Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Sessiz Çığlık...

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Sayın Atilla Sertel’in girişimleri ile Silivri’deyiz. Ertuğrul Özkök, Necati Doğru, Melih Aşık, Uğur Dündar, Ayşenur Arslan, İdris Akyüz, Ümit Zileli ve bu satırların yazarı, tutuklu meslektaşlarımız Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek ve Turan Özlü’yü ziyarete gittik. Üstelik bir saatlik açık görüş imkanı verildi. Hukuksuzluğa sessiz kalmamak adına yaptığımız ziyaretin detaylarını yarından itibaren bu sütunlardan yazmaya çalışacağım.
Bugün ise bir başka dramın yaşandığı Hasdal mektubunu paylaşıyorum. Yarbay Yunus Nadi Erkut’un “Sessiz Çığlık” ı...
“Sayın Yavuz Selim Demirağ;
Bir nehir gibi gürül gürül akıp giden, akarken hayattan bir parçayı da beraberinde alıp götüren zamanın herkese hissettirdikleri farklı. Hiç kimsenin kendisine yakıştırmadığı bu acımasız sürekliliğin döndürdüğü zaman çarkı, sadece başkaları için dönüyormuş gibi. Ve bu süreklilik içerisinde, herkesin hayata baktığı, kendisine özel bir penceresi var. Pencerenin gösterdiği manzara, hayatın resmedilmiş hali gibi. Farklı bakışlar, farklı düşünceler, farklı görüşler kendi pencerelerinin ardından aynı manzaraya, hayata bakıyor. Bizim penceremizin ardında, yaşadığımız ve yaşamaya devam ettiğimiz haksızlıklar, hukuksuzluklar ve adaletsizlikler var. Bu manzarayı başka pencerelerden de görünür kılmak için eşlerimiz, çocuklarımız, analarımız, babalarımız her cumartesi günü 13:00-14:00 saatleri arasında, İstanbul/Beşiktaş’ta (Barbaros Anıtı önünde), Ankara’da Sakarya Caddesinde (Ankara Taş Anıt önünde), İzmir’de Alsancak Sevinç Pastanesi önünde, Gölcük’te Atatürk Meydanı’nda bir araya geliyorlar. Sessiz ama gururlu, sessiz ama onurlu, sessiz ama başı dik bir duruşla ruhlarındaki fırtınayı, yaşanılan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikleri, “SESSİZ ÇIĞLIK” adıyla taşıyorlar her pencerenin önüne. Görülmesi için, duyulması için.
Anlatılması mümkün, ama yaşanılması mümkün olamayacak tuhaflıklar barındırıyor, içinde yaşadıklarımız. Bir varmış bir yokmuş ile başlayan kötü bir masal gibi. İşte bizim bir varmış bir yokmuşlarımız.
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ...
Gürültüsü çok, içi boş Balyoz Davasında NE VAR, NE YOK.
-Adil değil, acil yargılama VAR.
-Kanunlara aykırılık VAR.
-Usulsüzlük VAR.
-Ben yaptım oldu mantığı VAR.
-Halktan gizli, dağ başında yargılama VAR.
-CD’ler sahte diyen 29 rapor VAR.
-İddiaları çürüten binlerce delil VAR.
-Sanıklar lehine yüzlerce resmi belge VAR.
-Sanıklara yöneltilen suçlamalarda iftira VAR.
-Nasrettin Hoca’yı kıskandıracak kadar, ya tutarsa mantığı VAR.
-Zaman tünelinde geleceğe yolculuk VAR.
-Vicdan ve akıllarını korku ve menfaate teslim etmiş olanlar VAR.
-Onbinlerce digital dokümanı üç günde inceleme yeteneğine sahip gazeteci VAR.
-Devletin çok gizli savaş planlarını ortalığa saçıp elini kolunu sallayarak gezenler VAR.
-Adaletsizlik VAR.
-Vicdansızlık VAR.
-Hukuksuzluk var oğlu VAR.
Böyle bir plandan;
-MİT’in haberi YOK.
-Genelkurmay Bşk.lığının haberi YOK.
-Emniyet Genel Md.lüğünün haberi YOK.
-Somut tek bir delil YOK.
-Belge YOK.
-Tanık YOK.
-İmza YOK.
-Bilim YOK.
-Adil yargılama YOK.
-Savunma YOK.
-Avukat YOK.
-İddiaların (delillerin) tartışılması YOK.
-Hukuk HİÇ YOK.
Neticede; esmeye devam eden yalan rüzgarının alıp götürdüğü, Cumhuriyet, Atatürkçülük, Vatan ve Millet VAR. Geri dönüşü mümkün olmayan hayatlar, göz göre göre çiğnenen haklar VAR.
Şimdi ben de, en azından soru sormak hakkımı kullanmak adına, sizin aracılığınızla bazılarına soruyorum.
Ey görüp görmezden gelenler,
Ey duyup duymazdan gelenler,
Ey bilip bilmezden gelenler,
Ey hukuk maskesi takanlar,
Ey lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar,
Ey ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyenler,
Sizden NE VAR NE YOK?
Birlikte güldüğümüz, birlikte üzüldüğümüz, omuz omuza yemin ettiğimiz Silah arkadaşlarımız ise BİR VAR BİR YOK...
Yavuz Bey, o pencerelerden, her hayat penceresinden, cumartesi günleri “SESSİZ ÇIĞLIĞIN” sahiplerine uzanacak bir el, bir gülümseme, bir merhaba, biz de buradayız mesajı; onların sesi olacaktır. Sizin de bu sesi duyacağınıza yürekten inanıyorum.
Saygılarımla...”

Yazarın Diğer Yazıları