"Sözün Bittiği Yer"
Genelkurmay Başbakanı Org. Başbuğ, “Irak’ın Kuzeyi bu örgüt için güvenli sahadır. Artık sözün bittiği yerdeyiz” dedi. Aslında Türkiye, sözün bittiği yeri çoktan geçmiştir. Türkçe’de “bıçak kemiğe dayandı” diye bir söz vardır. Türkiye, bıçağın kemiğe dayandığı değil, kestiği yerdedir. PKK adlı terör örgütü Türkiye’nin Ön Asya’daki varlığına karşı yirmi altı yıldır, altı ile on bin kişi arasındaki bir güçle saldırısını sürdürmektedir. Bu saldırıyı kökünden yok etmek Türkiye gibi bir ülke için sorun olamaz. Türkiye’nin, eli/kolu bağlı bir biçimde, PKK’nın sınırdaki dağlardan sızarak karakollarına saldırmasını önlemek için tedbir düşünmekten kurtulması gerekir.
Türkiye’nin terörü yok etmek için Kandil’e yönelik bir operasyonunu zorunlu kılan her türlü şart mevcuttur. Türkiye’nin, ‘AB ne der? ABD nasıl karşılar? Barzani’nin tutumu ne olur’ sorularının bu konudaki cevaplarını çoktan hazırlamış olması gerekir. Konuyu “Türkiye-Irak-ABD” eksenli toplantılara havale etmek, işi çıkmaza sokmak anlamına gelir. Türkiye ile ABD arasında daha önce kurulan terörle mücadele koordinasyonunun akıbeti herkesçe malumdur.
Şurası çok açıktır ki Türkiye’ye yönelik Kandil merkezli terörist saldırılardan bölgeyi işgal altında tutan ABD doğrudan sorumludur.
PKK adlı Frankeştayn!
Irak’ın kuzeyindeki Barzani yönetiminin PKK konusundaki sorumluluğu da tartışılamaz. Teröristler bütün ihtiyaçlarını, silahlar dâhil Barzani yönetimi altındaki yörelerden temin ediyorlar. Tedavileri Barzani’nin kentlerinde yapılıyor. Beslenmelerini de oradan sağlıyorlar. Barzani son yaptığı açıklamada “Abdullah Öcalan’ın kendisine mektup göndererek destek istediğini, ancak Türkiye’deyken örgütün silahlı eylemlere giriştiğini” söyleyerek PKK’dan yakınmıştır. Bütün veriler PKK’nın kendisini örgütleyen, kullanan, göz yuman, koruyan ve destekleyen güçleri de dinlemediğini göstermektedir. Ortada iç ve dış şer güçlerin yarattığı PKK adlı bir Frankeştayn vardır.
Kandil, Türkiye için terörün üretildiği bataklıktır. Bu bataklık mutlaka kurutulmalıdır. Türkiye’nin sınırlarını tehdit eden, karakollarına saldıran PKK’nın militanlarını etkisizleştirerek terörü önlemek mümkün değildir. Kandil orada durduğu sürece, terörist kendini güvende hissettiği sürece verdiği zayiatları kısa sürede telafi edecek ve saldırılarına da devam edebilecektir.
Sonuca göre operasyon!
Kandil güvenli bölge olmaya devam ettiği sürece, terörle mücadelede istihbarat eksikliği, mühimmat, silah, karakolların duvarlarının zayıf ya da güçlü olmasının tartışılmasının bir anlamı yoktur.
Kandil’e yönelik kapsamlı bir operasyonun PKK’nın varlığını topyekûn tasfiyeyi hedeflemesi gerekir. Bu defa harekât sonuca göre planlanmalıdır. Harekât başladığında PKK’nın dağ kadrolarının çatışmayı Türkiye içine taşımak için ellerinden geleni yapacaklarını kestirebiliriz. PKK’lıların kentlerde istikrarsızlık yaratmak ve çatışma çıkarmak için ellerinden her geleni yapacağı da bilinmelidir. Bu konuda her türlü risk göz önüne alınmalıdır.
Türkiye terörden ve dayatmalarından kurtulmak istiyorsa -ABD ve Barzani’ye rağmen- bu harekâtı yapmak zorundadır. Türkiye bunu yapmaya ve başarılı olmaya mecburdur. Bu nedenle Genelkurmay Başkanı son noktayı “sözün bittiği yer” olarak işaret etmiştir.