Rum lider samimi değil
Rum veya Türk tarafında yeni bir lider seçildiği zamanlarda, adada anlaşma, kalıcı çözüm ve barış isteyenler umutlanır. İlerleyen süreçte Rum tarafının bilinen tutumu nedeniyle anlaşmanın olamayacağı gerçeği bu kez de umutlu bir bekleyiş içerisinde olanların hayallerini yıkmakta. Rum tarafı 1964 III. Londra Konferansı’ndan beri masaya sorun çıkarmak, konuları daha içinden çıkılmaz bir duruma sokmak ve nihayetinde çözmemek üzere oturmaktadır. Anastasiadis ve ondan önceki tüm Rum liderler Enosis’i öngörmeyen veya zorlaştıran her türlü anlaşmanın karşısında oldular. Adil ve kalıcı çözümü engellediler. Türklerin de adada en az Rumlar kadar hakları olduğu gerçeğini kabul etmediler. Türkleri eşit ortak değil ikinci sınıf vatandaş olarak gördüler ve çözümün ancak kuzeydeki vatandaşların Kıbrıs Cumhuriyeti’ne katılımları, yamalanmalarıyla ve Türkiye’nin adadan çekip gitmesiyle sağlanacağına inandılar ve bu konudaki dik duruşlarını yıllardır sürdürdüler. Şimdi Cumhurbaşkanı Akıncı ve Anastasiadis’in bir anlaşmaya çok yakın oldukları iddia edilmekte. İki lider önce KKTC’de sonra da Güney Kıbrıs’ta birbirlerinin çarşılarına giderek dostluk sergilediler ya, işte tamam anlaşma oldu bitti diye sevinenler az değildir. Keşke bir anlaşma olsa da barış içinde geleceğe doğru emin adımlarla yürüyebilseydik. Şimdi bu yazıyı saklayın veya yazdıklarımı not edin, sene sonuna kadar veya en geç gelecek yıl bu vakitlere kadar Anastasiadis ne yapacak edecek müzakere sürecinin çökmesini sağlayacaktır. Anastasiadis göreve geldiği 2013 Şubatı’ndan beri müzakereleri torpillemek için elinden geleni yapmıştır. Huylu huyundan, Rum Rumluğundan vazgeçmeyecek ve Cumhurbaşkanı Akıncı ile başlayan süreç de maalesef heba edilecektir. İnşallah ben yanılırım diyeceğim, Anastasiadis’in göreve geldiğinden beri anlaşma istemediği, samimi olmadığı konusunda aldığım bazı notları, ana başlıkları ile siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
1. Anastasiadis göreve gelir gelmez yaptığı ilk açıklamada önceliğinin Kıbrıs sorununun çözümü olmadığını, Rum tarafının bozuk ekonomisi ve batmış mali düzenin düzeltilmesi konusuna zaman ayıracağını bildirmiştir..
2. Müzakereci olarak atadığı Mavroyannis, azılı bir Türk düşmanıdır. Anlaşmaya karşıdır. Annan Planı’na ’hayır’ kampanyasında fanatiklerin başını çekmiştir.
3. Müzakerelerde, Eroğlu-Hristofyas ve Talat-Hristofyas’ın uzlaştıkları konuları kabul etmediğini ve sil baştan başlayacağını bildirmiştir. Müzakerelere başlamak için önkoşulları ve şartları olduğunu açıklamıştır.
4. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Downer’in hazırladığı tarafların pozisyonlarını (anlaşma sağlanan ve uzlaşılamayan konuları) gösteren 77 sayfalık raporu dikkate almayacağını ve reddettiğini bildirmiştir.
5. Kıbrıs sorununa çözüm bulma arayışlarında Rum tarafının tutumunu belirlemek üzere, eskisinden daha çok inisiyatif alacak ve karar üretebilecek şekilde Rum Ulusal Konseyi’nin aktif rol oynamasını sağlamıştır. Her kafadan bir sesin çıktığı Konsey en son toplantısında iki bölgeli-iki toplumlu federasyon tezinden vazgeçilmesi gerektiği konusunu gündemine almıştır.
6. Eroğlu ile müzakerelere başlamak için Ortak Metin’de diretmiş ve gereksiz zaman ve enerji harcanmasına neden olmuştur.
7. Eroğlu ile yürüttüğü görüşmelere çözüm bulma amacıyla katılmamış, sık sık yapılması gereken toplantıları ’yoğun işlerini’ bahane ederek süreci yavaşlatmıştır.
8. Eroğlu-Hristofyas görüşmeleri sürerken Piri Reis gemisi bölgede çalışmalar yapmış, müzakere süreci bundan olumsuz etkilenmemiştir. Barbaros araştırma gemisi bölgeye gelir gelmez, Anastasiadis geçtiğimiz Ekim ayında müzakerelerin en hassas bölümüne, al-ver ortamına gelinmiş iken masayı terk etmiştir.
9. Kıbrıs sorununun uluslararası aktörlerce ya Rum tezlerine göre ya da hiçbir şekilde çözümlenmemesi amacıyla müzakere sürecinde Avrupa Birliği’nin(AB) ve BM Güvenlik Konseyi 5 Daimi Üyesi’nin aktif rol oynaması içi çalışmalarını yürütmektedir.
Anastasiaidis’in müzakerelerdeki samimiyetsizliğini ve çözüm istemeyen tutumunu ortaya koyacak daha çok örnek vardır. Fırsat buldukça bunları da paylaşmaya çalışacağım. Anastasiadis siyasetteki babam dediği ve partisi DİSİ’nin kurucusu Kleridis’in yaptığını yapmakta, ’masada görüşür gibi yaparak, Türkleri uzlaşmaz gösterecek kurnazlıklar’ düşünmektedir. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın tüm iyi niyetine karşılık, Anastasiadis ve Rum tarafı çözüm bulma konusunda samimi değildir. Süreç ilerledikçe Anastasiadis’in uzlaşmaz tavrının tavan yapacağı görülecektir.