Sazan balığı nasıl avlanır!
Hadi “kalıp”ları kıralım.
Tabii önce kıracağımız “kalıbı” tanıyalım:
CIA ajanı Edward Snowden’ı günlerdir nasıl tanıtıyor medya?
- ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) dünyada milyonlarca kişinin telefon ve internet kayıtlarını izlediği bilgisini basına sızdıran eski CIA ajanı...
Peki... ABD’nin, 2008 yılında kabul edilen FISA kanunuyla, istihbarat örgütlerine dünyanın her yerinde Amerikan vatandaşı olmayanları da Google ya da sosyal medyadaki hareketleri dahil her yol ile “dinleme-izleme izni” verdiği bilinirken, “NSA’nın dünyada milyonlarca kişinin telefon ve internet kayıtlarını izlediği bilgisi” sızdıranı zor durumda bırakacak, ülkeyi terke zorlayacak derecede “stratejik” mi, hakikaten “vatana ihanet” mi, kıyamet kopartacak kadar şok edici mi?
Ve tabii bütün bunlardan önce, “sızdırılmaya muhtaç” bir bilgi mi?
Zaten aleni!
Hem de o kadar ki Avrupa Parlamentosu geçen yıl hazırladığı “Siber Suçlarla Mücadele ve Özel Hayatın Korunması” başlıklı raporunda bunun oluşturduğu tehditleri analiz etti.
Bu durumda...
Uluslararası raporlarla dahi ilan edilmiş olan bir bilginin “sızdırılması” yahut “sızdırıldığı için fail ülkeyi zor durumda bıraktığı” gibi bir çıkarım yapılabilir mi?
Yapılamayacağına göre sanırım, yeni bir “misyon” bulmak gerecek Snowden’e.
Mini bir beyin fırtınası çok farklı alternatifler de oluşturabilir -denemenizi öneririm- ama biz, “oltanın ucuna takılı bir yem (sazan yemi)” olarak hayal ettik bu CIA ajanını. Sığınma talebinde bulunduğu ülkeler de yemin atıldığı göldeki balıklar, hangisi atlarsa anlaşılacak ki sazan o!
***
Bizim hayalimiz bu ya; Snowden meğer ABD’nin gazabından kaçmıyormuş, tam tersine bizzat ABD tarafından kendisine verilen “milli görev”i yerine getiriyormuş.
Görevi mi ne?
“Marjinalleri” deşifre;
Velev ki bir gün tökezledi ABD, bakalım ilk kimler kalkışacak “çapuling”e?
Bir tür “ABD için sözde değil özde tehdit olanları keşif” de diyebiliriz Snowden’e verilen göreve.
Bunu nasıl yapacağına gelince;
Rusya vizesi olmadığı için Moskova’da güya mahsur kaldığı havaalanında yaptığı gibi!
Biliyorsunuz önce Rusya’ya sığınma talep etti, Putin’in “Amerikalı ortaklarına daha fazla zarar vermemesi koşuluyla” açıklamasından sonra ise “çark” etti.
Snowden’ın Rusya’ya sığınmaktan vazgeçişini açıklarken yapılan “Putin’in kendisiyle ilgili tutumunu öğrendikten sonra” vurgusu önemli.
Demem o ki;
Belki de tek hedefi zaten “Putin’in tutumunu öğrenmek” ti!
Keza sığınma talebinde bulunduğu diğer ülkeler için de aynı şey geçerli.
Snowden, WikiLeaks’in açıkladığı listeye göre Avusturya, Bolivya, Brezilya, Çin, Küba, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, İrlanda, Hollanda, Nikaragua, Norveç, Polonya, Rusya, İspanya, İsviçre, Venezuela, İzlanda ve Ekvador’a sığınma talep etti..
Polonya, İsviçre, Ekvador ve Hindistan reddetti. Rusya -eee Putin de kendi çapında bir ekol uluslararası siyasette, tuzağa düşmedi- “şartlı” kabul etti. İçlerinde şu ana kadar ABD’ye açıktan meydan okuyan tek ülke, Snowden’ın Hong Kong’dan iade edilmesi isteğini geri çeviren Çin.
Listeyi yeniden gözden geçirin:
Bolivya ABD’nin ülkelerini istikrarsızlıklaştırmaya çalıştığı iddiasında, sol gelenekten gelen Evo Morales “Amerikan emperyalizmi”ne karşı sert çıkışlarıyla tanınan liderlerden biri. Keza, Venezuela ABD’ye karşı İran’ın yanında! Dahası Chavez’in ölümünden sonra yapılan Devlet Başkanlığı seçiminde yardımcısı Nicolas Maduro’nun göreve gelmesi sonrası başlayan iç karışıklıklarda “ABD parmağı” olduğunu düşünüyor Venezuela. Küba halen ABD’nin teröre destek veren ülkeler listesinde ve 50 yılı aşan ambargodan da mutlu olduğu söylenemez.
Nikaragua, “Arap Baharı” kapsamındaki “lider devirme operasyonları” sırasında, ABD, Libya temsilcilerine vize vermeyince, BM’de Libya’yı temsil eden ülke. Diğerleri de ya AB’nin kurucuları, ya Soğuk Savaş’ta iki kutbun sınırları, duvarları...
Özetle, ABD için “darbe” yahut “rekabet” hattındaki ülkeler var Snowden’ın listesinde.
ABD basit bir testle, iç politikalarını “Amerikan karşıtlığı” üzerine bina eden Güney Amerikalı liderlerin, silah ticaretindeki paravan rolleri düşünülürse Avrupa’daki “savaş baronu müttefikleri” nin ve elbette “küresel rakipleri”nin olası bir zafiyette nasıl tavır alacaklarını, hangi cephede yer alacaklarını anlamaya çalışıyor olamaz mı?
İttifaklarını yeniden dizayn ettiği şu günlerde bir nevi sazan avı!