Şehitler ölüyor... Vatan bölünüyor...
Gaziantep’teki cenaze namazı bütün gazetelerin manşetinde... Medya yöneticileri sözbirliği yapmışçasına cenaze namazının selamlama anını yerleştirmişler birinci sayfalarına... Bir çoğu “Devletin zirvesi bir arada” diyerek AKP’ye temenna çakıyor. O fotoğrafın sorunu çözeceğini iddia edenler de var. Yandaşlar kabinedeki Bakanlarla beraber CHP lideri Kılıçdaroğlu’na dikkat çekip, Türkiye’nin bütünlüğünün sigortası olan MHP’yi karenin dışına bırakmış. Devlet Bahçeli ve MHP heyetini görmezden gelerek konunun muhatabı olmaktan çıkarmış... Cenaze namazlarında protokol olmaz. Açıkçası namazda, ibadette protokol yoktur. Ama Gaziantep’te protokolün ilk sırasında yer kapabilmek için neredeyse birbirlerini iterek kameraların vizörüne girebilmek, fotoğraf makinelerinin objektifinde görünebilme telaşına taktım kafayı...
Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan bütün resimlerde parlıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de öyle... Bakanların tam kadro olduğu yerde protokolün önünde oğul Bilal ile Melih Gökçek’in ne işi var? Osmanlı padişahları bile şehzadelerini törenlere çıkarmazdı...
Gaziantep’te tıpkı Kocatepe Camii gibi protokolle vatandaş arasına polis çelikten barikat kurmuş. Öyle ya öfkeli bir vatandaş tepki gösterir de hükümet zor duruma düşer. On yıldır sürdürülen bu kural yüzünden gözaltına alınanların sayısını İçişleri Bakanı bile bilmez. Yürek acısıyla “Hükümet istifa” ya da “Bunları siz şımarttınız” diye tepki gösteren şehit yakınları bile yaka-paça derdest ediliyor.
Gaziantep’teki bombalama ve Şemdinli’deki kaza sonucu şehit olanların cenaze törenlerinde bilindik “Şehitler Ölmez... Vatan Bölünmez” sloganı atılırken aynı anda Hakkari’den 5 şehit haberi daha geldi. Sanki Türk milletiyle alay ediliyormuş, 70 milyon insanımıza “Siz ne derseniz deyin biz işimizi yapıyoruz” dercesine tırmandırılıyor terör... Bir türlü dilim varmıyor ama açıkça “Şehitler ölür... Vatan Bölünür” meydan okumasıyla karşı karşıyayız...
Bin yıldır bedelini ödeyerek vatan haline getirdiğimiz coğrafyada insanlarımızın moral değerleri son 10 yılda alt-üst oldu... Tuzu kuruların umurunda değil akan kan... AKP burjuvazisi testiyi doldurma telaşında, iradesini şeyhlere teslim eden robotlar, hipnotize vaziyette... Amerikan köpekleri aportta... Evine ekmek götürme derdindeki yoksul çaresiz... Şairleri, aydınları, tutuklanma korkusuyla sinmiş... Askeri, lağvedilip kışlasına hapsedilmiş... Nemrut Mustafalar Divanı kurulmuş... Malta sürgünlerini aratıyor Silivri Zulümhanesi... Bekirağa Bölüğü’nü mumla arıyor Hasdal, Hadımköy, Maltepe... Meleklerin cinsini tartışıyor papazlar... Düğünde oynayanlara deyyus fetvası veriyor imam kılıklı şarlatanlar... Polise tokat atıyor vekiller... Hakkari caddelerine örgütün paçavrası asılıyor... Milletvekili kaçırılıyor gündüz gözü... Devletin İçişleri Bakanı pastaneye sığınmak zorunda kalıyor... Ömürlerini terörle mücadele için dağlarda geçiren Türk subayları sanık sandalyesinde... Genelkurmay Başkanı çete iddiasıyla hapiste... Şehzade Bilal safta olunca her şey güzel olacak öyle mi? “Teyze, anne yarısıdır” doğru da kaç teyzenin gözlerinden yaş yerine kan akıyor bilen var mı? Tablonun vahameti üzerine haykırılacak sözler bu sütunlara sığmaz. Asıl tehlike “Madem öyle verip kurtulalım da kan akmasın” diyenlerin sayısının giderek artmasında... Babasını ziyarete gittiği için okuldan atılan Aslıcanlarla beraber, şehit cenazelerine katılan öğrencilerle ilgili disiplin soruşturmaları, işçi ve memurların alınma ifadelerini ekleyelim mi?
Yine de dilim varmıyor ama “Şehitler ölüyor... Vatan Bölünüyor...” Sessiz sedasız bunu kabullenmemiz için hipnoz seansları artıyor...