Şu öğretmenler olmayaydı!..
Videoyu sabah (Pazar) izledim, haberi okudum. Son yıllarda benzerlerine sıkça rastladığımız sınıf içi manzarayı resmeden videolardan biriydi. Öğretmen ders anlatmaya çalışıyor, sınıf susmuyor. Yine sınıftan bir çocuk öğretmenin etrafında dolanıp bir takım el hareketleri ile öğretmeni tahrik etmeye çalışıyor, bir öğrenci kaydediyor; sınıf eğleniyor.
Anlaşılan o ki öğretmen sabırlı bir insan. Hakikaten öğretmenlerimiz çok sabırlı ve fedakâr. Burada da öyle, her türlü terbiyesizliğe rağmen öğretmen bu rezillere fiili bir müdahalede bulunmuyor.
Şu videodaki çocuğa fiili müdahalede bulunmamak her babayiğidin harcı değil. Öğretmen en zor olanı yapıyor ve müdahalede bulunmuyor. Bulunsa bugün öğrencisine fiili müdahale yapan "zorba" öğretmeni okuyacaktık. Öyle haber altından değil, ana manşetten. Bu da meselenin bir diğer yönü.
Öğretmen konuyu idareye bildirmemiş, muhtemelen başka şeyler de var.
Kaymakamlık görüntüler sosyal medyaya yayılınca olaya el koymuş. Şöyle "cevval" bir açıklama yapmış: "Biz de görüntüleri öğrenciler sosyal medyada paylaşınca gördük. Olayın içinde üç öğrencinin adı geçiyor. Pazartesi bahse konu öğretmen ve öğrencilerle ilgili müfettişler okulda inceleme yapacak..."
Muhtemelen bu açıklama sonrası Çorlu ve havalisinde benzer bir olay yaşanmayacak!
Konunun ana fikrini açıklamanın son cümlesi veriyor: "Öğretmen ve öğrencilerle ilgili". Detayı gazeteler vermiş: "Öğretmene de idareyi bilgilendirmediği için soruşturma açılacak!".
Yani, öğrencilerin bu fiilinden öğretmen bile suçlu olabilir, ama idare asla! İddia ediyorum ki bu olay okulda ilk değildir.
Sorularım basit:
İdarenin bu ve benzeri olaylardan daha önce haberi var mıydı?
Var ise, bu konuda bir soruşturma, inceleme yapılmış mı?
Yapılmışsa bu olayları önlemek için ne tür tedbirler alındı?
Cevapları bu sütundan seve seve yayınlayacağım...
***
Nedense birden hatıralar canlandı gözümün önünde. Yıllar önce şu anda Ankara'nın önemli bir okulunun "kurucu"suna şöyle bir nasihatta bulunmuştum, haberi okuyunca aklıma geliverdi...
Şöyle demiştim eğitim yaptığını zanneden o arkadaşa: "Eğitim zor iştir; çok yatırım yaparsın az para kazanırsın. İnsan yetiştirmek meşakkatli bir iş vesselam. Sana da yazık! Aç bir market, aynı parayla daha fazla para kazanırsın. Hıyar, domates sat basit iş, çok kazanç. Böylece bu çocukların da günahına girmez, kıyamette rahat edersin!..."
Sonuç ne mi oldu? O zamanlar bir okulu vardı bu hazretin şu anda beş...
***
Diyelim ki soruşturduk, çocuklar ceza aldı, öğretmen de "idareye haber vermeme" gibi "ölümcül" bir hatadan dolayı ceza aldı.
Mesele halloldu mu?
Birilerine göre hallolacak. Eğer çocuklar görüntüleri sosyal medyaya yaymasaydı zaten sorun "yok" hükmünde idi.
Veliler dünyanın en zeki ve şirin çocuklarına, bakanlık en mükemmel yöneticilere sahip olarak mutlu mesut yaşayacaklardı.
Velilerin ve öğrencilerin "kölesi" hükmündeki öğretmene ise vurmaya devam edilecekti. İşin en kolayı olduğu için eğitimle ilgili bütün sorunların merkezine öğretmenler konulmaya devam edecekti.
Sizin de anladığınız üzere sorun öğretmenlerde...
***
MEB Müsteşarı konuyla ilgili yaptığı açıklamada güzel şeyler söyledi:
"Gelin hep beraber şapkalarımızı önümüze koyalım ve düşünelim. Çocuklarımıza bu değerleri öğretmek için neler yaptık? Öğretmenlerimiz gece gündüz en kıymetlilerimizi çocuklarımızı geleceğimizi yetiştirmek için uğraşıyorlar. Hep beraber destek olup, yardım etmeliyiz. Bu destek ve yardıma iyi bir veli ve iyi bir ebeveyn olmaya çalışmakla başlayabiliriz."
Müsteşar beye katılıyorum, bu değerleri aile ve okul elbirliği içinde çocuklarımıza verelim. Lakin Bakanlığın "değerler eğitimi" hususunda neler yaptığını, yapılıyorsa bunların çıktılarının neler olduğunu öğrenmek istiyoruz. Neticede veliler Bakanlığın rehberliği ile bu süreci doğru yönetebilir.