Sun Tzu’nun savaş sanatına Pamukoğlu şerhi

Başlıktaki “Şerh” sözcüğünü özellikle kullandım, bu sözcüğün kapsayıcılığı ve içerik varsıllığı ancak meramıma uygun düşerdi. Ne demek bu şerh, bir bakalım:
Açma, genişletme.
Açıklama. Anlaşılanı anlatma. Bir yazı veya konuşmayı kolay anlaşılması için izah etme, tafsil etme.
Bir şeyi dilim dilim kesme.
Bollaştırma.
Bir müşkil ve mübhem makaleyi açıklama, keşif ve izhar etme.
Evet aynen böyle olmuş, Osman Pamukoğlu Paşa, Çinli Filozof General Sun Tzu tarafından MÖ 400’lerde (yani 2500 yıl önce) yazılan ve o günden bu yana yüzlerce kez basılıp okunan “Savaş Sanatı” adlı yapıta, Türk gözüyle ve çağdaş bir şerh yapmış. Yani açmış, genişletmiş, izah ve tafsil etmiş (ayrıntılamış), bollaştırmış, yani çoklu bakmış, farklı boyutlar kazandırmış. Ve savaş sanatını, özellikle gerilla harbini iyi bilen bir general, insan-doğa, insan-insan ilişkisini iyi sorgulayan bir güçlü gözlemci, kalemi güçlü bir yazar olarak Sun Tzu’nun öğretilerini yeniden keşfetmiş.
Bu “şerh” kitap olmuş, İnkilap Yayınları’nca yayımlanmış.
Kitap halk ozanlarının deyişmesi tarzında düzenlenmiş, yani bir o diyor, bir o... Önce Sun Tzu diyor diyeceğini sonra Pamukoğlu şerh eyliyor onları...
Bu şerhlere örnekler vereceğim ama önce Pamukoğlu Paşa’nın daha önce yayımlanmış eserlerinden yaptığım savaş üstüne özdeyişlerinden yaptığım derlemeleri sunayım:
“İnsan savaşta çabuk öğrenir, fakat savaşta öğrenmenin sınırı yoktur. Şaşkınlık ve zihinsel zorluklar öğrenilecek şeylerin sayısını artırır.”
“İnsanoğlunun yazılı 5000 yıllık tarihinde barışla geçen süre 236 yıldır”
“Savaş kazananı da
yorar”
“General kesinlikle şüphe, hayal kırıklığı ve bitkinlik duymamalıdır”
“Ben çarpışacağım ordunun silah ve insan gücüne değil, o ordunun başındaki generalin özgeçmişine bakarım”
“Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz, savaş sizinle ilgilenir”
“Karşı taraf gibi düşünmeyi öğrenmek yetmez, daha hızlı düşünmeyi öğrenmek gerekir. Aksi halde askerler kendilerini, ortalıkta görünmeyen bir düşmanı kovalarken bulurlar”
“Klasik muharebe akılla yürütülebilir. Gayri nizami harpte akıl yetmez, çok zeki olmak gerekir. Konvansiyonel çatışmada zebaniyle karşılaşabilirsiniz, gayri nizami savaşta karşınızda şeytan bulunacaktır.”
“Şunu unutmayın; muharebe hile, aldatma ve kurnazlıktır. Öfke ve kin duymadan da savaşılamaz.”
Evet şimdi de Sun Tzu ve Pamukoğlu azıcık deyişsinler:
Sun Tzu: Size zafer kazandırmış taktikleri tekrar etmeyin, yöntemlerinizi farklı koşullara göre uyarlamaya devam edin.
Pamukoğlu: İsterse yüzlerce muharebeye girin, silahların sesleri dışında hiçbiri diğerine benzemez.
Sun Tzu: Usta savaşçı, saldırıya geçerken acımasız, karar verirken çabuk olandır.
Pamukoğlu: Eğer acırsanız, bilin ki mağlup olacaksınız.
Sun Tzu: Komutan savaş direktifini hükümdardan (hükümetten) alır.
Pamukoğlu: Savaş, politikanın başka araçlarla devamıdır.
Sun Tzu: Ordunun düşmanla çarpışması bir yumurtayla bir değirmen taşının çarpışmasına benzediği için, güçlü ve zayıf noktaların bilinmesi zorunludur.
Pamukoğlu: Savaşta düşman gibi düşünebilmek önemlidir, ancak yetmez. Onun düşünemeyeceğini düşünmek lazımdır. Bunun yolu aykırı hayal gücüdür.
Sun Tzu: Savaş uzarsa kazanamazsınız.
Pamukoğlu: Sürat iyi, telaş kötüdür.

Yazarın Diğer Yazıları