“Siyaset”i poşete sarın...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı... Toplumun yüzde 50’sinin oyunu almış iktidar partisinin sağa sola Edebali’den edep nasihatları dağıtan “dindar”, “muhafazakar” Genel Başkanı:
- Kılıçdaroğlu (...) hani varya tam bahtsız bedevi misali...
***
İktidar olmak için debelenen Ana Muhalefet lideri... “Atatürk’ün Partisi” nin dilinden “aydın” kelimesini düşürmeyen Genel Başkanı:
- Suriye çöllerinde gezen sen değil misin. Libya çöllerinde gezen sen değil misin? Arabistan çöllerinde gezen sen değil misin?(...) O çöllerde gezerken aman ha kutup ayılarına dikkat et.
***
Bir de kalkmış “seçilme yaşı 18’e düşürülsün” diyorlar!
Eflatun, Montesquieu, Comte, Hobbes, Engels...
Kaşgarlı, Gaspıralı, Ziya Paşa, Ali Şeriati, Akçura, Gökalp;
Hatta ve hatta Nizamülmülk...
Devlet işlerini düzenleme aracı olan “siyaset” kurumunun gelmiş geçmiş teorisyenleri, temsil ettikleri ekol ne olursa olsun dün itibariyle mezarlarında ters dönmedilerse ne olayım!
Siyaset düşmüş düşeceği kadar; bundan derin çukur yok!
“18 yaş” siyasetin “düşürüleceği” değil zaten düşmüş bulunduğu “bel altı”ndan çıkarılacağı bir seviyedir artık bu ülke için!
Aman diyeyim bulaşmayın; bari o pırıl pırıl, edepli, ahlaklı, terbiyeli, ağzından çıkanı kulağı duyan, derdini küfür ve hakarete başvurmadan anlatabilme kapasitesine sahip gençler milli değerler “seviyesi” nde kalsın!
Tez elden gruplarınızın kapısına -hem de neonlarla- “+18” yazın...
Yetmez...
Meclisi “poşete” sarın ki oradan yayılan üslup toplumun yüzünü kızartmasın!
Millet “vekaleti”ni verdikleri yüzünden daha fazla kendinden utanmasın!
“Obama için bahse girer misiniz?”
Sami Kohen’in başlığını görünce içimi bir heyecan kapladı:
“Obama için bahse girer misiniz?”
“Oh be” dedim; “bizim ’anırma takip timi’nin amiri Karakaçan Bey sahalara dönebilecek sonunda...”
Daha ilk satırda sevincim kursağımda kaldı.
Kohen “İlle de cevap vermek gerekiyorsa Obama için bahse girerim” diyor ama “Bir Mormon Amerikan başkanı olursa amuda kalkarım” türü bir iddia koymuyor...
Eee herkes Engin Ardıç mı, “Adı Hüseyin olan biri Amerikan başkanı olursa anırırım” diye çıksın ortaya!
Bu arada;
Ardıç, siz bu satırları okurken, “Adı Hüseyin olan biri ikinci defa Amerikan Başkanı olmuş olursa misliyle anırmayı” düşünür mü acaba?
“Ann”
ABD seçimlerine odaklanan dünkü gazetelerde, Mitt Romney’nin eşi Ann Romney’le ilgili haberlerin dili dikkat çekiciydi:
- Sempatik tavırları ve kırmızı elbisesiyle Cumhuriyetçiler’i büyüleyen 63 yaşındaki Ann...
- Mitinglerde tam not alan Ann...
- 42 yıllık eşi uğruna, mezhep değştirerek Mormon olma kararı alan Ann...
Sanırsın, her sabah Seda Sayan izleyerek kahve höpürdettikleri kapı komşuları;
“Ann” ne ya?
“Köşkteki harcamalarıyla takdir kazanan Hayrünnisa...”, “Somalilerin kalbini çalmayı başaran Emine...” mi yazıyorsunuz iç politika sayfalarında?
Ön adla hitap Amerikan jargonunun parçası olabilir tamam da, siz Washington Post’ta, New York Times’da yapmıyorsunuz ki bu haberleri...
Amerika’dan Amerikanlaşmadan haber verilemiyor mu Allah aşkına!