“Tarsus” diyorum o kadar...
Olmuyor ama böyle... Tam diyorum ki “coşku”nun pik yaptığı yer burası, mümkün değildir daha fazlası... Yalancı çıkıyorum; bir sonraki durakta, benim “zirve” saydığım ilgiyi de katlayan bir ortamda buluyoruz kendimizi.
Mübalağa yaptığımı düşüneceksiniz diye ödüm kopuyor; vallahi değil. İki dakika kapatın gözlerinizi; canlandırmaya çalışın şu resmi:
Gece... Bir ilçeye giriyorsunuz; caddeler, sokaklar sağlı sollu insan dolu; her yaştan, hallerinden, kılıklarından, kıyafetlerinden, kendilerini ifade için seçtikleri sözcüklerden belli her sosyal gruptan... Doğal bir kortej oluşturmuşlar. Hepsinin bir elleri havada; bozkurt yapıyorlar, diğer elleriyle üç hilal, ay-yıldız, Atatürk; bayrak sallıyorlar. Gökten konfeti yapıyor. Bakıyoruz istisnasız, ama hakikaten istisnasız bir tane sektirmeden, her apartmanda balkonlardan, camlardan tezahürat yapanlar da ayrı bir “hava koridoru” oluşturmuşlar.
Alana yaklaşıyoruz. Güya hem polis, hem de “ocaklılar”ca “açılmış” yoldayız. Adım atılmıyor. Meşaleler yanıyor, havai fişekler patlıyor. Ezilme tehlikesi yaşıyoruz; öyle bir izdiham.
Bahçeli’nin konvoyundakiler, “iyi de herkes sokaklarda, alana niye gitmemişler, alan boş olacak” diyorlar.
Çok değil, birkaç dakika sonra anlaşılıyor;
Alanda yer kalmamış ki nasıl gitsinler!
Sahneden, meydanı çevreleyen binalara kadar neredeyse üst üste insanlar; nefes alınmıyor. Ki tam da burada teşekkür etmek istediğim iki isim var:
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ve Başdanışman Ahmet Selim Yurdakul sağ olsunlar, her sıkıştığımda elimden tutup çekip kurtardılar.
Tarsus’ta MHP seçim mitingi değil erken zafer kutlaması yaptı... Bundan sonra ilçenin başarılı Belediye Başkanı, Bahçeli’nin deyişiyle “Tarsus’u Tarsus yapan adam”, Burhanettin Kocamaz için estiriyor artık rüzgarını.
“Rüzgar” bu işlerin biricik anahtarı ve Mersin’de Burhanettin Kocamaz’la Adana’da Hüseyin Sözlü ile yakalamış MHP o havayı.
Mersin’de yer gök, dağ, taş üç hilal...
“Nasıl yani” diyorum;
“Şehrin demografik yapısı, PKK’nın eylemleri, radikal grupların şiddeti; bu kadar tecrübeden sonra Mersin, Türkiye’yi bekleyen “tehlike” yi ilk fark eden illerden biri...” diye özetliyorlar bu teveccühün gerekçesini.
***
1999’dan bu yana MHP, Mersin’in ilçe ve beldelerinde açık ara önde. Büyükşehirde CHP ile başa baş bir yarış bekleniyor. Burada da yeni yasayla kırsalın oyunun merkeze taşınması MHP’ye yarayacak gibi.
Böyle deyince biraz bozuluyor aslında Mersin Merkez’deki MHP’liler; “burada da güçlüyüz” diyorlar. Örneğin merkez ilçelerden Toros’lar; yüzde 40’ın altına düşürmüyor oyunu. Belediye Başkanı Hamit Tuna üçüncü dönem için aday. “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı” diyor;
“MHP burada ilçe ve beldelerde, üstelik kıt imkanlarla, belediyecilikteki başarısını ispatladı. Bu Büyükşehir yarışında en büyük avantajımız. Bütçesi bizden 12 kat fazla olan büyükşehir belediyesinin önündeyiz hizmette. Büyükşehir 4 bin 500 metrekarelik kültür merkezi yaptı biz 12 bin metrekare kapalı olanı olan kültür merkezi yaptık. Büyükşehir yıllardan beri 13 bin metrekarelik Cumhuriyet Meydanı’nı genişletemedi biz 22 bin metrekare Cumhuriyet Meydanı yaptık. Hepsini geçtim yoğunlaştırılmış güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürüyoruz Toroslar’da. Bu dünyada üç yerde yapılıyor ve biri biziz.”
“T.C. vatandaşıyım, ayakkabı kutum boş”
Adana’yı yazmaya gerek bile yok aslında;
Hüseyin Sözlü’ye aday diye bakan yok neredeyse, çoktan Büyükşehir Belediye Başkanı ilan edilmiş bile.
Aytaç Durak’ın adaylığını ilan etmesinden sonra kızışan yarış, eski Başkan’ın MHP lehine çekilmesinden sonra bitmiş havası hakim Adana’da.
Aytaç Durak laf olsun diye değil, fiilen de hemen her yerde Hüseyin Sözlü’nün yanında. Durak’ın şehirde ne kadar güçlü bir siyasi figür olduğunu anlatmaya gerek yok; hangi partiden adaylığını koyduysa kazandı bugüne kadar. MHP’den seçildiği son dönemde, hakkındaki yolsuzluk iddialarından dolayı görevinden uzaklaşmak zorunda kalması ve sonrasında yargı yoluyla uğradığı bütün “iftira”lardan aklanması, son beş yılda yaşadığı açık-net mağduriyet; bu gücü vicdanlarda daha da pekiştirmiş durumda.
Aytaç Durak etkisi yadsınamaz ama bir de Hüseyin Sözlü gerçeği var. Ülkü Hareket’in çekirdekten yetişme isimlerinden. Ülkü Ocakları Başkanlığı, Ceyhan Belediye Başkanlığı ve sonra Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile siyaset yapmayı düşünen ülkücü gençler için ideal bir rol model.
Aday adaylığı sürecinden başlayarak adaylığı boyunca sergilediği performans Ceyhan’daki başarısının tesadüfi olmadığını kanıtladı. Arı gibi durmuyor, yorulmuyor; hep güler yüzlü, hep pozitif, hep enerjik... Sabahtan akşama kaç konuşma yapıyorsa, sesi tümden kısılmış son düzlüğe girdiğimiz şu günlerde ama yine de her tuttuğuna bir şeyler anlatmaya çalışıyor kararlılıkla.
***
Bahçeli’nin Adana’daki ilk durağı Sarıçam. Belediyesi şu an AKP’de olan ilçenin adayı Bilal Erdoğan’ı, “Bu Bilal, Recep’in Bilal’i değildir; Yörükoğlu Yörük Bilal’dir” diye tanıtıyor MHP lideri.
Yüreğir; Adana’nın dışarıdan en çok göç alan ilçesi, nüfusu ağırlıklı olarak Güneydoğu kökenli. MHP’nin diğer ilçelere göre nispeten zayıf olduğu yerlerden biri. Burada bile ilgi beklenenin üstündeydi.
Ellerinde ayakkabı kutuları, üzerinde “T.C. vatandaşıyım, ayakkabı kutum boş” yazılı dövizler taşıyan bir kortej karşıladı Yüreğir’de Bahçeli’yi.
Aday Yücel Bayram seviliyor belli; “Yücel Baba” diye sesleniyor arkasından Yüreğirli.
***
Seyhan’da eski AKP milletvekili Abdullah Çalışkan’la “merkezdeki makus talihini” kırmayı hesaplıyor MHP; gövde gösterisini andıran meydana, Seyhan sokaklarının tansiyonuna bakınca bu hesap tutacak gibi. Çalışkan’ın transferinden sonra BBP adayı Mustafa Şahin ile “hizmet”in önemli isimlerinden bağımsız aday Yasin Türkoğlu’nun MHP lehine çekilmesi de son hafta hayli yükseltmiş moralleri.
***
MHP liderine göre Adana’nın hali “Çukurova’nın bereketi gibi maşallah”; Çukurova’ya kadar bize yansıyan da öyleydi; yarına bırakalım gerisini...