Tarih boyunca moda tutkusu
Antik Çağ'dan bu yana kayıtlara geçen en renkli bilgiler güzelleşmeyle ilgilidir. Demek ki, modası geçmeyen yine modadır. Mesela İskit kadınlarının dillere destan ciltlerindeki sır, hep merak edilmiştir. Güneydoğu Avrupa ile Tuna-Volga ırmakları arasında kalan topraklarda yaşayan bir kavimdi İskitler...
Bu bölgenin kadınları servi ve incesum ağacının yongalarını bir taşla adamakıllı dövüp un haline getirirlerdi. Sonra bu una su katıp elde ettikleri bir tür kremi önce yüzlerine ve sonra bütün vücutlarına sürerlerdi.
Böylelikle hoş bir koku kazanmış oldukları gibi, ertesi sabah bu kremi su ile yıkayıp attıklarında ciltleri pırıl pırıl gözükürdü.
Antik Çağ Atina'sında moda
İşin uzmanı araştırmacılar, MÖ 4. yüzyılda yani Antik Çağ'dan şu bilgileri verirler:
"Bu şehrin kadınları İyonya'da giyilen Şitton'u sırtlarından çıkarmazlardı. Bu, uzunca ve bol bir gömlekti. İnsan boyu uzunluğunda olanları ve etek boyu halinde olanları da vardı."
Devlet görevlileri ya da varlıklı kesimden erkekler ise Himation giymekteydiler. Bu giysi beyaz ya da açık renk kumaştan yapılmış kenarları kalın kırmızı ipeklilerle bezenmiş bir tür roptu. Vücuda yukarıdan aşağıya sarılarak giyilirdi.
Atina'da kendi halinde orta halli ev kadınları bile modaya aşırı düşkündü. Özellikle çarşı pazara çıkarken çok şık ve modaya uygun giyinmeye özen gösterirlerdi.
Evlerde
Yunanlar, evlerinde çıplak ayakla dolaşmayı severlerdi. Sokakta düz topuklu ve köseleden yapılmış sandaletler, ayak başparmağı ile ikinci parmak arasından geçen bir sicimle ayak bileklerine bağlanırdı. Bugünkü Bodrum sandaletlerinin kökeni budur.
Erkek ve kadın avcılar -eski Yunan'da ava çıkanların cinsiyet farkı yoktu- bu çıkışta kısa çizmeler giyerlerdi. Atina'daki ünlü şık yurttaşlar ise yelpaze ve güneş şemsiyesi kullanmaya da merak sarmışlardı.
Anaerkil Lykialılar
Antalya-Finike arasında yaşamış bir Antik Çağ kavmi olan Lykialılar babalarının değil analarının adını alırlardı.
Bir Lykialı öteki Lykialıya "kimsin, kimlerdensin, adın ne" diye sorduğunda, soru sorulan şahıs, kendi adından hemen sonra anasının adını (soyadı gibi) söylerdi.
Eğer bir Lykialı kadın bir köle ile birlikteyse yasalar doğan çocuklarının özgür olacaklarını kabul ederdi.
Amazonlar
Hemen Samsun'daki "Amazonlar Adası"yla başlayayım. Bir İlk Çağ kavmi olan kadınlardan oluşan Amazonlar bizim topraklarımızda da yaşamışlardır. Aslı Aiorpata olan sözcüğün anlamı "erkek öldüren" idi. Zira Aior erkek, pata da öldüren anlamına gelir. Yunanlar Thermadon savaşında galip geldikten sonra esir aldıkları Amazonları üç gemiye doldurup denize açıldılar.
Amazonlar açık denizde bir punduna getirip erkeleri linç ettiler Ancak dümen tutmaktan, yelken kullanmaktan, kürek çekmekten bihaberdiler. Erkekleri ortadan kaldırdıkları için rüzgâr nereye sürüklediyse oraya gittiler. Sonunda tamamen tesadüf olarak İskit topraklarına ulaştılar. Amazonlar burada karaya çıktılar ve ülke içlerine doğru ilerlediler. Otlayan at sürülerine rastladılar. İlk işleri İskit topraklarını yağmalamak oldu.
İhtişam aracı
Osmanlılarda üst düzey görevliler bir yerden bir yere giderken mutlaka ata binerlerdi. Bu arada padişah Koçu denilen atların çektiği arabaya biner, gezerdi. Ondan önceki kimi padişahların da tahtırevan kullandıkları görülmüştü. Devlet görevlilerinden kimlerin ata kimlerin arabaya bineceği yasayla belirlenmişti. Yasayla belirlenmemiş olanlar görevlerine piyade -yaya- gidip gelirlerdi. Hristiyanların İstanbul'da ata binip gezmeleri yasaktı. Sadece yabancı ülkelerin büyükelçi, elçi ve konsolosları bu izne sahipti. Sıradan Müslüman halk, şehir içinde sadece eşeğe binip gezebilirlerdi.
Babil'de giyim kuşam
Milattan önceki yıllarda Babil'de bir gazete yayımlansaydı, bu gazetede giyim-kuşamla ilgili olarak şöyle bir yazı yer alabilirdi:
"Tüm soylular ve özgür insanlar çok pahalı elbiseler giyiyorlar. Kadın veya erkek fark etmez bunlar parlak renkler ve altınla işleniyor. Elbiselerin kenarında püsküller var. Bir erkek ya da kadının toplumsal statüsü ne denli yüksekse, püsküller da o kadar bol ve uzun oluyor.
Şık erkekler, genç olsun yaşlı olsun mutlaka uzun bastonlar kullanmakta. Çoğunun boyunlarında üzerleri figürlerle işlenmiş yuvarlak madalyonlar sallanıyor."
İbrani kavmindeki kadınlarda ise pahalı ve gösterişli elbiseler görüyoruz.