Şalom şablonu
Geçen haftaki gelişmeler artık bizim zekâmızla alay eder boyuta ulaştı. ABD, köle devletlere tatbik ettiği bir şablon uygulamasını, çekinmeden bizler için uygulayıp, akıllarınca Tayyip Erdoğan’ın popülaritesini kurtardı. Anladınız, şu İsrail’in özür dilemesinden söz ediyorum.
Hani bebek katili Apo ile oturup anayasayı pazarlık etti ve ardından Türk askerinin yenilgisini açıklayarak terör örgütü ile pazarlığa girdiği zaman yapılan tüm gizli ve açık kamuoyu yoklamalarında AKP desteğinin hızla eridiği görüldü ya. İşte panik bu kamuoyu yoklamaları ardından çıktı. Oysa ABD’nin AKP’ye yaptırmak istediği işler uygulamasını beklediği bazı konular henüz rayına oturmamıştı. İşte bu nedenle acilen müdahale lüzumu hissettiler.
İsterseniz gelelim son gelişmelerin önce ne anlama geldiğine;
Bu kadar yıldır Musevileri artık birazcık tanıyorsam, onların karşılıksız hiçbir şey yapmayacaklarını da biliyorum. Bu özür karşılığında İsrail’e ne verildi acaba? Amerika taviz veya ödün verdi demiyorum, zira ABD vereceği her şeyi İsrail’e vermiş durumda. Önemli olan Tayyip Bey ne verdi? NATO’ya İsrail’in girişine muhalefetten vazgeçme mi? Yeniden askeri silah ve araçların onarım anlaşması mı? Su nakli mi? Veya daha önemlisi, İran’a yapılması planlanan bir ani saldırıda Türk hava sahası ve üslerinin kullanılması mı?
Netanyahu böyle bir şey almadan, değil Obama, isterse Musa ‘10 Emir’le gelsin, Ankara’ya telefon etmezdi. Obama’yı pek fazla sallamadığını da son dört yılda kanıtladı. Onlar Obama’nın ayağına değil, Obama onların ayağına gitti. Erdoğan hükümetinin bir minik tazminatla özür karşılığında ne vermesi istendiği yeni Dışişleri Bakanı Kerry’nin Ankara’ya yaptığı ve ters açıklamalarla dolu ziyaretinde gizli.
Gelelim İsrail’in bu özrü ile Tayyip Erdoğan’ın popülaritesini yükseltme konusuna. Böyle bir şey olamayacağını biz Türkler biliyoruz, Gürcüler ve Araplar ile Amerikalılar bilemez. Zira İsrail ilişkisi, onun kendisine biat eden tebaasını, kölelerini ilgilendirir. O tebaa tamamen, Atatürk ve Türkiye düşmanı, laiklik karşıtı vatandaşlardan oluşur. Onlar için sonuç önemli değil, patates ve kömür çuvalı önemli.
Benim yazılarımı devamlı okuyanlar hatırlar, Erdoğan’ın Mayıs ayından önce Washington’a gelemeyeceğini yazmıştım. Anlaşılan bu olaya evet demesinin bedeli olarak, Mayıs ayında Washington’a gelmesine olur dendi. Beyaz Saray sonunda şartlı ziyarete evet demiş. Dikkatinizi çekmedi mi, İsrail özrü ardından bu ziyaretin açıklanması.
Tayyip Bey’in popülaritesini kurtarma çalışmalarına rağmen, Apo ile işbirliği, AKP’nin destek oylarını kaybetmesini sürdürecek. Zira ampul takımı dışında herkes bu gelişmenin, bölgenin Türkiye’den koparılmasına neden olacağını biliyor. Bir kısmı umursamıyor, bir kısmı da yumurtanın kapıya dayanmasını bekliyor. Ama AKP için tehlike çanlarının çaldığının en güzel kanıtı, ABD’nin Tayyip Bey adına propaganda çalışmalarına girmek zorunda kalması. Bundan sonra Ankara yerine, patron Washington açıklama yapacaktır.
Bu gelişme bir başka önemli noktaya daha işaret ediyor, İran saldırısının yaklaşmakta olduğu gerçeği. Bu arada sakın ha İsrail’in Suriye’ye saldırdı palavrasına da kanmayın. Çünkü olay; Suriye-İsrail sınırında Suriye topçusunun bizde olduğu gibi sınır ötesini vurmasına karşılık, İsrail topçusunun karşılık vermesi. Bu, İsrail’in Suriye sınırını aşıp vurması demek değil. İsrail, Suriye’yi vuramaz demek de istemiyorum. Ama hâlâ Suriye hava sahası Rus teknolojisi ile korunuyor ve içeri girmekten herkes şimdilik korkuyor. Bu korumayı çözdükleri dakika inanın Suriye hava sahasında NATO uçakları cirit atacaktır.
Bu arada merak ediyorum, Tayyip Bey’in çapulcuları Suriyeli bir din adamı ile camide ibadet eden Müslümanları öldürdü. Nerede hiç duymadık, Ankara’dan onları kınamak azarlamak kötülemek. Siz Müslüman değil miydiniz? Ne oldu, mezhep kavgasında herkesin Allah’ı ve peygamberi farklı mı? İşte bu yüzden ben, bizdeki bazı Müslümanların dindarlığına inanmıyorum.