Şimdiden 20 yıl sonrası planlanıyor

Memlekette başkaları tarafından sahneye konan ve bizlerin de figüran olarak oynatıldığımız üç perdelik komedya devam ediyor. Başbakan çıkıyor, ekonomi o kadar iyi ki, Türkiye’ye 18,5 milyar dolar yatırım geldi diye gerine gerine söyleyebiliyor. Sonradan ortaya çıkıyor ki bu para İranlı bir işadamına aitmiş. Bizimkiler yok öyle bir şey derken adamın avukatı tüm TV haberlerinde parayı geri istiyor.
İranlı işadamı kim, kim ona ne garanti verdi de nakit sıkıntısı çeken İran’dan tonlarca altın ile kamyon dolusu nakit para Türkiye’ye getirildi, ardından da doğruysa eğer, adamın parasının üstüne neden yatıldı? Uluslararası hukukta bu dolandırıcılığa girer. Başbakanın garip garip dostlukları olduğu için her nedense bu haberler beni hiç şaşırtmıyor. Deniz Feneri konusu nedense uykuya yatırıldı. Unuttunuz mu Erdoğan’ın bir dostu, kankası da Birleşmiş Milletler tarafından suçlanmış Arap bir işadamıydı.
Öte yandan İçişleri Bakanı, Kürt açılımı diye bir şeyler geveliyor ama ortada net bir plan veya öneri yok, temenniler var. Rivayet İmralı’daki bebek katilinin önerilerinin beklendiği yolunda. Hoş ona ne hacet, Başbakanın yakın çalışma arkadaşları ve danışmanları arasında terör örgütü ile dirsek teması olanlar yok mu? Onun partisinden milletvekilleri bu eşkiyaların inine gitmemişler miydi? Onlar yumurtlasın PKK’nın taleplerini.
Bu arada gizli gizli zamlar çaktırmadan çaktırmadan yürürlüğe sokuluyor. Ekonomi bir başka garabet. Dünyanın hiçbir ülkesinde ekonomi iyiye gidiyorsa faiz hadleri düşürülmez. Mesela ABD’de faiz hadlerinin düşürüldüğü gün borsalarda hisse senetlerinin değeri de düşer. Bizde ise inanamazsınız, yükseliyor. Şimdi siz ekonomik kurallara göre buna sağlıklı bir ekonomi diyebilir misiniz?
Bence bu aralar borsada çok kirli oyunlar oynanıyor. Türk borsasına yatırım yapan, rulet oynayan yabancı sermaye kendi parasını kurtarmak için öncelikle hisse senetlerinin değerini suni olarak artırıp herkese kendi senetlerini satıp bir veya iki ay içinde Türk borsalarından kaçacak. Tabii hisseler yüksek olursa Türkiye’den çıkaracakları ve kurtaracakları paralar da doğal olarak yüksek olacak. Bu konuda kaybeden de zavallı üç kuruşu ile borsada oynayan ve dolar düşüyor diye dolardan kaçan Türk yatırımcılar olacak.
Toz duman içindeki Türkiye’de bir başka rezillik, Ermenistan ile ilişkiler. Ermenistan devlet Başkanı Sarkisyan, Türkiye, Ermenistan sınırını açmazsa maçı izlemek için Türkiye’ye gitmem diye açıklama yapmış. Adam bizim siyasetçilerden daha onurlu ve gururlu. Bizimkiler ise jest yapmış ve maç izlemek için anla şanla Erivan’ı ziyaret etmişti. Türkiye, sarsak ve bilinçsiz bir yönetim altında bir şelale ağzından uçuruma itilmek üzere. Avrupa’da Türk yargısı üzerindeki siyasi baskı tartışılıyor. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan yayınlanan bildiride hükümet, hükümet tarafından yayınlanan bildiride ise hâkimler suçlanıyor. Bizimkiler ise neye ve nasıl güvendikleri bilinmez, hâlâ bağımsız adalet türküsü söyleyebiliyor.
Bunlar olurken televizyonlar ve gazetelerde magazin haberler. Derinlemesine konu yok. Derinlemesine ve tarafsız haber yok. Pardon unuttum, haklarını yememek lazım, trafik kazalarını ve cinayet haberlerini bağımsız bir şekilde verebiliyorlar. ABD’den asparagas her haberi veren boyalı basınımız, Salt Lake City’de tarikat okullarına yapılan baskınlara yer vermedi ne hikmetse. Aslında bu haber bile gelecekle ilgili işaret ama tabii anlayana.
Daha önce de yazmıştım. Erdoğan ve hükümeti miadını doldurdu diye. Onlara yaptıracaklarını yaptırdılar. Bundan sonra yapılacakları ise hazırladıkları yeni hükümete ve yeni lidere yaptıracaklar. Sizlere gelecek yazımda ABD Dışişleri Bakanlığı’nda bundan tam 15 yıl önce yaşadığım ve ABD’nin 20 yıllık dilimler halinde hazırladığı dış politika hedefleri ile ilgili bir olayı anlatacağım. Bu olayı bizlere yazmamak kaydıyla 1995 yılında anlatmışlardı. O günden bu yana gün be gün sözünü ettikleri planın nasıl uygulanmaya konulduğunu görüp şaşırmıştım. Benim şansım o planı öğrenmiş olmamdı. Daha doğrusu beni kullanarak Türkiye’de o yıllarda iktidarda olan bazı siyasetçilere bir mesaj vermişlerdi. Ama ne yazık ki gelecek 20 yıllık planı henüz öğrenebilmiş değiliz. İpuçları yok değil. Bunları akıllı siyasetçiler ve bürokratlar bir araya getirse başımıza neler gelebileceğini tahmin edebilirler. Ancak benim vardığım sonuç beni ürküten ve korkutan boyutlara ulaşıyor. İnşallah ben yanılmışımdır. Tanrı Türkü korusun.

Yazarın Diğer Yazıları