Suriye hava sahasını kapatmak
Gazeteleri okuyorum, inanın fıkra ve karikatür malzemesi en bol ülke biziz. Gazete ve televizyon haberleri ardından köşe yazılarını okuyunca yerlere seriliyorum gülmekten. Allah aşkına siz söyleyin, daha ülkenin başındaki Başbakanın hastalığını çözememiş veya yazamamış olan kahraman Türk basını ve kalemler, MİT olayının iç yüzünü nasıl yazar. At martini Debreli Hasan, dağ taş inlesin.
Neymiş; tarikatla istihbarat örgütü veya Erdoğan ile Gülen tarikatı arasındaki gerilimmiş... Yersen... Hani filmlerde vardır, son anda evliliğe engel olmak için biri çıkar ve “durun siz evlenemezsiniz kardeşsiniz” der ya. Bunda da; durun kavga edemezsiniz siz iktidar ortağısınız diyor birileri, kavga olsa olsa pastanın paylaşılması üzerine. Bir kısım, Erdoğan’ı mı desteklesin yoksa tarikatı mı onu tartışıyor. Koçlarım benim. Olaylar, sazanlar için yemleme. Hele hele muhalefet bir başka âlem vallahi. Sanki iktidar partisi istediği her şeyi yapamıyormuş gibi çıkarılacak yasa değişikliğine gürültü koparıyorlar.
Birbirini sevmeyen, birbirine düşman, kadını parçalayan bir toplumun, usulden sevgililer günü kutlaması kadar komik değil de nedir Allah’ınızı severseniz. Bırakın bunları, siz Guinness rekorlar kitabına girmek için gösteri yapın, dans edin, en büyük ve uzun lahmacunu üretin, ayakta zıplama denemelerine girin. Yakında o kitaba sazanlık rekoru için koyulacağız ve bir asır da kimse bu rekoru kıramayacak. Bakın Fenerbahçe için koparılan gürültüye; asker, sivil gazeteci ve profesörler giderken bile gıkını çıkarmayanlar okul kırıyor. Anlayın işte.
Pek sizleri ilgilendirmiyor ama gelelim ciddi konulara. Biliyorsunuz, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Washington’daydı ve bir Dışişleri Bakanında ender görülen şekilde Pentagon yani ABD Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik danışmanları ile görüşme yaptı. Benim okuyucularım bilir. Washington’dan bizim yetkililer ayrılır ayrılmaz derhal ne görüştükleri ve Türkiye’ye ne masal uydurdukları ortaya çıkar. Bu kez de öyle oldu.
Kulağımıza gelen, Ahmet Bey ve heyeti Washington’a Suriye konusunda bir öneri paketi ile gelmiş. Öneri, Amerikalılara yabancı değil. Yıllar önce Turgut Özal’ın Türkiye’nin başına PKK belasını açan önerisini çok andırıyor. Sorunsuz sınır projesi mimarı bu kez ABD’den, Suriye hava sahasının, muhaliflerin olduğu bölgelerinin uçuşa kapatılmasını istemiş. Aynı, yıllar önce Kuzey ve Güney Irak hava sahasının Saddam döneminde kapatılması gibi.
Bu hava sahasının kontrolünü de ABD yapsın istenmiş. Ancak İslam dünyasını, işbirlikçilerle yeteri kadar yerle bir eden ABD, bu öneriye, Birleşmiş Milletler kararı gerekir diye yanaşmak istememiş. Bir açıdan doğru olan bu yanıta sebep, Çin ve Rusya’nın vetosu. Aslında bir başka neden de ABD’nin, silahlı kuvvetlerinde küçülmeye giderken, Irak ve Afganistan’dan çekilme hazırlıkları yapılırken bu işe doğrudan atlamak istememesi.
Ekonomik kriz içindeki ABD ve Batılı ülkeler, kendi ellerini ceplerine sokmadan bu işi, sınırdan sınırdan yap diye, Türkiye’ye yıkmış bulunuyorlar. Bizimkiler sınırdan bu işlere girişmiş olmalarına karşılık birkaç vaka ellerinde patlamış. Mesela, Suriye içinde yakalanan ajan provokatörler gibi. Sonuçta bu işi uluslararası yapmak istemişler ama bezirgânı, çığırtkanı çok müşterisi yok.
Washington’daki ilgi çekici şeylerden biri de basın toplantısında görüştüğü kişilerin kendisine demokrasi ve basın özgürlüğü sorusu sorup sormadıkları. Davutoğlu sormadıklarını söyledi ama dönüş için daha uçağı havalanmadan İnsan Hakları gözlemcileri ve New York Times gazetesi aynı gece bu konuyu irdeledi. Bu arada adamları karikatürist Salih Memecan ile yazar Ergun Babahan’ın da Washington’da kimseyi ikna edemeyecekleri görülüyor. ABD Dışişlerinde sorulan sorular da çanak sorulardı. Haber değerleri bile yok.
Bu arada yandaş basına uyarı: Geri sayış başladı, aranızdan uyanık olanlar taraf değiştirmeye başladı bile. Söylemesi bizden...