Yarabbi nasıl yazayım. Neresini vurgulayayım. Adam herkese koştura koştura çadır ve yardım taşıdı, Van’da kendi vatandaşlarını soğukta açıkta bıraktı. Bu din adına yapılan propagandaya katılan şarkıcılar, sözde gazeteciler neden suskun? AKP iktidarına yetmez ama evet diye oy veren vatandaşlar, eski solcular, Hırant Dinkler, her halde muradınıza erdiniz ve mutlusunuz.
Somali’ye, Libya’ya, Mısır’a, Tunus’a yapılan yardımlar yerine neden Van’a yetmedi bu hükümet, bir oturun düşünün. Politika, aşırı dinci Müslüman kardeşler dayanışması. Doğru, Van’dakiler gâvurmu ki onlara yetmedi AKP iktidarı. Hâlâ çadır ve yardım diye tepiniyor zavallı halk.
Aslında yıllarca dış politika üzerinde yazı yazdım. Ama abartmıyorum, inanın, yıllardır böyle dış politikası olmayan, olanları beceriksizce bozan ve dış başkentlerden verilen talimatlarla dış politika uygulayan bir iktidar görmedim.
Davutoğlu’nu danışmanlığından beri tanırım. Kusura bakmasın, fikirlerini hiçbir zaman sevmedim. Bana bilgisiz ve beceriksiz izlenimi vermişti. Yanılmamışım. Zaman beni haklı çıkardı. Ama dış ülkeler, kolaylıkla kullandıkları bu politikacı için övgü düzdüler. Onlar övdü, ben endişelendim. İşte bugün Türkiye’nin geldiği nokta, sırat köprüsünün kenarı. Adamın komşularla sıfır sorun politikası, komşularla sıfır dostluk politikasına döndü.
Simdilerde Suriye ve İran üzerine yazılan senaryolarda dış suflörlerin kulaklarına fısıldadıkları rolleri oynuyorlar. Bugünlerde ABD’den İncirlik’e gelen Predatörler için demediler mi maazallah İran üzerinde keşif yapmalarına izin vermeyiz diye. Yerlere yattım gülmekten. Tahran’ın yerinde olsam AKP’nin açıklamaları ardından derhal tedbirimi alırdım. Zira Ankara’da oturanlar dediklerinin aksini yapıyorlar. Libya, Suriye en güzel örnek. Yani anlamı; bu insansız uçaklar, İran ve Suriye için gönderilmiş demektir.
Şimdi düşünün Başbakan’ın haberi yokken bu uçaklar Türkiye’ye getiriliyor. Hem de Başbakan, Obama’ya, hâlâ alamadık diye yakınırken ABD Başkanı, “Yahu onlar 20 gündür İncirlik’te” deyince adam şaşkın. Ama haklı, Türkiye adeta işgal altında olduğu için gelen giden asker, sivil casus gibi ciddi olmayan konulardan Başbakan’ın neden haberi olsun ki. Nasıl olsa ne yapacağını söyleyecekler.
Hükümetin açıklaması da bir başka komedi. Neymiş güzergâhı biz verecekmişiz ve bilgileri de ellerini sürmeden bize vereceklermiş. Pakistan’da aynısı yaptılar. Hem de Pakistan’ın haberi olmadan ülke içinde birkaç yeri bombalayıp Pakistanlı yetkililerin yandaşı birilerini öldürdüler. Bu arada sivil halktan beş on kişi öldü. Onlar, ‘olsun feda olsun Amerika’ya’, diyemediler ve iki ülkenin arası bozuldu.
Düşünün bir; ABD bize istihbarat sağlamak ayağına Suriye’ye girip, birkaç yeri muhaliflere yarar sağlasın diye aynı Libya’da Kaddafi’ye yaptıkları gibi bombalasa, ne yapacağız? Yarasın koçuma. Belki de Başbakan çıkıp Predatörlere başarılar falan diler. Hani Irak’ta, din kardeşi Iraklı Arapları öldüren Amerikan askerlerinin sağ salim memleketlerine dönmelerini temenni ettiği gibi.
Şimdi de Türkiye üzerinden oynanan oyunlara son olarak bu insansız uçaklar eklenecek. Hem de bizim hava sahamız kullanılarak İncirlik’te görevli Amerikalı teknisyenler uçakları uçurup içindeki bilgileri alıp kalan ve zamanı geçmiş malları da bize bir şey veriyormuş havasında vererek. Eee böyle başa, böyle tıraş. Başka ne denir ki.
Evet, sevgili okurlarım, size aylardır yazdığım gibi Türkiye artık bağımsız egemen bir ülke falan değil. Başbakan sağa sola vizesiz gitmek için başvuruyor ya, bence Washington’a artık biz de sizin vatandaşınız sayılırız diye baskı yapsın da Türkiye’nin yarısı Amerika’ya vizesiz
kaçsın.
