan aynı doğrultuda hareket eder sıra Ermeniye geldiğinde o da kısa andını tekrarlar, son olarak Taşnak söz alacaktır. Önce belindeki silahı çıkarıp yanındaki Ermeni’nin başına ateş edip öldürdükten sonra, “Burada Ermeni kanı var bu topraklar Ermenistan’a aittir” diye bağırır.
Ganira hanım Taşnak zihniyetine anında “Öyleyse biz de kan ile geri alırız bunu da göreceksiniz” dediğinde Filyan’ın yüzündeki hal seyredilmeye değerdi.
Prof. Dr. Ergun Ayvaz’ı tebrik etmek borç oldu. Ermenistan’da hâlâ Rus askerî üslerinin bulunduğunu hatırlattı. Son Gürcistan operasyonu ve Almanya’nın Yugoslavya’nın parçalanmasındaki rolünden bahsetti. Bütün dünyanın Bosna’daki soykırımı tanıdığının altını çizerken, Karabağ ve Hocalı’daki soykırımın kabullenilmesini önerdi.
ABD Başkanı Obama’nın TBMM’deki konuşmasını alkışlayan milletvekillerine anlam veremediğini söyleyen Ayvaz, bölgede Rusya, Türkiye, İran’ın komşuluk ilişkilerine rağmen binlerce kilometre öteden ABD’nin müdahilliğini “Burada problem Karabağ-Azerbaycan değil. Çünkü petrol ve doğalgaz Japonya’yı da ilgilendirmekte” sözleriyle işin aslını özetlemiş oldu.