Tartışma AKP'ye yarıyor
Adını striptiz olarak belirlediğim açılım saçılım meselesi yine gündeme oturdu. İçinde tam anlamıyla nelerin olduğu bilinmeyen paketten hayırlı bir şey çıkmayacağını tahmin edenler veryansın ediyor. Elbette samimi olarak endişe duyanlar var. Ama bazıları bana göre sadece gaz alma görevini yerine getiriyor. Medyanın büyük bir bölümünü eline geçirip psikolojik harp unsuru kullanmakta olan AKP’nin de değirmenine böylece su taşınıyor şüphesine kapıldım. İktidarın da muhalefetin de bu konuya zemin hazırlayanların sert çıkışları şüphe sınırlarımı zorladığı gibi danışıklı dövüş kokusunu hatırlatıyor. Bu yüzden Devlet Bahçeli’nin zehir zemberek açıklamalarını samimi görmüyorum. Çünkü Bahçeli’yi MHP’nin başında tutmak için her türlü projenin içinde olanlar bile şimdi Bahçeli’yi haksız görüyor.
Baksanıza Bahçeli’nin kahvaltılı basın toplantılarında yanına oturttuğu, her fırsatta özel röportaj verdiği Firkat Bila bile açılım konusunda MHP’nin destek vermesi gerektiğinden dem vuruyor.
Malum medyada Türkeş sonrası MHP’yi Devlet Bahçeli’nin “ehilleştirdiği” tespitinde bulunup Bahçeli’nin devlet adamlığını öve öve bitiremeyenler, şimdi Bahçeli’nin partisi konumunda olan MHP’yi eleştiriyorlar. Bu konuda haklı oldukları tek şey ise Bahçeli’nin hazırlıksız olduğu için kendi fikirlerini kamuoyu ile paylaşmamasıdır. En önemlisi MHP’nin doğu ve güneydoğuda oy kaybettiği gibi teşkilatlarına da kilit vurmasının sebebini anlatamamasıdır.
Gelelim striptiz paketine dahil olan İmralı görüşmelerine. Bebek katilinden faydalanma adına bir takım görüşmeler yapıldığı iddiaları çarşaf çarşaf gazetelere yansıdı. Eğer iddiaların tümü doğruysa vay halimize dedirtecek cinsten.
Muhalefetin bu konuya değinmeyişi daha da vahim. Şu günlerde suç duyurusunda bulunmak moda oldu. Baksanıza devletin üniter yapısı konusundaki hassasiyetini tekrar eden Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u birileri mahkemeye filan vermeye kalkışıyor.
Bağımsız milletvekili sıfatı olmasına rağmen bağımlılığı bilinen Ufuk Uras’ın da bulunduğu bir grup Başbuğ’un açıklamasını “Siyasi iradeye müdahale” olarak yorumlayıp sık sık yaptıkları gibi imza toplayarak dilekçe veriyorlar. Ama terör örgütünün elebaşıyla irtibat kurmanın, müzakere yapmanın suç olduğunu kimse dillendirmiyor. Madem öyle anasıyla yavrusuyla muhalefet partileri milletvekilleri de harekete geçerek söz konusu müzakere ile ilgili niçin suç duyurusunda bulunmayışlarını anlamış değilim. Bu tartışmalarda Vatan yazarı Mehmet Tezkan’ın görüşlerine önem veriyorum. Ne diyor Tezkan, “Açılım filan olmayacak, yapılıyormuş gibi yapılacak. Süreç dedikleri ise seçim sonrası. Yani açılım seçimden sonra olacak” diyor.
Kısaca AKP’nin ortaya attığı açılımı tartışmak şimdiden AKP’nin ekmeğine yağ sürmek olarak algılanıyor. Bu hem iktidarın hem de muhalefetin işine geliyor. Kendi iç dinamikleriyle uğraşmakta olan muhalefetin yeni ve ayağı yere basan siyasal, ekonomik projeleri, güçlü kadroları olmadığı için işi kayıkçı kavgasına dökmekten başka çareleri de yok.
Senelerdir yazıyorum. Bu muhalefetten vatandaş umudunu kesmiş. Emanet
ehil ellere, gerçek sahiplerine verilmedikçe açılımlar, saçılımlar ve de striptizler
gırla gidecektir.