Sınıra etten duvar öreriz
İnşaat, ihale, onarım, tadilat gibi konularda son derece mahir olan hükümet, Ermenistan sınır kapısını hazırlarken, gazetemiz yazarları ile Kars’a çıkarma yaptık. Çıkarma sözü 1974 Kıbrıs harekatıyla literatürümüze girmiş olsa da uçakla indiğimiz Kars’ta bizi kar karşıladı. Orhan Pamuk’un kar romanını yazdığı Kars’ta seçimin henüz tartışması bitmiş değil. Yol boyunca belediye seçimlerinde dağıtılan paralardan, Kur’an üzerine iş vaadi yeminlerinden tutun da rüşvet ve ihanet tevatürlerini dinledik.
Havaalanından Doğukapı istikametine giderken uyanan tabiatı izliyor, AKP hükümetinin icraatları yüzünden bitme noktasına gelen hayvancılığın can çekişen haline tanık oluyorduk. Serhat kenti Kars’ta sınır kapısının açılacağına dair söylentilerden halk son derece rahatsız. Sınır ticareti palavrasına kimsenin inandığı yok. “Ermeni zaten açlıktan ölüyor. Parası olsa memleketinde dururdu, köylerinde bile ihtiyarlardan başka kimse kalmadı” diyenlerden tutun da “Aldığının ağırlığında altın verseler bile parası batsın keferelerin” diyenlerin sayısı şaşırtıcı oranda yüksek. En çok da “Kardeşlik ve Barış Anıtı” na içerliyorlar. İki yıl önce SİT alanı olduğu biline biline dikilen sözde Barış ve Kardeşlik Anıtı’nın sanatsal hiçbir değeri yok. Yıkım kararı çıkmasına rağmen belediyenin sayesinde duran yalancı anıt öfke taşına dönüşmüş. Seçimlerde MHP’nin belediyeyi kazanması durumunda bu anıtın derhal yıkılacağını ifade edenler hukuki süreci takip etmeye yine de kararlı. “Google Earth” marifetiyle sokaklar, binalar birer birer gözetlenirken yasak bölge ve fotoğraf çekimi yasağına anlam vermek güç. Ancak mevcut yasalara göre askeri bölgelerde çekim yasağı devam ediyor. Bu yüzden sınırda tam anlamıyla çekim yapamadık.
Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’nin okuduğu basın bildirisinden sonra Devlet eski Bakanlarından Sadi Somuncuoğlu ve Arslan Bulut’un dondurucu soğuktaki konuşmaları içimizi ısıttı. Gazetemiz yazarlarının geleceği haberi üzerine ciddi önlemler alındığı için kapıya yaklaşmaya izin verilmedi. Birkaç yüz metre ötedeki Ermeni köylerinin göründüğü sınırın bizim tarafımızda güvenlik had safhadayken öteki tarafta kelimenin tam anlamıyla in cin top oynuyordu. Karla kaplı dağları hüzün içinde seyrederken insanın ister istemez “Ne kapısı ulan!” diyesi geliyor. “Üç beş adım sonraki topraklara şöyle bir yürüsek bir Allahın kulu karşımızda duramaz” diye iç çektik. Ama bizim pek barış sever hükümetimiz bırakın sınıra yürümeyi “One Minute” diye sesini bile yükseltemeyecek kadar teslimiyet içinde.
Sınırın açılma söylentileri özellikle buradaki basın mensuplarını hareketlendirmiş. Yazarlarının büyük bir bölümüyle sınıra gelen Yeniçağ’ın tavrı yerel gazetecileri heyecanlandırırken halk diğer televizyon ve gazetelerin bu konudaki duyarsızlığına ateş püskürüyor.
Ankara’da, İstanbul’da oturup Karslılar adına ahkam kesenlere son derece kızgınlar. Seçimlerin ertesi günü ortadan kaybolan siyasileri de kara kaplıya kaydettiklerini belirtiyorlar.
Yeniçağ’ın Kars çıkarması öncelikle öğretmen camiasında heyecan dalgası oluşturmuş. Öğrenciler sayesinde veliler haberdar olmuş. Bürokraside görev yapan memurlar Kars’taki gelişmelerden haberdar olmadığı halde hükümete yaranmak için sahte rapor düzenleyenlere köpürüyor. Bazı resmi görevlilerin AKP’nin il başkanı gibi çalıştığını söyleyenler “Devlet Kars’ın sesini duymuyor” diye bağırırken bizim bu mesajı iletmemizi istiyor.
Sınır kapısının açılmasına asla izin vermeyeceklerini belirten Karslılar, “Etten bir duvar öreceğiz. Bizim bedenimizi çiğnemeden o sınırı açamazlar” kararlığındalar.
Kars notlarına devam edeceğiz.