Suriye, Arapların iç meselesi

Erdoğan’ı dinliyorum gözlerim kapalı. Gene bir yerlerde konuşuyor, bilmediği ekonomi ve anlamadığı dış siyaset konusunda herkese nasihat ediyor. O inkâr ediyor ama ABD başkentinden peş peşe sözcüler resmen onu yalanlıyor.
Yanlış okumadınız yazının başlığı doğru. Suriye neden benim iç meselem olsun ki? Eğer sorun göç ise Irak’tan Kürt göçündeki hataları tekrarlamam. Kapatırım sınırımı, göçmen almam. Almak isteyen AB ve ABD uçaklarının inişi için bir alan ayarlarım ve transit olarak sevk ederim.
Eğer Suriye bizim iç meselemiz olsa, halkını zorbalıkla yöneten, Suudi Arabistan, Mısır, Sudan, Kuveyt ve tüm Arap emirlikleri ile Kuzey Afrika ülkeleri de bizim iç meselemiz sayılmaz mı? Ama maşallah bugüne kadar onlardan para alıp, birlikte Atatürk düşmanlığı yaparken hiç rahatsız etmedi bu ülkelerin halklarına yaptıkları, neyle yönetildikleri.
İslam dini başkasının işine karışmamayı öğütler. Ama namaza döverek götüren, örtünmeyeni, özgürlük isteyeni kamçılatan bu yobaz ülkeler neden bugüne kadar Tayyip Bey ve arkadaşlarının iç sorunu olmadı acaba? Kandil neden Türkiye’nin iç sorunu değil? Iraklı Türkmenler neden Türkiye’nin sorunu değil? Çin’deki Uygur Türkleri neden sorunları olmuyor? Bulgaristan’da, Yunanistan’da eza cefa gören Türkler dururken, Araplar neden benim iç meselem?
D avutoğlu’nun Suriye dönüşü yaptığı basın toplantısını izlerken tüm bunlar geçti kafamdan. Ardından Erdoğan’ın incilerle dolu konuşması. Erdoğan diyor ki biz bunu kendimiz için yaptık. O konuşurken ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yalanlıyor. Gitmeden önce ne söyleyeceğini annesine tekrarlayan çocuklar gibi Davutoğlu’nun Hillary Clinton ile yaptığı konuşma sorulunca, Dışişleri sözcüsü Mark Toner, “Türkiye’ye Suriye konusunda önemli rol düşüyor” diyor. Erdoğan hayır ilgimiz yok deyince yetmemiş gibi bir başka ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nulen bu kez çıkıp, “Türkiye’yle ABD’nin Suriye ve diğer bölgesel konularda çok yakın diplomatik uyum içinde olduklarını, Türkiye’yle ortaklıkları bulunduğunu, Dışişleri Bakanı Clinton ile Davutoğlu’nun çok yakın bir şekilde çalıştıklarını, mesajlarını koordine ettiklerini, Esat üzerinde baskı uygulama için birlikte çalıştıklarını” söylüyor. Bak sen şu Amerikalıların yaptığına. Zaten seyahat öncesi ABD Büyükelçisi Ricardione ile ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye masası yetkilisi de Ankara’da Davutoğlu’na Şam’da ne söyleyeceğini ezberletmişti. Hiç oturup düşündünüz mü, ABD ne zaman Suriye’ye karşı tavır aldı diye. İsrail ABD’ye “şuna bir tokat vur” dediği zaman. O zaman adama sormazlar mı kardeşim, Suriye’de meydana gelecek bir karışıklığın kimin işine yaracağını? Tabii ki İsrail’in. Şimdi geldik önemli soruya, Türkiye bu işin arkasında İsrail olduğunu bilerek ve de İsrail’in özür dilemesini ve tazminat vermesini bekleyerek, neden İsrail çıkarlarına hizmet eder?
Cevap basit. Musevilerden özel onur ödülleri alan politikacı kim? Recep Tayyip Erdoğan. Tüm sürtüşmelere, gerginliklere, Kürt terörünün ardında olmasını bilmesine rağmen Türkiye’nin ticareti hangi ülkeyle patladı? İsrail ile. Şimdi diyebilir misiniz bu konu Türkiye’nin iç meselesidir diye? Diyemezsiniz. Olsa olsa bu benim meselemdir dersiniz ve doğrusu da odur. Peki, o zaman başkalarının siyasi çıkarları için dış politikada taşeron rolündeyseniz bu sizin iç meseleniz değil mi? Benim iç meselem terör, benim iç meselem giderek kötüleşen ekonomi. Benim iç meselem, her gün kısılan ve dört yıldır cezaevinde daha iddianameleri bile kesinleşmeyen vatandaşlarımın sorunu. Benim meselem, molla gücüne dönüştürülen ve komutanları teker teker ayıklanan ordum. Benim iç meselem, işçinin yok edilen kıdem tazminatı, emekliye sadaka gibi verilen zamlar.
Bir de uyarıda bulunayım, komuta kademelerini yok ettiğiniz ve kolluk kuvveti haline getirdiğiniz TSK’ya sakın ola ki güvenerek hiçbir ülkeye karşı kafa tutmaya ve çocuklarımızı PKK karşında helak ettiğiniz gibi feda etmeye kalkmayın. Zaferlerle dolu tarihimize şimdiye kadar sürülmemiş bir leke eklersiniz. Benden söylemesi. ABD ordusuna güvenerek bir iş yapmaya kalkmayın, onların hali Irak ve Afganistan’da ortada.

Yazarın Diğer Yazıları