Şekil ve vekiller!
TBMM’de malumun vekilleri bu kez kitapçık dağıttılar. Sarı, kırmızı, yeşil sayfalı kitapçıkları büyük bir ustalıkla Meclis’e de sokmuş oldular. Kitapçığın içeriği ise ayrı bir facia... Tamı tamına İmralı’daki insanlık suçlusunun görüş ve tekliflerini yansıtıyor. Adam cezaevinde, sözüm ona görüşleri TBMM’de dağıtılan kitapçıklar arasında dolaşıyor.
“Kürtçe program” , “eyalet sistemi önerisi” ve “demokratik özerklik” adı altında DTP yeni bir provokasyona imza atmış oldu. DTP öteden beri kendisini, terör örgütünü ve onun elebaşısının kullandığı simgeleri, renkleri ve görüşleri savunmayı zorunluluk olarak bellemiş durumdadır.
DTP örgütü, Kürt halkını PKK’lılaştırmak, siyaseti terörize ederek işlemez hale getirmek ve kaos yaratarak Kürt ve Türk’ü birbirine düşürmek amacındadır. DTP, Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre kurulmuş bir siyasi parti olmasına karşın, kendisini ettiği yeminler ve yasalarla bağlı görmüyor. Daha doğrusu DTP, TBMM’de olmayı da aslına kendisine yakıştıramıyor. Kendi yerlerinin gerçekte Kandil olması gerektiğini düşünüyorlar. Ancak onların kendilerine bu şartlarda biçtiği misyon oldukça farklıdır. Onlar bütün dünya âleme TBMM’de Kürtlerin legal yollarla siyaset yapmalarının imkânsız olduğunu göstermek için bu tahrikleri yapıyorlar. Asıl yapmak istedikleri şey DTP’yi kapattırarak TBMM’de legal siyaset yapmalarının engellendiğini kanıtlamaktır. Yoksa hakkında kapatma davası açılmış hem de karar verme aşamasına gelmiş bir partinin bu denli tahrik edici bir tavır içine girmesi söz konusu olmazdı.
DTP her ne kadar legal platformlarda “demokratik devlet” , “demokratik toplum” , “demokratik çözüm” , “demokratik özerklik” kavramlarını kullansalar da aslında seslendirmeye cesaret edemedikleri temel amaçları Türkiye’yi bölmek ve ayrı bir Kürt Devleti kurmaktır.
Terörü bu yüzden sürekli olarak tırmandırıyorlar. Bölge halkına şiddet kullanarak sindirip devlete karşı kullanıyorlar. Kepenk kapattırıp, Başbakan’ın ziyareti sırasında kent sokaklarını hem savaş alanı hem de çöplüğe çeviriyorlar. Açıkça ayaklanmadan bahseden bu parti son aşama olarak Abdullah Öcalan’a özgürlük, ardından özerk bir federasyon daha sonra da fırsatını bulduklarında BM’ye Güneydoğuyu güvenlikli bölge ilan ettirmek ve sonra da bağımsız devlet ilan etmek istiyor.
Şekilden ibaret vekiller!
Dağıtılan kitapçıkta son derece profesyonel bir biçimde Türk milletine ve Misak-ı Milli sınırları içinde bir Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı çıkılıyor ve Türkiye’nin nasıl parçalanacağı stratejik bir proje olarak ortaya konuluyor.
‘Demokratik özerklik’, ’Türkiyelilik üst kimliği’, Türkiye Devlet yapısının ırkçılığından kitapçıkta bu nedenle söz ediliyor. Bu partinin genel başkanı Ahmet Türk bunun üzerine geçtiğimiz günlerde bir de “soykırım” ilave etmişti.
Mevcut haliyle DTP binaları bir siyasi partiden daha çok PKK’ya militan devşirme büroları haline gelmiştir. PKK’yı da onlar DTP’nin silahlı uzantısı olarak görmektedirler. “Sırtımızı Cudiye dayadık” derken bunu kastediyorlar. Bu nedenle DTP’nin milletvekilleri gerçekte şekil vekillerdir. Temsil ettiklerini söyledikleri halkın değil, İmralı’nın iradesini temsil ediyorlar. TBMM vekillikleri şekilden ibarettir.
Bütün olup bitene karşı bu bölücü ve ayrımcı nifak hareketinin nedenini “Kürt Sorunu” na, demokrasi eksikliğine bağlamak devlet yıkıcılarının arzularına uygun davranmak demektir. Gerçek amaç şudur: Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmek ve böldükleri topraklar üzerinde bir Kürt devleti kurmaktır. Bunun için üniter yapıya, misakı milliye, milli devlete karşı çıkıyorlar. Amaç demokrasi ve özgürlük falan değildir. Umarız onca yaşanandan sonra herkesin, daha çok da demokrasi dalkavuklarının aklı başına gelir!