Recep Bey’in seyyar Milli Piyango’cu şapkası
Referandum tiyatrosundaki aktörlerin konuşmaları şu günlerde en komik televizyon dizisinden daha komik. Başbakanın kafasında seyyar Milli Piyango bayii şapkası referandumda çekilecek büyük ikramiyeyi satması, Kılıçdaroğlu’nun önce af gafı yaptığını düşündüm ama sonunda Kürtler ile AKP’nin arasını açmayı başarması, bebek katili APO’nun bile af edilmeyi beklemesi. Türk halkı Rahşan affının yarattığı sonuçları henüz unutmadı.
Bu arada Türk basınının cehalet kademesi artık gizlenemez boyutlarda. Son konu, gazete ve televizyonlarda yer alan Türk Silahlı Kuvvetleri’nde soruşturmalar nedeniyle Şûra’da terfi ettirilmeyen bazı komutanların dava açacakları haberleri. Bu haber verilirken Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir ilk gerçekleşiyor gibi de ilgi çekici başlık attılar.
Oysa azıcık merak edip internette biraz araştırma yapma zahmetine katlansalar, Danıştay kararlarını tarasalar, 1960’lı yılların sonunda terfi ettirilmeyen bir grup albayın Danıştay’a dava açtığını ve terfi ettirildiklerini öğreneceklerdi. Daha sonra da 1971 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde Yüksek Askeri İdare Mahkemesi kurulmuştu. İşte işin özeti.
12 Eylül 1980 birçok şeyin miladı. Korku belasına magazine yatırım yapan Türk basını, haberin getireceği bela yerine her daldan çalan ve her konuyu bilen bugünün ürünü ‘Bal Mahmut’ yazar takımı ile doldurmuştu kadrolarını. Aslında 12 Eylül, yalnız ideolojilere değil Türk basınına en büyük kötülüğü yapmış, gazete ve televizyonlar da gerçek gazeteciliğin ölüm marşını çalmıştı. O dönemin ürünleri bugün ortada.
Gelelim ABD başkentinden haberlere. Başbakan Erdoğan duyduğumuz kadarıyla İsrail ile arayı düzeltmek için Amerikalılara ricacı olmuş. Bu durum Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu’nun ABD temasları sırasında da ağırlık taşımış. Aynı zamanda New York’ta Egemen Bağış’ın açıklanmayan arayışları da bu amaca yönelikmiş. Duyduğumuz kadarıyla AKP burada bazı dolaylı temaslarla da arayı düzeltmeyi arıyor. Evet, AKP tarafından seçim meydanında halka anlatılanla perde arkasında yabancı kulaklara fısıldananlar çok farklı. Erdoğan hükümeti Türkiye’de İsrail’den tazminat ve özür beklediğini söylerken, Amerikalılardan ve Amerikan Musevi derneklerinden Netanyahu hükümeti ile aralarının yapılmasını isteyebiliyor. Bu benim bildiğim kadarı ile takiyenin ta kendisi.
ABD Başkanı Barack Obama, Amerikan halkına bir konuşma yaptı ve Irak’tan askerlerin çekileceği yolunda seçim öncesi verdiği sözü tuttuğunu vurguladı. Ekonomi doğal olarak başta. Ev satışları arttı ancak bu artış ev fiyatlarını artırmadı. Belki konut sektörü doyum noktasında olduğundan yeniden bu pazarın açılması zaman alacak.
Aynı durum savunma sanayiine de sıçradı. Özellikle Başkan Obama, savaş sanayiine akan paranın büyük bir bölümünü şimdilerde orta sınıfı kalkındıracak projelere yöneltti. Doğal olarak savunma sanayiinde de işsizlikler ortaya çıkacak. Belki Başkanın Demokrat Partisi bu Kasım seçimlerinde Temsilciler Meclisi ve Senato’da sandalye kaybedecek ama bu tamamen Demokratların çoğunluğu kaybedecekleri anlamına gelmiyor.
Başkan Obama’nın genel sağlık sigortası projesi bu sonbahar ve gelecek ilkbaharda işlerlik kazanacak ve iki yıl içinde bu sistem rayına oturabilir. Doğal olarak dar gelirli halkın lehine olacak bu durum Obama’ya gelecek başkanlık seçimlerini de kazandırabilir. Bu arada ikinci yarıda ABD Başkanının yardımcısı olan Senatör Biden’ın istifa edeceği ve yerine Obama’nın Hillary Clinton’u atayacağı da söyleniyor.
İssizlik rakamlarında bir düzelme yavaş da olsa var. Ekonomik çark hareket etmeye başladı. Böylesine büyük bir ekonomik makinenin çarklarının hızlanması zaman alacağa benziyor. Bu sırada ABD’nin Afganistan’dan çıkması lehine bir gelişme olabilir. Allah ömür verirse hem bunları hem de bizimkileri göreceğiz bakalım.