Rum propagandası çökertilmelidir...
Rum tarafındaki propaganda mekanizması, çöken müzakerelerin sorumlusu olarak Türk tarafını suçlayan kampanyalarına devam etmektedir. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in yaptığı değerlendirmelerde, çöken müzakerelerin sorumlusunu açıklamaktan kaçınması nedeniyle Rum tarafı, özellikle faşist Hristo-fiyasko, meydanı boş bulmuştur ve eline geçirdiği fırsatı değerlendirmeye çalışmaktadır. Rum tarafı uluslar arası camiayı yanıltacak ne kadar yalan, yanlış, eksik bilgi varsa aktarmaya başlamıştır. Müzakerelerin başarısızlığı konusunda Rum’un hedefinde her zaman olduğu gibi Anavatan Türkiye ve KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu vardır.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum’u iyi tanımaktadır ve Rum’a paçayı kaptıracak göz onda yoktur. Kıbrıs Türkü ve Anadolu’daki kardeşlerimiz Cumhurbaşkanı Eroğlu’na güvenmektedir. Eroğlu geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalarla Rum’un entrikalarını bozmuş, dünyaya gerekli mesajları vermiştir.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu açıklamasında, “Biz herkesten fazla anlaşma istiyoruz” diyerek, kendisine yönelik “anlaşma istemez” söylemlerini eleştirerek, “Hristofyas’ın anlaşma niyeti olsaydı bunu Talat ile bitirirdi” dedi. Eroğlu, “Kıbrıs’ta Türklerle bir çatı altında eşit koşullarda yaşamanın kabul edilemez” olduğunu kabul eden bir zihniyetle karşı karşıya olunduğunu belirerek, anlaşmadan oldukça uzakta olunduğunun da altını çizdi.
Eroğlu, “Ucu açık müzakereleri kaç yıl daha devam ettireceksiniz? Bu geçen yıllarda Kıbrıs Türk halkının morali ne olacak? Görüşmüşlüğü ne olacak? Bu psikolojik etkilerle yeni yeni travmalarla karşılaşacak mıyız, karşılaşmayacak mıyız? Bunların muhasebesi müzakerelere başlandığında yapılır. Bugün gelinen noktada Kıbrıs Türk tarafı önünü görmek, müzakereler devam edecekse, önünü görerek müzakerelere başlamak durumundadır. Aksi takdirde 48 yıl daha müzakereler devam eder. Siz havanda su dövmeye devam ederken Rum tarafı gelişmişliğini devam ettirir... Türk tarafı da ambargolar altında. Bunu kabul etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Annan Planı Referandumu’ndan bir gece önce Tasos Papadopulos’un halkına gözyaşları içerisinde seslenerek, “Ben bir devlet aldım, toplum olarak iade etmek istemem” açıklaması yaptığını hatırlatan Eroğlu, bunun Rum’un düşüncesini ortaya koyduğunu ve bundan çok dersler çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Bugün de “Kıbrıs Cumhuriyeti” nden vazgeçmeden bir anlaşmaya varma gayretleri altında Kıbrıs Türk halkını eşit muhatap olarak kabul etmeme gayretleri bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında Kıbrıs Türkleri’ni zamanla azınlığa düşürecekleri düşüncesi vardır. Zaman içerisinde kendileri ve içimizden gelecek dürtülerle Türkiye’ye karşı tepkilerin yoğunlaştırılarak bölünme düşüncesi vardır. Böyle menfi Kıbrıs Türk halkının hayrına olmayacak düşüncelerle müzakere masasında oturan muhatabımız vardır. Çok dikkatli olmamız gerekir” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ağzına sağlık. Tabii önemli olan bu kritik ve hayati açıklamaların dünya kamuoyu ile paylaşılmasıdır. Başta Türk Dışişleri olmak üzere Anadolu Ajansı, T.C. Basın Yayın ve Enformasyon Kurumu ve Türkiye medyasının, KKTC yetkililerinin, Rum’un gerçek yüzünü, haklı davamızı ve adadaki yaşanan gerçekleri ortaya koyan açıklamalarını gerektiği gibi dünya kamuoyu ile paylaşmaları şarttır. Rum’un yalanları, haksız propagandası belgeleriyle muhakkak çökertilmelidir.