PKK’yı ve terörünü anlamazlıktan gelenler
Ortada Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü hedef almış PKK adlı terör örgütü var. Onca iç ve dış görüşmeye ve operasyona rağmen varlığını sürdürüyor. İddia ve ideallerinden geri adım attığına yönelik de hiçbir işaret yok. Fırsatını bulduğu, şartları uygun gördüğü her an saldırıyor. Nerede, ne zaman ve nasıl vuracağını da kendi tayin ediyor. PKK, “Kürt Açılımı” ya da Türkiye’nin demokratikleşmesini arzu ettiği için dağa çıkmış da değil. Amacı “Bağımsız Kürdistan” kurmaktır. PKK, gerçekte askerle değil devletle çatışmaktadır.
Şu tespite bir bakınız!
Bir yanda neyi, ne için ve nasıl yaptığını çok iyi bilen bir terör örgütü var. Diğer yanda ise bu terör örgütünün yaptığı eylemlerin ne anlama geldiğini kavrayamayan bir siyaset, aydın ve medya cenahı var. Son olarak Nazimiye karakoluna yapılan saldırıyla ilgili olarak verilen demeçlere bakılırsa, neyi kast ettiğimiz anlaşılır. Konuyla ilgili yukarıda sözünü ettiğimiz cenah, saldırının “Devlet ve PKK içindeki Ergenekon uzantılarının” işi ve amacın da Anayasa değişikliği ile demokratik açılımın engellenmesi olduğunu iddia ettiler. Bu anlayışın ruh ikizi bir açıklamayı da Akşam gazetesi manşetten şöyle vermiş: “Demokratik açılımı durduracak asıl saldırı, çatışmadan beslenen taşeronlardan gelecektir. Bunun bir ucunda PKK varsa diğer ucunda yozlaşmış devlet unsurları, çeteler, terörden nemalanan siyasi gruplar olabilir”. Bu tam anlamıyla komplocu ve gerçeklerden kopuk bir analizdir.
Gerçekleri çarpıtmak
Bu yaklaşım PKK’yı tepeden tırnağa ithal bir örgüt, başkalarının projelerinin aracı olarak görmek anlamına gelir ki bunun adına körlük denir. Türkiye üzerinde hesabı olan her güç odağından daha çok PKK’nın Türkiye üzerinde hesabı vardır. Herkes bölgede birilerini kullanırken PKK, hem birilerini kullanan hem de kendini kullandıran bir örgüttür. PKK’nın da kendine özgü bir gündemi vardır. Durumun böyle olduğu açıkken PKK’nın yaptığı her saldırıyı PKK’nın içine sızmış “Ergenekoncu”lara bağlamak, gerçeklere fena halde ihanet etmek anlamına gelir.
Öcalan mesajı açık vermişti!
İktidar, yandaş medya ve yanaşmalar PKK ve eylemleri konusunda yanılgı içindedir. Bu yanılgı, terörle mücadeleyi zaafa uğratmakta ve giderek daha fazla şehit verilmesine neden olmaktadır. Her türlü terörü “Ergenekoncu zihniyete” bağlayan bu yaklaşımın terörle mücadeleden ne anladığı açıktır. Hâlbuki son zamanlardaki bütün terör eylemleri PKK’nın ve İmralı’daki caninin kendisinin “muhatap” alınması isteğiyle ilgilidir. PKK “tasfiye”, İmralı’daki ise “unutulma” ve “zindan köşelerinden çürüme” riski ili karşı karşıyadır. Batılı devletler PKK’yı artık yeterince desteklemiyor. Türkiye ise ABD, Bağdat, Erbil üzerinden PKK’yı zorluyor. Bu bağlamda PKK da kendisini her zamankinden daha çok ciddiye alınmasını ve muhatap kılınmasını istiyor. Kanlı eylemlerinin amacı da budur. Devlete “muhatap biziz ve biz olmadan bu konuda çözüm olmaz” mesajı veriliyor.
İmralı’daki hükümlü son avukat görüşmesinde “Eğer demokratik siyasetin önü açılmazsa, bundan herkes zarar görür. Çözüm gelişmezse, orta şiddette savaştan bahsedilir. Halkımız da şimdiden tedbirlerini almalıdır vb” diyor, hala anlamıyor musunuz?