Somali tarihini biliyor musunuz?
Tayyip Erdoğan’ı dinliyorum, Orhan Veli’nin İstanbul’u dinlediği gibi gözlerim kapalı. Somali’ye yaptığı büyük sefer sonunda insanlık dramını anlatıyor. Karayolu yapacağını, hastane inşa edeceğini söylüyor. Cuma hutbesini veren hatip misali. Cümleleri öyle ağdalı ki, sanki ardından El Fatiha isteyecekmiş intibaı alıyorum. Allah affetsin. Ama ben Başbakanın anlattıklarında, sebep, sonuç ilişkisi olmadığını düşünüyorum. Acaba Başbakan Somali tarihini, ülkeyi bu duruma getiren Batılı güçler ve din savaşları konusunu biliyor mu?
Aslında Somali’nin yakın geçmişi, Türkiye’ninkine çok benziyor. İstiklal savaşı sırasında başımıza gelenler sanki onların da başına gelmiş. Bizi paylaşmak isteyenler Somali’yi de paylaşmak istemiş. Bizde olduğu gibi Batılı ülkeler, Somali’yi Afrika’da modern İslam diye tanımlamış. Daha sonra ülke parçalanmış. Bizden farkı, ülke güneyinde İslamcı yönetim kurulmuş. Bizde güneyde Kürt devleti kurulmak isteniyor.
Doğal kaynaklar bakımından zengin Somali sanki bizden önce bizim şimdi yöneldiğimiz kaderi yaşamış. İç savaş, toprak ve kaynakların paylaşımı, süper güçlere ülkenin peşkeş çekilişi ve diktatörlükte demokrasi yalanları.
Ama bence Başbakanın Somali ziyaretinin altında yardımdan farklı gizli bir özellik var. Dikkat edin Başbakan kimi ziyaret edip, kardeşim diye yardım elini uzatsa başına bir şeyler geliyor. Eminim yakın bir tarihte Batılı güçler Somali’ye de bir şekilde müdahale edecek. Önce o gidiyor ardından haçlıların ekonomik ambargoları, bombardımanlar ve işgal ile saldırı başlıyor. Irak, Tunus, Libya, Mısır ve Suriye’de yaşananları hatırlayın. Ama unutmayın bu senaryo yalnız Müslüman toplumlara uygulanıyor.
Beni üzen şey, (aslında o kadar çok üzen şey var ki, bunlar popüler olanlar) bizleri yıllarca mega, süper diye kandırıp, sanatçı diye geçinen, müzikte intihal yapan kadın erkek kişilerin iktidar yalakalığı. Oysa uygar ülkelerde sanatçılar her türlü halk hareketinin yanında yer alır. Bizimkiler ise iktidarın. Siz hiç gördünüz mü, Angelina Jolie’nin Bush ile yanak yanağa resim çektirdiğini?
Bence bunlar arasında yer alan, estetik cerrahi harikası Ajda, seferden hayvanları koruma örgütü kadar bile heyecanlanmadı. Aynı Eurovision şampiyonu Sertab Erener gibi. Propaganda için, Somalili bir çocuk kafasına yaslanarak çekilen resimler. Angelina Jolie gibi uluslararası şan şöhret olmayı beklediler. Oysa ülkelerinde askerler, yazarlar, siyasetçiler bilim adamları tutukluymuş, tık yok.
Biliyorum aklınızdan, bu adam neden şu PKK veya şehitler konusunu yazmıyor da Somali’ye taktı diye geçiyor.
Neden yazayım?
Nasıl olsa gazınızı almadılar mı? Irak’ta Amerikan hava sahasına ABD’nin izniyle giren Türk savaş uçakları, daha önce ABD tarafından gelecekler uyarısı yapıldığı anlaşılan terör örgütünün önceden belirlenmiş boş binalarını bombaladı. Ardından PKK konusunda verilen destek açıklamaları. Hiç haberlerde duydunuz mu bizim hava saldırımızda kaç terörist ölmüş, kaçı yaralanmış?
Zaten artık cenazeler de kaldırıldı, bundan sonra acı, yalnızca fidanların ana ve babalarının yüreğinde, evlerinde ocağında kalacak. Yakında o şehit ailelerinin ne kadar yoksulluk çektiğini, çocuk ve ailelerinin nasıl süründüğünü duyarsanız da şaşırmayın.
Biz Somali gibi uzağı gören bir milletizdir, ayağımızın dibini, yüreğimizin içini görmeyiz, uzağa bakarız yakını çiğneriz. Yakında İmralı’daki terörist başını da çıkarır siyasi yaşamına başlatır, ne kadar demokrat ve özgürlük yanlısı olduğumuzu kanıtlarız.
Bir haftaya kalmaz, gözleri yaşlı, sesleri titreyen manken TV spikerlerimiz de hangi televizyona kaç paraya transfer olacakları gibi gerçek gündemlerine döner. Ardından Türk basınını yozlaştıran, basınla ilgili cevherler yer alır köşelerde. Ekonomi zırvalamış, dolar yükselmiş, Türkiye’den daha önce çıkan 25 milyar dolara ek 10 milyar dolar daha kaçmış, bunlar sizi ilgilendirmez zaten. Düşünmeyin diye de gene birileri tutuklanır, skandal soruşturma haberler, patlatılır ülkemin belediye hoparlörlerinde. Ama unutmayın sakın, görünüş esastır, esas. Gerisi teferruat. Aynı siyaset gibi.