Rum'un şartlarında anlaşma mümkün değildir, kabul edilemez
Geçtiğimiz hafta 70. Dönem BM Genel Kurulu çalışmaları için ABD'ye giden faşist EOKA'cı Rum lider Anastasiadis ve ekibinin oradaki temas ve açıklamaları Rum tarafının nasıl bir anlaşma peşinde olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Rum tarafı sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamını ve Türklerin de bu Rum devletine yamalanmasını öngören bir çözüm peşindedir ve başka bir anlaşmayı ise kesinlikle reddedeceklerini açıklamıştır. Anastasiadis, temasları sırasında Kıbrıs sorununa ilişkin olarak, Kıbrıs Rum tarafının bir anlaşma için gerekli gördüğü "garantilerin kaldırılması, dört özgürlüğün uygulanması, yabancı askerlerin gitmesi ve çözümün AB normları ile insan hakları anlaşmalarıyla uyumlu olması" şeklindeki temel tezlerini yineledi. Bu şartlarda bir anlaşmanın Kıbrıslı Türkler ve garantör Anavatan Türkiye tarafından kabul görmeyeceği açıktır. Bundan sonraki süreçte, pazarlık aşamasında, al-ver sürecinde, Rum tarafı mevcut tezlerinden geri adım atmazsa anlaşma ve çözümün gerçekleşmeyeceği ve artık mümkün olamayacağı son kez tescil edilmiş olacaktır.
Hâlâ Enosis peşindeler!
Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümü sürecinde henüz ilk aşamalarda bulunulduğunu ve hem kendisinin hem de KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın hedefinin halkın endişelerini giderecek ve beklentilerine yanıt verecek bir çözüme ulaşılması olduğunu ifade etti. Takvimleri ve hakemliği kabul etmediklerini temaslarında açıkça belirten Anastasiadis, mülkiyet başlığının çözümlerinden biri olarak gündemde bulunan tazminatlar konusunda fon oluşturulmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Kıbrıs müzakerelerinde varlığını sürdüren anlaşmazlıkların ancak Türkiye'nin katkısıyla çözülebileceğini savunurken, varılacak anlaşma için bilinen parametreleri de ortaya koydu. Anastasiadis'e göre Türk askeri adadan gidecek, garanti sistemi ortadan kaldırılacak, olası bir anlaşmada öngörülen iki-kesimli/iki-toplumlu federasyonun yapısı AB ilke ve değerlerine uyum çerçevesinde sulandırılacak ve sözde Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında federal bir devlet kurulacaktır. Yani Rum tarafı bizi 1974 öncesi şartlara götürmek ve kazanılmış haklarımızın üzerine bir kez daha yatmak istemektedir.
Adını 'galibi ve mağlubu olmayan' ve 'tüm Kıbrıslıların çıkarını öngören çözüm' diye niteleyen Anastasiadis, BM platformunda dünyayı kandırmış olabilir. Anastasiadis, Kıbrıs Türklerinin, emperyalist Batı'nın Kıbrıs'ta çevirdiği oyunlara kanmayacağını ve tuzaklara düşmeyeceğini bilmelidir. Anastasiadis'in amacı Enosis'i olası kılacak bir çözüme ulaşmaktır. Anastasiadis'e göre "sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin BM, AB ve diğer birçok uluslararası örgüte üyeliği devam edecek, egemenliği, toprak bütünlüğü ve anayasal düzeni modası geçmiş garantiler sistemiyle üçüncü ülkeler tarafından kısıtlanmayacak ve Ada'da yabancı orduların olmayacağı bir devlet modeli çözümün tek yoludur. Bunun dışında bir çözüm modeli kabul edilmeyecektir. Çözüme ulaşılamaması halinde ise uzlaşmaz ve çözümü engelleyen tarafın Türkiye olacağı şimdiden kamuoyuna anlatılmaktadır." Bu kadar haksızlık, adaletsizlik, dahası rezillik ve samimiyetsizlik görülmüş değildir.
Akıncı'dan Rum'a çağrı
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos ufukta çözüm görmediğini belirtmiş ve bunu gerekçelendirirken "maalesef Türkler her şeyi istiyor" ifadesini kullanmıştır. Rum tarafında yapılan bir ankette 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tasfiye edecek ve yeni bir devlet kuracak çözüm planıyla ilgili görüşünüz?' sorusuna yüzde 77.1 hayır, 18.2 evet, gerisi ise bilmiyorum/cevap vermek istemiyorum şeklinde yanıt vermiştir. 'Sözde işgal bölgelerindeki mülklerin Kıbrıslı Türk ve yerleşik kullanıcıların bu mülkler üzerinde söz sahibi olacağı bir çözümü kabul eder misiniz?' sorusuna yanıt yüzde 87,8 hayır, yüzde 7,4 evet olmuştur. Başka bir soruda, 'Yunanistan, Türkiye ve Büyük Britanya'nın garantilerinin devam edeceği bir çözüm planını kabul eder misiniz?'e yanıtlar yüzde 80,6 hayır,13,1 evet olmuştur. Resim nettir ve ortadadır. Rum tarafı Türklerin eşit siyasi ortak olacakları iki bölgeli-iki toplumlu bir federasyona karşıdır. Rum tarafı aklını başına toplamalı ve samimiyetle adil, işleyebilir ve kalıcı bir çözüme odaklanmalıdır. Rum, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın ABD'de yaptığı bir açıklamada söylediklerine kulak vermelidir.
Akıncı "Her iki tarafın da diğer tarafın mağduriyetlerini ve zorluklarını anlaması, empati yapması, diğer tarafı düşman değil gelecekteki partneri olarak görmesi ve mentalite değiştirmesi, sadece fiziksel duvarları değil zihinlerdeki duvarları da yıkacak bir açılımdır. Şimdi bunun zamanıdır" diyerek Rum'a çağrıda bulunmuş ve yol göstermiştir. Bu son fırsat da heba edilirse suçlunun ve çözüm istemeyen tarafın Rum-Yunan ikilisi olacağını tarih muhakkak yazacaktır.