Rum'un oyunu sürüyor
Rum Yönetimi Başkanı faşist EOKA'cı Anastasiadis, BM Genel Kurul çalışmaları için ekibiyle birlikte Amerika'ya gitti. Şikago'da bir dizi temasın ardından New York'a geçen Anastasiadis'in kendisinden önceki Rum liderlerin ve kendisinin, geçtiğimiz yıllarda başvurduğu Türkiye'yi kötüleme siyasetinden vazgeçmediği anlaşılmaktadır. Anastasiadis müzakerelerin başarısız olma olasılığını dikkate alarak şimdiden Türkiye'yi uzlaşmaz olarak gösterme gayreti içerisindedir. Bu yöntem eskimiş ve deşifre olmuş olmasına rağmen Anastasiadis yine de Türkiye'ye karşı bu tür karalama faaliyetlerine ve Bizans oyunlarına başlamıştır. Anastasiadis'in Türkiye'ye karşı katı ve saldırgan tutumu sürerken, özellikle KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'ya karşı oldukça dikkatli davranması, onu kıracak veya zor durumda bırakacak açıklamalarda bulunmaması dikkat çekicidir. Günün sonunda Türkiye'nin Kıbrıs Türkünün çıkarlarının ve bölgedeki Türk-Yunan dengesinin daha da zedelenmeden korunması adına Rum tezleriyle çakışan bir anlaşmaya karşı çıkması halinde, ısrarla çözüm isteyen Akıncı'nın Türkiye ile ters düşebileceğini hesaplayan Anastas, Akıncı ile iyi ilişkilerini devam ettirmeye çalışmaktadır. Anastasiadis yanlış hesap yapmaktadır. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın anlaşma taraftarı olduğu doğrudur. Ancak herhangi bir anlaşmaya, Kıbrıs Türklerinin haklarını koruyup, kollamayacak bir anlaşmaya taraftar olmayacağı da iyi bilinmelidir. Hiçbir KKTC lideri Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Türkiye'ye rağmen bir çözümü savunamaz ve Türkiye'yi karşısına alamaz. Kaldı ki Akıncı Türkiye ile istişare etmekte ve ortak bir politikayı savunmaktadır.
Yahudi lobisine çağrı
Anastasiadis'in Şikago'da Yahudi lobisi yetkililerini, "Türkiye'nin Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirme" konusunda ABD'ye yardım etmeye ve katkı koymaya çağırdığı Rum basınına yansımıştır. Simerini, Anastasiadis'in Şikago temaslarını "Amerikan Yahudilerinden Medet Umuyorlar" başlıklı haberiyle okuyucularıyla paylaştı.
Alithia gazetesi ise manşet haberinde Şikago'dan New York'a giden Anastasiadis'in basına yaptığı açıklamalara yer verdi. Habere göre, Rum siyasi partilerin eleştirilerine yanıt veren Anastasiadis, "Masada görüşülen nüfus çoğunluğu değil siyasi çoğunluktur, bunun da yöntemleri vardır" dedi. Mülkiyette odak noktasının mal sahibi olduğuna dikkat çeken Anastasiadis, "Hedef, göçmenin iç yargı imkânlarına ve özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuru hakkı olması" ifadesini kullandı. Faşist Anastasiadis açıklamasında, "Çözüm müzakereleri kavşak noktasındadır. Bizim hatamız yüzünden kesilirse, bir sonraki adım sahte devletin tanınması olacak" uyarısında da bulundu.
Bir gazetecinin "Türkiye'nin dört özgürlük, işgal ordusunun çekilmesi ve garantilerle ilgili tavrında değişiklik işareti var mı?" sorusuna karşılık "Ankara'yla müzakere etmiyoruz. Müzakere masasında insan haklarının ve temel özgürlüklerin tesisi olumlu şekilde görüşülüyor" cevabını verdi.
Habere göre, Anastasiadis, bir gazetecinin "Mustafa Akıncı tek başına karar verebilir mi?" sorusunu yanıtında, "Bildiğim şey, kendisiyle aynı vizyonu paylaştığımdır. Vatanımızın yeniden birleştiğini, özde ve pratikte Kıbrıslılara ait olduğunu görmek istiyoruz" dedi. Anastasiadis, şöyle devam etti, "Hasbelkader Türkiye'nin de müdahil olduğu konular var, görüşmekte olduğumuz çeşitli konularda olumlu olabilmesi için bazı konularda çekinceler olması da doğaldır. Şu ana kadar görüşmekte tereddüt ettiğini fark etmedim. Kararlılık içerisindedir. Ancak Türkiye'nin oynadığı rolün görmezden gelinmesi de saflık olur. Şu anda hiçbir şekilde karşılıklı suçlama oyununa girmek istemem. Çünkü hiçbir işaret yoktur."
1 Kasım'ı bekle telkini
ABD programı çerçevesinde BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri'nin temsilcileri ile buluşan Anastasiadis, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşerek, Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili son gelişmeleri aktarmış ve çözüm için Türkiye'ye baskı yapılmasını talep etmiştir. Ban ve Kerry'nin Anastasiadis'e 1 Kasım'da Türkiye'de yapılacak seçim sonuçlarını beklemesi yönünde telkinde bulunulduğu gelen haberler arasındadır.
Anastasiadis'in kafasındaki çözüm şekline göre Türkiye, Kıbrıs ile olan ilişkisini asgariye indirecek ve garantörlükten vazgeçecektir. Kıbrıs Türkleri ise sulandırılmış bir federal düzende Rum'a yama olacak ve Rum İdaresi altında zamanla yok olmayı göze alacaktır. Anastasiadis böyle bir çözümü ABD'deki muhataplarına anlatmakta ve bunun kabul görmemesi halinde Türkiye'nin sorumlu tutulması gerektiğinin zeminini oluşturmaya çalışmaktadır. ABD'ye giden Akıncı ve ekibinin, Anastasiadis'in yaratmaya çalıştığı ve Kıbrıs gerçekleriyle çelişen fikirlerine karşı Türk tezlerini anlatmaları ve Rum'un plan ve taktiklerini gözler önüne sermeleri oldukça önem arz etmektedir.