Sarkisyan hâlâ Türkiye’den toprak istiyor

Ben bu yazıya başladığım saatlerde Başbakan Erdoğan ve yandaş basınını taşıyan uçak ABD hava sahasına girmişti. Doğal olarak Başbakan uçakta içini dökmüş ve onun unuttuğu yerlerde yalakaları yardımcı olarak hatırlatıp daha fazla coşmasını sağlamışlar. O da anlatmış da anlatmış.
Erdoğan’ın partisinin ne kadar uyduruk bir parti olduğu bu son ABD ziyaretinde de ortaya çıkacak. Biliyorsunuz bu zirvenin adı nükleer silahsızlanma olmasına rağmen gizli ve esas gündem İran’a nükleer silah üretiminden vaz geçmemesi halinde uygulanması düşünülen yaptırımlar. Bu gündem konusunda Erdoğan ile Obama arasında Salı günü(bugün) yani zirvenin ikinci gününde ayaküstü şöyle bir 15 dakikalık görüşme olacak. Bu zirvede Ermeni soykırımı ve protokolü konusu da ele alınacak ama bu konu yalnızca bir emir kipiyle, “yap” ile sonuçlanacak. Aslında attığı zaman mangalda kül bırakmayan Tayyip Bey başka bir şeyde bilerek veya bilmeyerek boyun eğecek. Bu boyun eğmeyi defalarca yazdım. Gene yazacağım. Erdoğan ileri sürdüğü hiç bir koşul kabul edilmeden sınırları açacak. Ve Ermenistan ile diplomatik ilişki de kuracaktır. Zira Amerikalılar koşulsuz bu sürecin çalışmaya başlamasını istemektedir. Ermenilerin isteği doğrultusunda.
Nedir bu istekler? Ermeniler, Karabağ konusunda hiçbir koşulu kabul etmemektedirler. İkinci nokta; bizim istediğimiz Tarih Komisyonunun, ancak Türkiye soykırımını kabul ettikten sonra kurulmasını kabul ettiklerini açıklamışlardır. O komisyonun soykırımının neden yapıldığı belirleme görevi görmesini istemektedirler.
Ermenilerin soykırımı konusunda neden ısrar ettikleri ise gayet açıktır. Bunu saklamıyorlar. Anayasalarında ve haritalarında bile bulunan toprak talepleri ve tazminat talepleri. Sarkisyan bu konudaki niyetini ise Washington’da yapacağı veya bu yazı yayınlandığı zaman Erdoğan görüşmesi ardından ABD eski başkanlarından Woodrow Wilson’un mezarını ziyaret etmekle açıklamış olacak.
Ermeniler için Wilson’un özelliği, Türkiye’nin parçalanması olan Sevr anlaşması ile bazı Türk illerinin Ermenilere verilmesine karar veren kişi olmasında yatar. Bu iller, Trabzon, Erzurum, Bitlis Kars ve Van. Şimdi düşünün, böylesine bir uzlaşma isteyen bir liderin bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü hesabı Wilson’un Washington National Katedrali’ndeki mezarına çelenk koymasını buyurun siz yorumlayın. Ardından 24 Nisan’da ABD Başkanı da Ermeni soykırımı konusunda bildiride ne yazarsa yazsın, kendisi daha başkan olmadan Ermeni soykırımını kabul ettiğini açıklamıştı.
İşte Tayyip Bey’in önce geri adım atıp, sonra katılmak zorunda kaldığı Washington zirvesi gerçekte bunlara gebe. Ama siz bunlardan haberdar olamayacaksınız. Bizim meslektaşlarımız, Erdoğan ne yedi, Obama ile kaç dakika konuştu gibi sudan konularla sizleri oyalamaya devam edecekler.
Tayyip Bey’in sonbaharda yapılacağı söylenen erken seçimler öncesi, Obama ile yan yana çekilmiş iki kare resimden medet umacağı açık. Bu resimler üzerine göreceksiniz yandaş ve yardakçı kalemler ne senaryolar yazacak. Ama üzülmeyin, her ziyaretlerinde olduğu gibi bu görüşmelerin perde arkası Erdoğan’ın uçağı Washington’dan ayrılmadan önce, sapır sapır dökülmeye başlayacak
Ama unutmayın, Türkiye’nin gerçek sorunu ekonomik. Şu anda göçmekte olan Türk ekonomisi, halkı daha da fazla yaralamaya devam edecek. Şu anda halkın gündeminde ne anayasa değişikliği, ne demokratik açılım ve ne de Ergenekon senaryoları var. Bu işin de suyu çıkmaya başladı artık. Ben aslında Türkiye’nin Yunanistan’dan daha kötü durumda olan ekonomisi için çözüm aranmasını bekliyorum. Unutmayın, Türkiye AB üyesi olmadığı için arkamızda AB’nin ekonomik desteği, bulunmuyor.

Yazarın Diğer Yazıları