Prof. Dr. Naci Görür ile depremden daha fazlası
Deprem denilince ülkemizin önde gelen isimlerin den biri Prof. Dr. Naci Görür… Öngörülerinin pek çok kez doğrulanması adının öne çıkmasının sebeplerinden biri gibi görünse de kendi alanındaki bilimsel uzmanlığı onu deprem konusunda tartışılmaz bir otorite hâline getiriyor. Bu açıdan bakınca Naci Hoca’nın depremle ilgili doğru çıkan öngörülerinin “Görür” olan soyadından kaynaklanmadığı da çok açık… İşin latifesi bir yana gerçekten de Prof. Dr. Naci Görür ülkemizin deprem konusunda sözlerine güvenilir değerli bilim adamlarımızdan biri… Açıklamalarıyla bilgilendirip, uyarılarıyla yetkililere yol göstermek için nefes tüketen bu değerimizi daha yakından tanıyıp halka tanıtma fikri gazeteci Semin Gümüşel Güner ve Ayşe Karabat’ı Naci Hoca ile günler sürecek bir nehir söyleşi yapmaya kadar götürmüş. Bu söyleşiler sonunda da “Sesimi Duymayan Kaldı mı?” adlı kitap ortaya çıkmış.
Kitabın yazarları yola çıkarken her ne kadar hepimizin yaşadığı deprem korkusu ve beklenen büyük Marmara depremi konusunu konuşmayı planlasalar da Cumhuriyet’in yetiştirdiği fakir bir köy çocuğu olan Naci Hoca’nın hayat hikâyesini de görmezden gelememişler. Dolayısıyla kitap Naci Hoca’nın uzmanlık alanı olan deprem konusu yanında onun günümüzün gençlerine ilham kaynağı olacak hayat hikâyesi ve başarı öyküsünü de kapsıyor.
Prof. Dr. Naci Görür, kitabın önsözünde şu değerlendirmeyi yapıyor:
Kitabı yazım aşamasında gören ve göz gezdirenler, çok iyi ve güzel bulduklarını söylediler. Neye güzel dediklerini bilmiyorum. Naci Görür'ü tanımaya mı, hayat öyküsünü tüm çıplaklığıyla bilmeye mi? Belki de hoşlandıkları şey, fakir ve babasız bir çocuğun başarı öyküsüdür, tıpkı masallardaki gibi.
Her kitabın bir yazılış amacı, okuyucuya iletmek istediği bir şey vardır. Bu kitabın da okuyucuya mesajı ve ima etmeye çalıştığı şey Atatürk Cumhuriyeti'nin erdemi ve karakteridir.
Ne ilgisi var diyebilirsiniz ama lütfen düşünün. Bugün Doğu Anadolu'nun küçük bir kentinde marangoz bir babadan ve okuma yazma bilmeyen bir anneden olan fakir bir aile çocuğunun son derece zorlu ve dolambaçlı hayat yollarından geçip bugünkü durumuna ulaşabileceğini düşünüyor musunuz?
Buna çok doğal ve yaygın bir olay diyebilir misiniz?
O tür çocukların hayallerini gerçekleştirmek için ellerinden tutan, güven aşılayan ve başarının sırrının sadece çalışmaktan geçtiğini söyleyen neydi dersiniz?
Evet, bu Atatürk Cumhuriyeti idi. Atatürk Cumhuriyeti ve devleti; genç nesillere geleceği olarak bakıyor, önlerindeki tüm engelleri kaldırarak istikbal yollarını güven, sevgi, şefkat ve adaletle döşüyordu. Atatürk Cumhuriyeti "kimsesizlerin kimsesi" olmasaydı; bu bizdendir, bu bizden değildir anlayışının egemen olduğu, zenginin ve mevki sahibi insanların çocuklarının Öncelikle tercih edildiği ve dayısı olanla olmayanın net olarak ayrıştığı bu ortamda o sözünü ettiğimiz çocuklar bir yerlere gelemezdi
Umut ediyorum Cumhuriyetimiz en kısa zamanda fabrika ayarlarına dönecek, fakir veya zengin tüm çocuklarımız aydın dünyanın çağdaş ve evrensel nitelikli eğitim koşullarında yetişerek Ulu Önder'in belirttiği gibi ülkemizi "muasır medeniyetler seviyesinin üzerine" çıkaracaklardır.
Masa Kitap
Tel:(0539) 520 40 40
Nobel Ödüllü bilgemiz
Azerbaycanlı akademisyen Doç. Dr. Elşen Bağırzade Türk Dünyası’ndan bilim dalında ilk Nobel Ödülü’nü kazanmış Prof. Dr. Aziz Sancar’ın çeşitli toplantılardaki konuşmalarını, kaleme aldığı yazıları ve röportajlarını kitaplaştırdı.
“Aziz Sancar'dan Bilim ve Ulusal Kalkınma Üzerine Aforizmalar” adını verdiği çalışması hakkında Doç. Dr. Elşen Bağırzade şu bilgiyi veriyor:
“Sayın Aziz Sancar, birçoğuna şahsen katıldığım, organize ettiğim veya vesile olduğum Türk Cumhuriyetleri’ndeki konuşmalarında genel olarak hep bilim ve ulusal kalkınma konusuna vurgu yaptı, gençlerimizi ve çocuklarımızı bilim yapmaya teşvik etti ve hâlâ da etmektedir. Bu bakımdan, onun bu yöndeki yoğun çabalarına küçücük de olsa bir katkı yapmak amacıyla bilim ve ulusal kalkınma üzerine aforizmalarını tek kitapta toplamaya çalıştım.
Beni bu kitabı hazırlamaya motive eden diğer bir neden de vardır. Bu da, Aziz Bey’in adından özellikle de sosyal medyada yayılan sayısız aslı astarı olmayan aforizmalardır. Bu bakımdan, elinizdeki kitabın Aziz Sancar’ın fikirlerine başvurmak isteyenler için güvenilir bir kaynak teşkil edeceğine de inanıyorum. Sn. Aziz Sancar, ben Türkiye Cumhuriyeti’nin eseriyim diyor. Bende Atatürk ve arkadaşlarının Türk Dünyası’na en büyük hizmetinin Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmaları olduğunu düşünüyorum. Onun için de, bu kitabı yüksek onur ve sorumluluk duygusuyla Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına ithaf ediyorum.
Ötüken Neşriyat
Tel:(0212) 251 03 50