Söyleyene değil, söyletene bak...

Yüzde 50’den sonra bir kere daha iktidar partisine dümen kırdılar, “resmi yandaş”ların maskarası oldular... Fehmi Koru’ya “nasıl bir günde hizaya geldiniz ama!” dedirten medya utansın!

Dün manşetlere ve köşelere yansıyan ’ibretlik’ tavır hiç kimseyi şaşırtmasın. Tek bir insanın profesyonel ömrünü aşan 50 yıldan fazla sürmüş bir çizginin en önemli özelliği şartlara uyum gösterebilmesidir. Patronlara göre kaval çalmasını, her sarsıntıyı direnmeden atlatmayı böyle başardılar.
Hep ’sağ’ politikacılar tarafından yönetilen bir ülkede ’vesayetçi’ çizgiyi sürdürebilmelerini bu özelliklerine borçlular. İdareye el konulduğunda asıl renkleri ortaya çıkar bunların; onun dışında daldan dala atlayabilir, farklı görüntülere bürünebilir ve esas çizgilerini “Biz muhalifiz” iddiası arkasına saklayabilirler...
Öyle ya, “Biz muhalifiz” dediklerinde, demokrasiyle yönetildiğimiz dönemlerdeki tavırlarını açıklamış oluyorlar. Muhalif olmadıkları tek yönetim biçimi askerlerin idareye el koyduğu dönemlerde uygulanandır...
Açın bakın gazetelere, darbeler öncesinde sivil yönetimleri yıpratmakla meşgul olduklarını, ertesinde ise askeri yönetime hulus çakıp yol gösterme görevi üstlendiklerini görürsünüz.
11 Haziran günü ’muhalif’ idiler, dün farklı bir renkle ortaya çıktılar...
Evet, dün basınımız açısından ’ibretlik’ bir gündü; ama bizde bu tür ’ibretlik günler’ hiç de az değildir.
Fehmi Koru Zaman

+++

E söyledik size; ampul avize oldu

AKP’nin 2002’den beri yaptığı en vahim taktik hata, Habur’du. Belki tasarlayarak, belki mecburen ama, vahim hataydı. Subayların içeri tıkıldığı dönemde, PKK’lıların resmi üniformalarıyla Kandil’den inip, adeta kırmızı halıyla karşılanması...AKP’ye oy verenlerin zihninde “ilk kez” tereddütler yaratıyor, “tufaya mı geliyoruz” endişesi hâkim oluyordu.

*


Seçim sonuçlarını noktasıyla virgülüyle bilen Adil Gür, dün açıkladı...Habur’dan sonra, AKP erimiş, yüzde 32’ye inmişti. Buna mukabil, CHP aniden 28’e, MHP 18’e fırlamıştı.

*


Bir ay sonra...A-aaa?

*


Kılıçdaroğlu durup dururken “Dersim krizi” çıkardı. Kendi yöneticisi Onur Öymen’i kameralar önünde infaz etti. Toplum nazarında “soykırımcı” durumuna düşürüp, derhal istifaya çağırdı. O güne kadar sanki suçmuş gibi Kılıçdaroğlu’nun Alevi ve Kürt olduğunu yazan tetikçiler, ayakta alkışladı.

*


Şak...Kaset patladı. Basın’ç uygulandı.
CHP’nin yedi sülalesine dümdüz giden borazanlar, CHP’ye akıl vermeye başladı. Oyların çığ gibi yuvarlanacağını, sandıklara sığmayacağını, tek başına iktidar olacağını yazdılar. CHP’liler yedi.

*


Bilahare...
Eski genel başkanı satıp, yeni genel başkanı omuzlara alanlar, boş şişe gibi kapının önüne konuldu. CHP’nin üyesi bile olmamış tipler, paraşütle indirildi, CHP’de genel başkan yardımcısı yapıldı.

*

Boş şişeler utanmadan arıyor, arkamdan savurdukları küfürler için “özür” diliyorlardı. Canınız sağ olsun filan diyerek, eşşeği Niğde’ye doğru sürmelerini tavsiye ettim.

*

Ve, seçim dönemi geldi...
Ne özerklik kaldı, ne anadilde eğitim, askerlik yapmıycaz dedi, açılımın feriştahını yaptı, Anayasa’daki Türk kelimesini bile silmeyi vaat etti “yeni” CHP. “Süpersin” dediler.

*


Başbakan’ın bırak gülümsemeyi, gülmekten yerlere yattığını tahmin ediyorum...Bi anda dümeni kırdı. Milliyetçi oldu. Hazır MHP’de de kasetler servis edilmişken...Bayrak dedi, şehit aileleri dedi, “Apo’yu asardım” bile dedi. Habur unutuldu. “Yeni CHP” sayesinde.

*


Aslında çok matraktır...
Ha bire konuşan Bülent Arınç yanlışlıkla ağzından kaçırdı, “Bunlar ne yapıyor böyle, CHP’nin kurumsal kimliğiyle oynuyorlar” dedi... Gene uyanan olmadı.

*


Netice?
Ampul, avize oldu.
Yılmaz Özdil Hürriyet

+++

Mert’çe tepki

Güç sınamanın sonu felaket olur

İktidar partisi hoyratlığı, ana muhalefet partisi çekingenliği sürdürmekte ısrar ederse, bu ülkede yaşayan herkes için toplumsal barış umudu biraz daha kararacak. Bunu en çok algılaması gereken, kuşkusuz iktidar partisi. Ellerindeki güç hepimizin geleceğini karartmaya fazlasıyla yeter, ama artık bunu sınamaktan vazgeçseler iyi olur. En önemlisi, güç sınamanın sonunun felaket olduğunu, makbul olanın; gücü, güçlükleri aşmak için kullanmak olduğunu kavramalarıdır.
Nuray Mert Milliyet

+++

Bunca beyin yıkamaya yüzde 50 iyi vallahi

Türk medyasını seçim öncesinde izlediniz. Yandaşlık, yalakalık, övücülük ve korkaklığın en büyük ve somut örneklerine bire bir tanık oldunuz.
Yıllar boyunca korkunç bir beyin yıkama kampanyası yapıldı. Aksi görüşlere asla yer verilmedi. Medyanın çok büyük bir bölümü zaten AKP’nin emrinde ve hizmetinde idi.
Buna Tayyip’in borazanı olan TRT’yi ekleyin.
Adına merkez medya denilen Hürriyet, Sabah, Milliyet, Posta, Radikal, Akşam, Vatan, Habertürk gibi gazeteler, sırf patronlarının çıkar korkusu ve büyük parasal beklentileri nedeniyle AKP’ye hizmet verdiler. Aynı patronların SHOW, atv, Kanal D, Habertürk, CNN Türk, Skytürk, Kanal a, tv 8 gibi kanalları bu beyin yıkama kampanyasında baştan sona yer aldı.
Hepsi eleştirmekten korkuyordu... Çünkü patronlarının parasal çıkarları söz konusu idi.
Böylesine korkunç bir beyin yıkama kampanyasını hiçbir Batı ülkesinde göremezsiniz.
Ben diyorum ki bu bilinçli medya kampanyasına muhatap olan kitleler, eğer AKP’ye yarı yarıya oy verdilerse vallahi yine de iyidir!
Emin Çölaşan Sözcü

+++

Anayasa ortağı kim olacak

Erdoğan’ın BDP ile işbirliği yapması görünürde en kolay olanı. İstanbul aydın çevrelerinde şimdiden Kürt özerkliği ve Erdoğan’ın tercih ettiği başkanlık sistemi üzerine hayali pazarlıklar kabul görmeye başladı. Ama CHP ve MHP’nin dışında kaldığı böyle bir ’uzlaşmanın’ toplumda ne gibi fay hatlarına, çatlaklara yol açacağı konusunda da endişeler olabilir.
Murat Yetkin Radikal

AKP, CHP’ye mi yanaşacak BDP’ye mi, MHP’ye mi?
MHP yeni Anayasa planının Türkiye’yi bölünmeye götüreceği endişesiyle AKP’ye direnç gösterecektir...
Hele, Türklük kavramının Anayasa’dan çıkartılması beklentisi ortada dururken MHP’yi işbirliğine çekmek hayli güç olacaktır.
Mehmet Faraç Aydınlık

+++

Koyunları sayacaksın!..

Demek ki korkuyu, tehdidi, baskıyı, şantajı, hakareti beğendi...
Hiddeti sevdi...
Dirilerden sonra ölülerin azarlanmasından hoşlandı...
Basılmamış kitapların tutuklanmasından, ayağa kalkmayanların hapse atılmasına kadar olumlu buldu...
Ne kadar komutan varsa içeri tıkılmalarına bayıldı...
Yatak odalarına kamera konulmasını da, telefon dinlemelerini de onayladı...
Sanatta; heykelin kafasının koparılmasından...
Eğitimde; şifreli sınavlardan...
Ekonomide; dört kişiden birisinin işsiz, beş aileden birisinin yoksul ve yardıma muhtaç olmasından mutlu oldu...
Çıktı oylar:
Yüzde 47’den, yüzde 50’ye...
2007 genel seçimlerinden bu yana hukukta, demokraside, ulusal bütünlükte, toplum barışında, güvenlikte, çağdaşlıkta, insan gibi yaşama koşullarında bir düzelme olduğunu gören ya da söyleyen var mı?..
Yine de AKP oyları arttığına göre...
Nasıl anlatılır?..

*


Bazen anlatamazsın..
Yani anlatılacak gibi değilse, neresini anlatacaksın?..
Bocalarsın...
Uykusu kaçar insanın...
O durumda koyunları sayacaksın...
Bekir Coşkun Cumhuriyet

+++

Tepki oyları

- Kütahya’dan AKP’ye siyanür tepkisi: % 65,
- Şampiyonluğumuz çalındı, diyen Trabzon net konuştu: % 59,
- Öğretmenin öldürüldüğü Hopa’dan ibretlik mesaj: % 46,
- Üniversite kuranlara Zonguldak’tan vefa: % 47,5,
- Sinop’tan nükleer santrale veryansın: % 55,
- Fındık fiyatına öfkeli Ordu’dan tepki: % 61,
Melih Aşık Milliyet

+++

Kısa... Kısa...

- Radikal Genel Koordinatörü Erdal Güven gazetesi ile
yollarını ayırdı...
- 12 Haziran günü sandığa atlet ve bidonla giden Samanyolu Haber spikeri Asım Yıldırım’ın işine son verildi.
- NTV Ankara Bürosu editörlerinden Yasemin Bektaş Habertürk Ankara Haber Müdürü oldu.

+++

GÜNÜN SORUSU

YSK’nın fazladan bastırdığı oy pusulaları, kaşeyi yanlışlıkla başka bir partiye bastığını söyleyen ve yeni oy pusulası isteyen vatandaşlara kesinlikle dağıtılmadı. Sorum YSK’ya:
Madem yeni oy pusulası vermeyecektiniz, neden 17 milyon adet fazla pusula bastırdınız? Bu 17 milyon pusulanın kaç adedi, ilçe ve il kurullarına iade edildi?
Mustafa Mutlu Vatan

Yazarın Diğer Yazıları