Birden kıymete bindi şalvar... Bebek’te, Nişantaşı’nda, Moda’da kahvelerini yudumladıkları masaların taştığı sokaklardan birinde yürürken görseler o yaşmaklı kadını... Yahut o “beş yıldızlı alışveriş merkezleri” nin birinde çıksa karşılarına; yazıyorum işte şuraya; ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi yapmazlarsa gelin yüzüme tükürün!
- Iyyyyh neden sokarlar şekerim böyle tipleri buraya!
Velakin, ne hikmetse, özel yaşamlarında ne kadar “elitist” takılan köşeci varsa bayıldılar Eskişehir’e bağlı Mihalgazi’nin “yerel kıyafetli” kadın belediye başkanına.
AKP’li Zeynep Akgün günlerdir gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında;
Garip olan insanların yerel giyinmekten vazgeçmeleriymiş!
Eşleri o yaşmağı taksa kafasına, hiçbiri koluna takıp, yanında dolaştırmaz ama mevzu bahis “kamu kurumuna sokmak” olunca, hakikaten de o kılıkta göze “şirinlik muskası takmış” gibi görünen Akgün üzerinden, müthiş bir “benimsetme” operasyonu...
Peki, hiç düşündünüz mü neden olduğunu?
Yaşmaklı-şalvarlı AKP’li Mihalgazi Belediye Başkanı’nı alkışladınız...
Trakya’daki CHP’li başkanlardan biri basma fistan geçirse üzerine; o da pek sempatik görünür muhtemelen gözümüze...
Yahut MHP’li İzmir Kiraz Belediye Başkanı kafasında yedi renkli taç, göynek, cepken, üç etekle otursa makamına; bahse girerim kocaman bir tebessüm oturur suratımıza...
Ankara’nın başkanını “seymen” olarak görsek gururlanırız bile mesela...
Karadeniz’den horona durdu duracak havasında “kukula”lı başkan resimleri düşmeye başlasa, kim bilir hangi Temel fıkrası gelir aklımıza, kıkırdarız illaki aramızda...
Ya sonra?
İyice alıştıktan sonra, Gültan Kışanak da resmi törenlere “puşi” yle katılmaya başlarsa... Sırrı Sakık, Milano modasından şal-şepiğe dönerse...
Nasıl itiraz edeceksiniz “ben de yerelleşiyorum” dediklerinde!
İşin içinde iş var; kanmayın “janjanlı” paketlere...
