Son viraj
Takımlarımız Avrupa kupalarında resmen döküldü. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın daha yolun başında elenmeleri karşısında transfere harcanan milyonlarca doların heba olmasını mı yazalım yoksa yöneticilerin basiretsizliğini mi? Geçtiğimiz geceden bu yana memleketin her yerinde Fener ve Galatasaray’ın oyun taktiği üzerine kafa yoran milyonların ne yazık ki memleketin kaderini belirleyecek olan referandum ile ilgili doğru düzgün beyanda bulunamayışına içerliyorum. Nitekim yapılan araştırmalarda evet ya da hayır oyu kullanacak olanların paketin içeriği ile ilgili çok az bilgisi olduğu ortaya çıktı. Futbol takımı tutar gibi siyasi parti destekleme işi referanduma da yansımış görünüyor. Başbakanın tamamen devlet imkânları ile yaptığı açılış ve mitinglere gelip tezahürat yapan ya da meydanı dolduran kalabalıkların neye evet diyeceklerini bilmeyişi sadece trajikomik değil, kelimenin tam anlamıyla dramdır. Nitekim Erdoğan çok güvendiği üç ayrı şirketin sonuç raporlarına fena halde içerlemiş. “Bunu bizim Üsküdar’daki kahvehanelerde mi yaptınız, gidin daha kapsamlısını getirin” diyerek fırçalamış. Oysa Başbakanlık koltuğuna oturana kadar ikamet ettiği Üsküdar Emniyet Mahallesi’ndeki eski komşuları çoktan sınıf atlayarak Kısıklı’daki havuzlu villalara terfi eden Recep Bey ile aynı şeyleri düşünmüyor artık. Nitekim Erdoğan gelen raporlardan dolayı sıkıntılı. Üstelik nüfusu 1 milyonun üzerindeki illerde hayırlar, evetlerin çok üzerinde. Kurmaylarına son onbeş gün buralardaki eksiklikleri tamamlamaları için öfke ile talimat yağdırmış. Milletvekili ve bakanlara “Seçimlere az kaldı. Adaylık için kapıma gelecekler. Referandum sonuçlarına göre hareket etsinler” diye gözdağı veriyor. Bu yüzden büyük şehirlerdeki vekiller çok daha problemli. Ceylan derisi koltuklardan kalkmak üzere olduklarının bilincinde olarak şimdiden teslim bayrağını çekenler bile var.
Geçtiğimiz ay bıçak sırtında olduğunu belirttiğim sonuçlar giderek belirginleşmeye başladı. Kararsızların oranı yüzde 10’nun altına düştü. Ama yine de sonucu etkileyecek olan kitle kararsızlar. Bir de sandığa gitmeyeceğini, dahası nerede oy kullanacağını bilmeyen bir grup var ki en tehlikelisi onlar. Duyarsızlığın ötesindeki bu davranış yüzünden oy kullanmayanların oranı geçtiğimiz seçimlerde 10 milyonu bulmuştu. Muhalefetin bu konuda yeterli bir çalışması ne yazık ki yok. Oysa bu kitle iktidara en uzak olan taraf. Her sorumluluk sahibi vatandaşın bu kitle üzerinde yoğunlaşıp, her birinin sandığa gitmelerini sağlaması şart. Bu sadece 15 gün sonraki referandum için geçerli değil. Temmuz’dan, Haziran’a çekileceği şimdiden belli olan genel seçimler için de önemli bir adım.
Sonuç olarak AKP bile söylemini değiştirmeye başladı. Millet ile inatlaşmanın sonuçlarını iyi bildikleri için hayır çıkması durumunda kıyametin kopmayacağını, yeni anayasa hazırlığı için çalışacaklarını vurguladıklarına göre evetten umutlarını kestikleri belli. Ha gayret diyorum, ha gayret. Hayır da hayır vardır.
NOT: Menemene davet. Ankara Yenimahalle’de neredeyse 25 yıldır sürdürdüğümüz Ramazan’ın üçüncü pazarındaki menemen iftarı bu Pazar yani yarın, Mahir Damatlar’ın öncülüğünde gerçekleşecek. Yenimahalle polis karakolu karşısındaki parkta iftarda buluşalım.