Rum-Rus ilişkisi ve yapılan anlaşmalar bizi etkiler mi?
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı faşist Anastasiadis yanına aldığı üç bakanıyla geçtiğimiz hafta gittiği Moskova’da, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü.
Görüşmeler sonunda aralarında Rus savaş gemilerine Akdeniz’de kolaylık sağlayacak anlaşmanın da bulunduğu 11 devletlerarası anlaşmaya imza kondu. Rus savaş gemilerine sağlanacak kolaylıklarla ilgili anlaşma, daha önce bu tür bir anlaşmanın hiç imzalanmamış olması nedeniyle önemlidir. Anlaşma, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğini ve özellikle de Rusya’ya, Rum Yönetimi denizcilik altyapısı düzeyinde kolaylıklar sağlanmasını öngörmektedir. Rusya’nın ezelden beri Akdeniz’e, sıcak sulara ulaşma siyaseti vardır. Doğu Akdeniz’de filo bulundurması Rusya’nın, Orta Doğu bölgesindeki güç dengelerini kontrol etmesi açısından önemlidir. Anlaşmaların zamanlaması ilginçtir. Anavatan Türkiye ve KKTC’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile yaşadığı petrol krizi, Rum Yönetimi’nin sözde savunma amaçlı silahlanma hazırlığında bulunduğu bir dönemde Rusya ile yapılan anlaşmalar krize yeni bir boyut kazandırabilecek niteliktedir. Her ne kadar da imza töreninden sonra, yapılan basın toplantısında Putin “yapılan anlaşmalar hiçbir ülkeye karşı yapılmış değildir” mealinde bir açıklama yapsa da, günün sonunda Türkiye’nin bölgeye sıcak müdahalesi söz konusu olduğunda, Rus savaş gemilerinin bölgedeki varlığı caydırıcı güç olarak planlanmıştır. Anlaşma ile Rus savaş gemilerinin Orta Doğu’daki diğer anlaşmazlıklara da müdahale etme olanağı sağlanmaktadır. Hatırlanacağı üzere yakın zamanda Güney Kıbrıs ve Rusya, Akdeniz’de ortak tatbikat düzenlemiş ve petrol sondaj platformlarına yapılması muhtemel saldırılara nasıl karşı koyulacağının savunma provası yapılmıştı.
***
Rusya son dönemde Türkiye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasında dengeli bir siyaset izlemeye gayret göstermektedir. Putin, Aralık ayında Ankara’ya yaptığı ziyarette Anavatan Türkiye ile çok önemli anlaşmalara imza atmıştır. İki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması için düğmeye basılmıştır. Yıllık 33 milyar dolar olan ticaret hacminin önümüzdeki 6 yıl içerisinde 100 milyar dolara çıkarılması hedeflenmektedir. Rusya birçok sebze ve meyvesini Türkiye’den almaktadır. Avrupa Birliği ve ABD’nin ambargolarına karşı Anavatan Türkiye, Rusya için güvenilir bir ortaktır. Putin, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı doğal gazda fiyat indirimine gitmiş, Avrupa’ya gidecek doğal gaz boru hattının ise Türkiye’den geçmesi kararı almıştır. Anlayacağınız uluslararası konjonktür nedeniyle iki ülke arasında sıcak ilişkiler mevcuttur.
Rus iş adamları Güney Kıbrıs’ta off-shore şirketler üzerinden milyarlarca dolarlık ticaret gerçekleştirmektedir. Tarihsel bazda geçmişe dayanan Rum-Rus ilişkileri oldukça gelişmiştir. Eli kanlı Rum lider Makarios, Rusya ile çok iyi ilişkiler kurmuş, Sovyetler Birliği döneminde, EOKA teröristlerini Çekoslovakya’dan alınan silahlarla donatmıştı. Anavatan Türkiye’nin 1974 müdahalesinde Rusya beklenenin dışında, fazla müdahil olmamış ve Rumları hayal kırıklığına uğratmıştı. Birkaç yıl önce iflas eden Güney Kıbrıs ekonomisinin kurtarılması için Rusya, Rumların beklentilerini tam olarak karşılamamış, sadece 2.5 milyar dolarlık bir yardım yapmıştı. Rum tarafı AB Troykası’nın devreye girmesi ile mutlak iflastan kurtulabilmişti.
Önceki gün Moskova’da imzalanan anlaşmalara bakarak, KKTC ve Anavatan Türkiye’yi direkt olarak hedef alan bir tehlike veya tehditten bahsetmemiz söz konusu olmasa da yine de Rum-Rus ilişkilerinin yakından takip edilmesinde fayda vardır.
KKTC yetkili makamlarının zaman zaman Rus yetkililerle kurdukları diyaloglar geliştirilmeli, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olan Rusya’nın en azından tarafsız davranması için girişimlerde bulunulmalıdır.