Sarıgül ve Amerika yalanları
Türkiye’de AKP iktidarının yedi yıldır Türk halkına söylediği yalanlar, icraatlarındaki fiyaskolar ve beceriksizliklerle Türkiye’ye verdiği zararlar, hazırladığı yeni tuzaklar bir bir ortaya çıkıyor.
Öncelikle yapılan birçok şey yeni bir seçim hazırlığı. Bunun başında daha önceki seçimde MHP’ye Cem Uzan ile kurulan tuzağın bir benzeri şimdilerde CHP için kuruluyor. Sarıgül olayı. Ben kendisini ilk Amerika ziyareti sırasında tanıdım. 2004 yılında Washington’a o zamanlar ABD Dışişlerinden ayrı olan Amerikan Haberler Merkezi USIA daveti ile gelmişti. ABD’nin yoğun gündemi içinde Şişli Belediye Başkanı haber olamayacağı için ben ve birçok Türk gazeteci kendisi ile ilgilenmemiştik.
O zamanlar Vatan gazetesinin başında bulunan Zafer Mutlu’nun talimatıyla kendisiyle görüşmek için Ritz Carlton oteline gittim. Adamın görüşmeleri konusunda anlattıkları hiç hoşuma gitmemişti. İçi boştu hatta haber olacak hiçbir şey yoktu, ama onun bana söylediği bir şey ABD’ye gelme amacını açıklıyordu. “Amerikalı yetkililer beni CHP Genel Başkanı olarak görmek istiyor”. Dikkatinizi çekerim yılın 2004 olması konusunda.
Bana çok sayıda Amerikalı yetkili ile görüştüğünü söylemişti ama gerçekte böyle bir şey olmamıştı. Genelde USIA tarafından düzenlenen bu tür geziler 3 hafta sürmesine rağmen bu kişinin gezisi kısa kesildi ve gezi iptal edildi.
İptale neden olan iddialar ve bu konudaki ayrıntılar arkadaşım Yılmaz Polat’ın ’Washington’da Akrobasi’adlı kitabının 72’nci sayfasında mevcut. Orada Washington’da bir zamanlar darbe söylentilerini başlatan Zeyno Baran ile yemek yediği de var. Aslında bu beni şaşırtmadı, zira Zeyno Baran Zafer Mutlu’nun üvey kızıydı. O da benim gibi talimat almış olabilir. Baran ayrıca İstanbul’da Gürcü devlet başkanı ile Sarıgül’ü tanıştırdığını da söylemişti.
Amerikalılar Sarıgül’ün ne olduğunu, kapasitesini gayet iyi biliyor. Bu nedenle bu tür bir siyasetçi üzerine Washington yatırım yapmaz. Ama bizdeki siyasetçiler, Amerika tarafından destekleniyormuş izlenimi vererek kendilerini kuvvetli göstermeye de bayılırlar. Biz burada bu havaya giren kimleri gördük kimleri.
Evet, bu konunun dışında daha önce sizlere yazdığım gibi Ermenistan, Protokol konusunda açıkça soykırımı konusunda geri adım atmayacağını aksine bu konuyu tartışmak bile istemediğini açıkladı. Bizim Türk gazetelerine göre Dışişleri Bakanı Davutoğlu sert çıkmış Ermeni Dışişleri Bakanına. Oysa Ermeni gazeteleri de Ermenistan Dışişleri Bakanının Davutoğlu’na sert çıktığını yazıyor. Buyurun bakalım kime inanacaksınız?
Anayasa değişikliği konusuna gelince, bu konunun da ne amaçla hazırlandığı ortada. Artık saklanacak gizlenecek tarafı kalmadı. Olay referandumlu veya referandumsuz, AKP’nin ayakta kalan Cumhuriyetin son kalelerini yıkmak amacıyla bu süreci başlatması kaçınılmazdı. Hele hele ekonomik krizin tüm ağırlıklarının şiddetle hissedilmeye başlandığı bu günlerde erken seçimin de kaçınılmaz hale gelmesi bu durumu hızlandıracaktır.
Nasıl, emekli zamlarını alabildi mi? Memur herhalde mutluluktan uçuyor olmalı. Doğalgaza vatandaş bütçesi yetmediği için, gene sobaya, odun kömüre döndü. Olacağı buydu. Bakın önümüzdeki günlerde daha nelere döneceğiz.