Siyasal İslam ve muhafazakarlık
Vikipedi'de, Siyasal İslam ''İslam'ın kişisel hayat dışında sosyal ve politik alanlarda da yol gösterici kılınmasını hedefleyen "politik-ideolojik hareketler" olarak tanımlanmaktadır. Vikipedi'de yer alan konular, kim yazarsa yazsın, ayrıca uzmanlar tarafında gözden geçiriliyor ve bu nedenle yorumlarında tarafsızdır.
Öte yandan siyasi islamı her mezhep kendine göre yorumluyor. Vehhabi İslamcılığı, Selefi İslamcılığı, İrancı İslamcılık, Sufi İslamcılık gibi farklı yorumlar var. Bununla birlikte temel de siyasi İslamcılığın, söz gelimi hukukta şerait düzenine dönmek gibi ortak hedefleri var. Ayrıca, hepimiz çok net biliyoruz ki siyasi islam millete değil ümmete önem verir.
Muhafazakârlık dini motif barındırmaz. Bir toplumda geleneksel sosyal etmenlerin muhafaza edilmesini destekleyen politik ve sosyal bir felsefedir. Toplumsal ve kültürel değerlerin korunmasını savunur. Bu anlamda islamda güncelleşme isteyenler ya da yorumlar değişmez diyenler var. Muhafazakarlık sağ ve sol her iki sosyo - ekonomik sistemde de var. Sovyetler'de Stalin rejimine karşı olanlar (Örneğin Troçkistler) bu rejimi muhafazakârlaşmakla suçladılar. Türkiye'de aleviler arasında da muhafazakar olanlar var.
KHÜ, Türkiye Eğilimleri - 2020 Kantitatif Araştırma raporun'da Türk halkının siyasi yelpazedeki yerini tespit etmek için yapılan ankette ''Kendinizi nasıl tanımlarsınız?'' sorusuna verilen cevaplar 2020 yılı için şöyledir;
İlk sırada kendini Muhafazakar olarak tarif edenler var. Bunların oranı yüzde 25,7'dir.
Kendini siyasal İslamcı olarak tanımlayanların oranı beşinci sırada ve yüzde 8,9'dur.
2018 yılında kendini siyasal İslamcı olarak tanımlayanların oranı yüzde 30,9 iken 2019 ve 2020 de hızlı bir düşüş yaşanmış. Bunun nedeni Muhafazakar olanların, dini siyasete karıştırmanın en fazla dine zarar verdiğini ve sosyal sakıncalarını anlamış olmalarındandır. Ne var ki, anketi hazırlayanlar henüz işin farkına varamamışlar. Çünkü ayrıca köşede siyasal İslamcı ve muhafazkarları toplayarak, yüzde 34,6 olarak vermişlerdir.
Neden Milliyetçi ve muhafazakarları toplamamışta, Muahafazakar ve siyasi İslamı toplamışlar?
Adalet Partisi, sonrada Doğru Yol Partisi Genel Başkanı olan rahmetli Süleyman Demirel muhafazakardı ve fakat siyasi İslamcı değildi.
Laik devlet prensibini benimsemişlerdi. Çok iyi biliyoruz ki laik devlet siyasi İslam düşüncesine aykırıdır.
Anketin ikinci sırasında yüzde 22 oranı ile kendini Milliyetçi olarak tanımlayanlar var.
Türkiye de Türk islam sentezi çok tartışıldı. Aslında bu tartışma çok yanlıştır. İki açıdan yanlıştır… Birisi... Kimse islamı tartışmaz. Tartışılan siyasi islamdır. Dinin siyasi arenada kullanılmasıdır. İkincisi… Siyasi islamın hedefi ve tutkalı ümmettir, milliyetçiliğin esası ve tutkalı Türklüktür.
Nerden bakarsak bakalım, Türk kültürü çok farklıdır ve baskındır. Osmanlıda son üç yüz yıl eğitim dili Arapça olmuş, sarayda Arapça ve Farsça hakim olduğu için Osmanlı Türkçesi oluşmuş, ancak halkta arı Türkçe kaybolmamış ve Yunus gibi Türkçeyi çok iyi kullanan şairler çıkmıştır.
Osmanlıda şeriat hükümleri de olmakla birlikte, her çıkan isyanda ''din elden gidiyor" motifi kullanılmıştır. Abdülhamit'te ümmeti bir tutkal olarak kullanmak istemiş ve fakat önce Araplar İngilizlerle işbirliği yaparak isyan etmiştir.
Toplumu kamplaştırmanın da bir sınırı var. Şimdilerde halkın geçim derdi sorunu, siyasilerin kamplaştırma projelerinden daha öne çıktı ve toplum daha objektif düşünmek zorunda kaldı. Toplumu kamplaştırmanın o kadar zararını gördü ki, bundan sonra birlik rüzgarını önlemek mümkün değildir.