Prof. Yalçıntaş’ın Anayasa taslağı!
İki ay kadar önce, “Yeni Anayasa hazırlanırken” başlıklı yazımızın girişindeki, “Ülkemizde, gerçekten de birbirinden ‘sıcak’ sorunlarla uğraşılıyor. Hiçbir zaman unutmamamız gereken baş belamız ‘terör’ün yanı sıra, Anayasa hazırlığı gündemi dolduruyor” cümlesini hatırlatmamız
gerekiyor.
O zamandan bugünlere, “Yeni Anayasa” hazırlıklarıyla ilgili pek çok girişim, toplantı, demeç, teklif ve eleştiriler bir birini kovaladı.
“Basit” gibi görünen bu “hassas” girişimin, aslında çok zor olduğu yavaş yavaş anlaşılıyor.
Özellikle, yürürlükteki Anayasa’nın “değiştirilemez” uyarılı maddelerin üzerinde büyük gürültü kopması bekleniyor.
Bu çok önemli durumu biz de hatırlattıktan sonra, bilim adamı, TBMM Anayasa Komisyonu eski üyesi Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın hazırladığı 44 sayfalık Anayasa taslağından bazı paragrafları sütunlarımıza aktarmak da bize
düşüyor.
Prof. Yalçıntaş Yeni Anayasa’nın Beş Esası’nı şöyle belirliyor:
“1-Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İstiklali
(İstiklal prensibi)
2-Vatan Toprakları ve Milletin Bölünmezliği (Bütünlük prensibi)
3-Demokrasi ve İnsan Haklarına Dayalı Cumhuriyet (Cumhuriyet prensibi)
4-Ortak Milli ve Manevi Değerlerimiz (Kimlik)
5-Gelişmiş Türkiye ve Güçlü Ordu”
Bir bakıma “bazı teklifler”i içeren taslağın “Başlangıç Gerekçe” sinden önemli görüşleri kamuoyu ile paylaşmak gerekiyor.
“... Bugünkü ve gelecekteki bütün nesillerimiz, atalarımızın bize bıraktığı bu muhteşem tarihî mirası şuurlarında daima yaşatmalıdır. Bizler esir olmayan bir milletin nesilleriyiz. Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 yıldız bu büyük mirası bize hatırlatan sembollerdir. TBMM’nin genel kurulunun tavanında salonu aydınlatan 16 devâsâ avizenin de aynı mirasa işaret ettiğini hatırlayalım.
Başlangıç metninin ikinci kısmında ise bugünkü modern Türk halkının halen ve gelecekte takip edeceği temel ilkelerden en hayati ve evrensel olanlar sayılmaktadır. Şüphesiz ki milletimiz ve devlet için çok önemli olan başka ilkeler de vardır. Bunlar ‘sosyal’, ‘dünyevilik’(laiklik) vs. gibi esaslardır. Fakat bu nitelikte olanlar Anayasanın maddelerinde yer alacağı için ‘Başlangıç’ta sayılmamıştır.
Anayasa belgelerinde, bir milletin bugünkü ve gelecekteki varlığı, istiklâl, hürriyet ve refahı için vazgeçilmez irade beyanı olduğundan ‘Başlangıcın’ bitiş cümlelerinde Cenabı Hakk’ın koruyucu sıfatı yer almıştır. Pek çok ülkenin anayasalarında benzer ulvi, ilahî atıflar mevcuttur.
Yeni Anayasamız için yeni bir başlangıç yazmak zarureti; 1982 Anayasasında yer alan metnin uzun, siyasî bir ideolojinin örgütlenmesi ve çapraşık ifadeler kullanılmış olmasından dolayı doğmuştur.”
Prof. Yalçıntaş, hazırladığı taslağı şöyle bitiriyor:
“Yeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasası kabul edilip yürürlüğe girince, 1982 TC Anayasası tümüyle kaldırılmış olacağından yeni Anayasada yer alacak ‘geçici hükümler’ gerektiği ölçü ve şekilde maddelendirilecektir.
Bu raporumuzda yeni ‘TC Anayasası’ hakkında tekliflerimizi kısa gerekçelerle kaleme aldık. Bunları nihaî metni hazırlayacak komisyon veya komisyonlarla Türkiye Büyük Millet Meclisimizin bütün değerli üyelerine saygılarımızla sunuyoruz. Cenab-ı Hak yardımcıları olsun ve milletimizi korusun.”
Görülüyor ki, Prof. Yalçıntaş “Yeni Anayasa”ile ilgili taslağında,“ılımlı” ve “barışçı” yol gösteriyor.
Ne var ki “laiklik” konusunda sanki zorlandığı intibaı da doğuyor.
Gerçekten de, “laiklik” çok hassas ve üzerinde “sınama” bile yapılamayacak kadar derinlik taşıyor.