‘Sessiz Çığlık’ ABD’yi aştı...
Memleketin bunca meselesi sırtımıza binmişken uyku da gözlere haram oluyor. Oysa Anayasa Mahkemesi önündeki nöbetteydim. Ertesi günü Mamak Askeri Cezaevi ziyaretine gidecektim. Huzursuzluk mu, heyecan mı adını koyamadığım duygular arasında gidip gelirken saat 03.00 olmuş. Gazetecilik, habercilik refleksiyle saat başı haberleri televizyondan izlemek alışkanlık oldu. Haber kanallarının çoğu birbirine benzese de umutla farklı bir haber ve yorum yakalamak için elimizde kumanda değiştirir dururuz. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Balyoz’a çare bulamadık” sözlerinin perde arkasını öğrenmeyi amaçlıyordum. Habertürk televizyonu Milli Takımın Honduras ile hazırlık maçını canlı olarak yayınlıyormuş. Gece yarısı saat 03.00 olunca aklıma hemen Muhammed Ali’nin dünya ağır sıklet boks maçları geldi. 70’li yıllarda TRT tek kanal iken sabaha karşı Muhammed Ali’nin maçlarını seyretmek bambaşka bir şeydi. Konu, komşu, aile fertleri Müslüman olan Ali’nin kendinden daha iri olan diğer boksörleri dövmesi için dua eder, “ vur ha vur” tezahüratları yapardı. “Vayy be..” diyerek yılların nasıl da acımasızca geçtiğini fark edip Fatih Terim’in tüm karizmasıyla seyirciyi selamlamasına takıldım. “İmparator Terim” de Türk’ten ziyade İtalyan havası hakimdi. Brezilya’da başlayacak olan Dünya Kupası’na Türk Milli Takımı katılamasa da bizim takımdan daha aşağı seviyedeki ülkelerin oynama hakkı elde etmesine isyan etmemek mümkün değil. Sonuçta futbolu bile yandaş hale getirmek için tecrübesiz hocaların eline bırakmışlardı takımı. Şimdi “paralel” diye şikayet ettikleri futbolcu ve antrenörleri yere göğe sığdıramıyorlardı. Beceremediklerini anladıklarında iş işten geçse de her şeyi bilen her konunun maydanozları gündemi değiştirme adına Milli Takımı ve futbolu kullansa da içimize işleyen futbol aşkını söndüremiyor. Uzatmadan maça gelelim. 8 milyon nüfuslu İspanyol sömürgesi Honduras isimli ülkede, bizden çok ülke dışında futbol oynayan sporcu var. En pahalı futbolcuları 4,5 milyon Euro. Bizim takımın maddi değerinin yanında lige yeni çıkan Balıkesirspor konumunda yani. Ama maçı anlatan spiker yere göğe sığdıramıyor. Daha maçın başında ekran bir dakikadan fazla kararıyor. Biz teknik arıza zannediyoruz. Spiker de öyle söylüyor zaten. Sonuçta maçın çekimini Honduras televizyonu yapıyor ve bizimkiler görüntüler üzerinden seslendiriyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türk seyircileri gösteriyor kameralar. Ay yıldızlı bayrağımızla bütün Amerika kıtasına meydan okuyor seyircimiz. İlk yarı golsüz ve tadı tuzu olmadan bitiyor. İkinci yarı değişikliklerle biraz daha atak takımımız. Top dışarı çıktığında kameralar yeniden seyircilerin üzerine dönüyor. Maçı anlatan sunucu “Dünyanın öteki ucunda bile Soma madenlerinde ölen vatandaşlarımız için unutmadık pankartları açıldı sayın seyirciler” diyor. Haklı olarak yeniden duygulanıyoruz. Ama görüntülerin arasında sadece Soma yok. Başka pankartlar da var, ama uzaktan seçemiyoruz. O da ne ekranlar yeniden kararıyor. Sunucu yayıncı kuruluşun teknik sorunu olarak durumu geçiştirmeye çalışıyor. Dikkatlice bakınca “Gururumuz Hasdal” yazısını okuyunca heyecanlanıyorum. Sessiz Çığlık eylemlerinin ABD’de de yapıldığını biliyordum. Amerika’da eğitim gören öğrencilerin, oradaki kuruluşların gönderdiği mesajlar, haberler e-postama geliyor. Bir kaç defa konferans daveti de almıştım. Ancak Cumartesi günleri Ulusal Kanal’daki televizyon programım yüzünden kabul edememiştim. Gezi esnasında “orantısız zeka” larıyla hepimize parmak ısırtan gençlerle başa çıkmak mümkün değil. Tribünlerin farklı yerlerine yerleşip farklı pankartlarıyla ekrana gelmeyi başarıyorlar. “Balyoz kahramanlarına özgürlük” pankartını görünce “helal olsun” u hak ediyorlar. Şükrü Saraçoğlu ve Ali Sami Yen’de “Ali İsmail Korkmaz” tezahüratlarını ve AKP aleyhtarı sloganların sesini kesen yerli yayıncılar gibi değil elin adamı .Türk gençlerinin açtığı pankartların anlamını dahi bilmedikleri için görüntüleri yayınlayarak işlerini yapıyorlar. Kameralar döndükçe “Mamak gururumuz” , “Silivri’ye selam olsun” , “Sincan gururumuz” , “Hadımköy gururumuz” , Maltepe ve Şirinyer’in isimleri de zikrediliyor. Bu arada Milli Takım iki gol atıp öne geçiyor ama bizim gözlerimiz seyircinin pankartlarında. Bu arada sunucu Pazar günü saat 21.00’da Milli Takımın ev sahibi ABD ile maç yapacağını ve Shov TV’den canlı yayınlanacağını sık sık hatırlatıyor. “Bravo” diyorum çocuklara. Pazar günü orantısız zekalarıyla dünyanın öteki ucundan, kumpasın planlandığı, senaryonun yazıldığı yerden mesajlarını bütün dünyaya gösterecekler yine...