Şiirle yontmak
“Şairler tekin olmazlar, ruh mühendisidirler” der, Kemal Tahir. Şairler bu mühendisliği, kimi zaman da, yontulmamışları sözle yontarak yaparlar.
Yergi denir buna, taşlama denir.
Bugün yonttuklarımdan örnekler sunacağım. “Bu yontulmuşlar kim?” diye sormayın bana. Bakın çevrenize, bakın köşelere, bakın sanal âleme, sosyal medyaya, bol miktarda görürsünüz.
Hemen başlayalım ve sözü şiire verelim:
KOPUNTULAR
Uzantılar, erketeler, kopuntular...
Ne de çoklar, ne de çoklar...
Putlarına taş attım diye bana bozuklar
Bunlar bozuntunun sapıntıları
Kompleksli yazarın çarpıntıları
FEDAİ YAZAR-
YAZAR FEDAİSİ
Yazarlık tarihi “fedai yazar” dolu
“Yazar fedaisi” bununla icat oldu
KART ALAN
KARTAL
Kartaldı
Bir zamanlar kartaldı
Küresel kafes buldu
Gidip gren kart aldı
KIRMIZI GÖZLÜKLÜ
MÜRŞİD
Kırmızı gözlük
Bay öksürük...
Mürşidiymiş meğer ölüsevicilerin...
Al takke o cemaatten
Ver külah iktidara
Sam Amca elinde kıvrılı kuyruk.
Kırmızı gözlük
Bay öksürük
Ardından onca hödük ve güdük
Ellerinde dilli düdük
Dillerinde üfürük
Bunu da gördük.
GÖNÜLLÜ TAZI
Doğru dedim, gocundurmuş o yazı
Pohpohunu çıkardı bu derin kazı
Vuruldum sanarak yanıma koştu
Şöhret avcısına gönüllü tazı.
BALBALIMA
TAŞ ATAN
Yüzümde giz görürmüş, gözle baktı falıma,
Övgülerle dadandı iyi niyet balıma,
Sonra tekeri düze, mayası yüze çıktı,
Artık ikbali için taş atar balbalıma.
SUÇUM AĞIR,
NELER YAPMIŞIM
NELER...
Fikirleri şükürlerle yarıştırmışım
Yalanı gerçekten sorup soruşturmuşum
Neler yapmışım ben neler, suçum çok ağır
O lafazanın soyunu karıştırmışım